25.07.2021
Ayder yaylasını gördünüz mü bilmem. Son yıllarındaki görüntü pek fazla bir şey ifade etmez ama en az on yıl öncesinin Ayder'ini görmemişseniz eğer. Bilin ki: Ziyandasınız. ''Bu dünyada cennete benzer bir yer acep var mola?'' şeklindeki sorunun cevabıdır A
Üç yıl kadar önceydi. İzmir doğumlu gelin kızımıza Karadeniz'in güzelliklerini göstermek amacıyla iki aşamalı Karadeniz turu yapmıştık. Turumuzun bir bölümü Akçakoca'dan başlayarak Karadeniz Ereğlisi, Zonguldak, Amasra, İnebolu ve Sinop üzerinden Samsun'a varan yolculuktan oluşuyordu ama diğer bölüm ise Samsun'dan Sarp sınır kapısına ve hatta Batum'a kadar uzanmıştı. Doğu Karadeniz gezisini içeren bu bölümde Ayder'e de uğramıştık. Çok kalabalıktı. Oturup bir çay içebileceğimiz mekan bulmak hemen hemen imkansız gibiydi ama zor da olsa sonunda dört kişilik aile fertlerimizle çay içebileceğimiz bir mekan bulmuştuk. Karadeniz yaylalarının sonunu hazırlayacak unsurlardan biri olan Yeşil Yol'un yapımı gündemdeydi o sıralar. Haberci dürtüsüyle mekan sahibinin Yeşil Yol hakkındaki düşüncelerini merak ederek ''Ne diyorsun bu hususta?'' diye sormuştum. ''Çok iyi olacak, para kazanacağız'' diye yanıt alınca şaşırmıştım ama bende kendisine ''İnsanlar buraya şehrin kalabalıklardan kaçtıkları için geliyorlar. Buraları da şehrin kalabalıklarına benzetirseniz, ne diye gelsinler ki'' demiştim. Rant duygusu insanların gözünü kör ediyor maalesef. Bir süre daha kalabalıklar oluşacaktır belki Ayder de ama bir süre sonra, Ayder ve benzeri yerler, şehrin kalabalıkları gibi olursa, Ayder’e ve benzeri yerlere gitmek için para harcamaktan vazgeçeceklerdir. İnsanlar başka seçenekler arayacaktır. Ki; Sadece Ayder'de olmuyor o bozulma. Uzungöl de şehirlerimize benzemeye başladı. Nihayet, Devlet, bu duruma müdahale etmeye karar verdi. Ayder'den başlayarak yaylalardaki kaçak yapıların yıkımına başlandı. Birkaç gün önce Ayder'de yapılanları yerinde izleyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "2023 yılında inşallah o özlediğimiz, beklediğimiz Ayder’imize kavuşacağız" demiş. Bakan açıklamalarını "Buradaki tüm doğal güzelliklerini korumak, yaylamızı bir dünya markası haline getirmek adına gayret gösteriyoruz.'' diye sürdürmüş. Ve ayrıca ''İlk etapta Ayder içerisinden geçen tüm alt yapıyı yeniledik. Alt yapıyı tamamlamaya müteakip apart otellerimizin inşasını gerçekleştiriyoruz. 52 odalı apart ve 76 odalı termal otelimizin inşası devam ediyor. İnşallah önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde buraların inşasını gerçekleştirmiş olacağız.'' diye de konuşmuş. Amacım niyet okumak değil ancak Bakan Murat Kurum'un açıklamalarını Ayder'de yeni bir cennet yaratma çabası olarak değerlendirmek mümkün. Oysa kaçak yapılar yıkılsa ve yerine başka hiçbir şey yapılmasa, yani eski günlerindeki özgün haliyle bırakılsa, orası zaten bir cennet. İnsan eliyle yaratılmak istenen cennetin, Allah'ın yarattığı cennete benzemesi mümkün mü? Hiç sanmam. İyi niyetli bir çaba ile yola çıkılmış olsa bile, rant amacıyla yapılanlar yıkıldıktan sonra yerlerine yaptırılan otel -motel ve diğer benzeri yapılaşmalar, gelecekte yeni bir rant kapısının açılmasına neden olacaktır. Dün H.HALK'ın manşetindeki haberlerden biri de Kocadağ'daki ağaç katliamıyla ilgiliydi. Haberi okumamış olanlar vardır diye düşünerek, haberin bir bölümünü burada yayınlıyorum. Şöyle ki: Samsun'un Atakum ilçesinde doğal güzellikleri ile bilinen Kocadağ, yamaç paraşütü, doğa yürüyüşü, off-road sporu ile ilgilenenlerin yanı sıra, fotoğraf tutkunlarının da vazgeçilmez adresi konumunda bulunuyor. Doğa turizminin merkezi olabilecek potansiyele sahip Kocadağ'da sayıları her geçen gün artan taş ocakları, ormanlık alanları yok etmeye başladı. Taş ocaklarına ulaşım için kesildiği belirtilen onlarca ağacın görüntüsü, sosyal medyaya yansıdı. Vatandaşlar tarafından sosyal medyada paylaşılan görüntülerde geniş yollar için çok sayıda ağacın kesildiği görüldü. Öte yandan Kocadağ'daki ormanlık alanın yok olduğuna ait uydu fotoğrafları da ürküttü. Vatandaşlar bölgede denetim çağrısı yaptı. Bir süre önce çekilen uydu fotoğrafları ile daha sonra çekilen uydu fotoğrafları arasında büyük bir fark göze çarparken, büyük ormanlık alanın yok edildiği gözlemlendi. Haber böyle idi. Kocadağ, milyonlarca yıl önce oluştu. Samsun için oksijen depolarından biri oldu Kocadağ. Ellerimizle şehirler kuruyoruz. Atakum daha yeni. Bizim kuşağın insanları hatırlayacaktır. Matasyon olak bilinen bölgenin yamaçlarında Balaç, Gerçeme (Küçükkolpınar) gibi köyler vardı. Sahilde ise varlıklı Samsunluların yazlık evlerinin yanı sıra, bazı kamu kuruluşlarının kamp yerlerinden başka yapı yoktu. Önce Denizevleri, sonra da Türk-İş olarak bilinen Seyfi Demirsoy siteleri kuruldu. Atakum günümüzde koca bir şehir oldu. İlkadım'a yaklaştı. Atakum'a, Seyir Terası adlı yapının oralardan bir bakın bakalım, tek bir yeşil alan görebilecek misiniz? Şehir kurarken yeşili unutuyoruz, unutmasına da. Kocadağ'da yapıldığı gibi Allah'ın yarattığı yeşillikler de, birileri tarafından yok ediliyor. Biz de bu duruma seyirci kalıyoruz. Suça ortak oluyoruz yani.