1991 yılıydı.

Henüz Büyükşehir olmamış Samsun Belediyesi'nin o zamanki Başkanı Kemal Vehbi Gül, günümüzde Canik İlçesi sınırları içinde kalan Belediyeevleri mahallesindeki imar uygulamaları nedeniyle Muzaffer Önder başkanlığındaki Samsun Belediyesini mahkemeye vermişti.

Oysa Belediye evlerindeki imar uygulamasını kendi görev döneminde başlatan, Kemal Vehbi Gül'ün bizatihi kendisiydi.

Şaşırmıştık haliyle.

Güneş Gazetesi kapandığında Rahmetli İsmet Abi ve oğlu Necmi Hatipoğlu ile ortaklaşa çıkardığımız Bedel gazetesinde bu konuyu ''Şeytana pabucunu ters giydirmek'' başlığıyla yazmıştım.

Şaşılacak işti çünkü.

Dün H.HALK Gazetesinin manşetindeki ''SBB KİRALAMASI KOMEDİYE DÖNÜŞTÜ'' başlıklı haberi okuyunca, yaklaşık 32 yıl önceki o uygulamayı hatırladım.

Güldüm.

Ve fakat.

''Güleriz ağlanacak halimize'' özdeyişini hatırlayınca da kendime kızdım.

Sahi nasıl bir iştir.

Nasıl bir yönetim anlayışıdır.

Peşin söyleyeyim.

Belediyeye ait sosyal tesislerin işletme haklarının kiralanmasını öteden beri doğru bulmuyorum.

Belediyelerin amacı halka hizmet etmek değil midir?

Ki;

Yukarıda bir uygulamasını eleştirdiğimiz Kemal Vehbi Gül'ün Belediye Başkanı seçilirken de, 20 yıla yakın görev süresince kullandığı slogan ''Halka hizmet, Hak'ka hizmettir'' şeklindeydi.

Çarpıcı bir slogandı.

Allah selamet versin, kimi uygulamalarını eleştirsek ve bu nedenle kendisiyle defalarca davalık olsak da, bu şehre kattığı önemli hizmetleri de olmuştu Vehbi Beyin.

Her neyse, biz dönelim günümüzde Samsun Büyükşehir Belediyesinin, bizi şaşkına çeviren o son uygulamasına.

Uygulamaya konu olan Sevgi Kafe, sahillerimizdeki birçok belediye işletmesi gibi dolgu alanları üzerinde kurulmuştu.

Ki;

Dolgu alanlarında yapılaşmaya izin verilmiyor biliyorsunuz.

Ancak, yüksekliği tek katı geçmeyen geçici yapıların kurulmasına izin veriliyor.

Sosyal ve kültürel amaçlı yapılar olması koşuluyla elbette.

Üzerinde Valilik ve Atatürk Kültür Merkezi gibi yapıları bulunduğu fuar alanı da dolgu sahasıdır ama 70'li yıllardaki imar uygulamasıyla o alan, dolgu alanı olmaktan çıkarılmıştı.

Habere konu, Sevgi Kafe ise dolgu sahası içindedir ve bu yapı ruhsatı alamaz.

Kiracısını zor durumda bırakacak bu uygulama nedeniyle konuya yüzeysel açıdan bakıldığında belediye yönetimine hak verilebilir.

Ve fakat.

Şimdi sormak isterim.

Yapıyı kiraya verirken, aklınız neredeydi?

Yapının dolgu alanı üzerinde kurulduğu bilinmiyor olamaz çünkü.

''Biz yaparız olur'' anlayışıyla, kiralamanız zaten külliyen yanlıştı.

Şimdi mi aklınız başınıza geldi?

Güldürmeyin bizi ve aklımızla da dalga geçmeyin lütfen.

Kiralamanız zaten kabul edilemez ama  ''Gözünün üstünde kaşın var, bu nedenle seninle iş yapmayacağım'' gibi bir anlayışı akla getiren bir davranış biçimiyle  kiracınızı kapı dışarı atmak istemeniz de yanlıştır.

Kiralamak hataydı elbette.

Hatadan dönmek de en büyük erdemdir ama hatanın bedelini bir iş insanına yüklemek de ne kadar doğru bilemedim.

Burası Samsun oluyor böyle şeyler.

Hemşerilerimiz bu türden saçmalıklara alışmış olabilir ama ben alışamıyorum.

Alışamayacağım da.

Böyle yaratmış, yaratan.