3.01.2024
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), memur ve memur emeklileriyle birlikte SGK emeklilerinin maaşlarına yapılacak zammın esas alınacağı Aralık ayı enflasyonunu yüzde 64.77 olarak açıkladı.
Cumhurbaşkanı, ''Şu kadar da benden'' diyerek, bir fark vermezse, TÜİK'in enflasyon verisi esas olarak alındığında SGK emeklilerinim maaşlarına yapılacak zam oranı yüzde 37.25 olacak.
Bu arada bağımsız enflasyon araştırma gurubu olan ENAG'ın , Aralık ayı enflasyonu ise yüzde 127.21 olarak açıklandı.
Bu verilerden hangisi doğru gibi bir tartışma açacak değilim ama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye İhracatçılar Meclisi TİM'de yaptığı açıklamada, dünyadaki diğer ekonomiler gibi Türkiye'nin de en büyük baş ağrısının, hayat pahalılığının tetiklediği enflasyon olduğunu söyledi biliyorsunuz.
Cumhurbaşkanı’nın da altını çizdiği gibi enflasyon bir bela sahiden.
Enflasyonun tanımı ''Canavar'' olarak yapılıyor biliyorsunuz.
Ki;
Karikatürlere konu olurdu ve şimdilerde İ.Bülent Çelik çok güzel çiziyor ancak, Rahmetli Bedri Koraman'ın karikatürlerindeki enflasyon canavarı benzetmesi, aradan 40 yıl geçmiş olsa da hala hatırımdadır.
Enflasyon, tahtakurusu gibidir.
Cebimizdeki parayı yer bitirir.
Mesela, üç yıl önce 5 kiloluk paketini 35 liradan aldığımız Terme pirinci, şu sıralar 180 liraya satılıyor.
Üç yılda fiyat yaklaşık 5 kat artmış.
Keza beyaz peynirin fiyatı da, türüne göre 70 lira ile 450 lira arasında değişiyor.
Günümüzde 280 liradan satılan bir peynir çeşidini yaklaşık üç yıl önce 52 liradan aldığımı hatırlıyorum.
Üç yıl içinde gelirim o kadar artmamış ama mesela fiyatlar 5'e katlanırken, emekli maaşlarındaki artış 4 katında falan kalmış.
Hep yazar durum.
22 yıl önce emekli olduğumda SGK'dan bağlanan emekli maaşım asgari ücretin,2.1 katı kadarmış.
Emekli maaşları, 10 yıl kadar önce yapılan düzenleme nedeniyle sürekli erimiş.
Emekli maaşıma yüzde 50 oranında zam yapılsa bile, asgari ücretin çok alında kalacak.
Ki;
Mesela maaşım asgari ücretle paralel artmadığı için kişisel kaybım aylık 20 bin lira dolayında olacak.
Allah'tan sağlık ve afiyet dilediğim babacığım, ''Şükret oğlum'' diye tavsiyede bulunur daima.
İnançlı biri olduğumu düşünürüm ancak, bu durumda nasıl gönülden şükredebileyim bilemedim.
Allah devletime milletime zeval vermesin elbette.
Ve fakat.
Devletim bana emekli maaşı veriyor olduğu mutluyum elbette ancak, bana ''Bulduğunla yetinmelisin'' denildiğinde, ''Milli gelirden payıma düşen, bu olmamalıydı'' derim.
Kimse kusura bakmasın.
Ki;
O maaşı alabileyim diye yıllarca prim ödemişim.
Hem de aylık maaşım elime geçmeden.
Peşin olarak yani.