20.06.2021
Yazılarımda sıklıkla ''Samsun büyüyor. Büyüdükçe sorunları da artıyor'' diye yazıyorum ya. Züğürt tesellisiymiş. Meğer kendimi kandırıyormuşum. Mesleğe başladığım yıllarda ki, bu süre 70'li yılların ikinci yarısına denk gelir.
Yazılarımda sıklıkla ''Samsun büyüyor. Büyüdükçe sorunları da artıyor'' diye yazıyorum ya.
Züğürt tesellisiymiş.
Meğer kendimi kandırıyormuşum.
Mesleğe başladığım yıllarda ki, bu süre 70'li yılların ikinci yarısına denk gelir.
İzlediğim ilk seçim olan 1977 Milletvekili Genel seçiminde kimlerin seçilmiş olabileceğini merak edip o yılın seçim sonuçlarına baktığımda Samsun'un kan kaybetmekte oluğunu anladım.
Mesela 1977 yılında meclise 10 Milletvekili göndermişiz.
41 yıl sonraki ilk genel seçim olan 2018'de ise bir azalarak meclise 9 vekil gönderebilmişiz.
Ki:
Nicedir bu sayı ne artıyor, ne de azalıyor.
''Artsa ne olur, azalsa ne olur'' diyeceğinizi tahmin ediyorum ama bir anlamda yerimizde saymışız aslında.
Bunun ne anlama deldiğini anlayabilmek için aynı ölçeğe sahip olduğumuzu düşündüğümüz şehirlerdeki sayılara bakmalıyız.
Antalya mesela 77 seçimlerinde 7 milletvekilini meclise gönderirken, Antalya'nın vekil sayısı 2018'de 16'ya çıkmış.
Antalya'nın 80'li yıllardan itibaren turizm yatırımlarıyla büyümeye başladığını biliyoruz.
Antalya'nın büyümesini sadece turizm yatırımlarıyla açıklamak doğru mudur bilemedim ama mesela Sakarya da 77'de 5 milletvekili meclise göndermiş, hatta Kocaeli’nin de 41 yıl önceki seçimde milletvekili sayısı 5'miş.
Ve fakat.
Sakarya 2018'de milletvekili sayısını 7'ye çıkarırken, Kocaeli'nin milletvekili sayısı son seçimde 13'e çıkmış.
Kayseri'nin 77'de 8 olan Milletvekili sayısı son seçimde 10'a yükselirken, Eskişehir'in 5 olan vekil sayısı 7'ye yükselmiş.
En büyük değişimlerden biri Gaziantep’te yaşanmış.
Gaziantep'in 77'de 8 olan Milletvekili sayısı 2018'de 14'e çıkmış.
Antalya'daki gelişmeyi turizm yatırımlarına bağladık.
Eskişehir'in gelişmesini de öğrenci sayısının artmasıyla birlikte oluşan duruma bağlayalım ama Gaziantep'teki bu sıçramayı neye bağlayacağız.
Bunu doğru analiz edebilmek için Gaziantep, Kocaeli, Sakarya ve Kayseri şehirlerin ekonomik yapılarındaki büyük gelişmeyi peşinen kabul etmek lazım diye düşünüyorum.
Bu gerçeği hala görmezden geliyorsak, gelecek için yapacağımız planlarda da başarı bekleyemeyiz.
Mesela, Gaziantep'in ihracatı 7 milyar dolar sınırına dayandı biliyorsunuz.
Samsun henüz 700 milyon dolar bandında.
Hala bir milyar dolara bile ulaşabilmiş değiliz.
Devran dönüyor ama kabul ederim ki, biz bunu fark edemedik.
Dünyadaki değişimle birlikte ülkemizdeki büyük değişimi de ıskaladık yani.
Ticarete dayalı ekonomik yapının sebep olduğu sıcak para, sahip olduğumuz varlıkları sanayi tesislerine yatırmak için önümüzdeki en büyük engeli oluşturdu.
Kabul edelim ki, risk almayı sevmiyoruz.
İş insanlarımız mesela çocuklarını Avrupa'da ve Amerika'da okutuyorlar.
MBA bile yatırıyorlar çocuklarına ama iş gençlerin değişime dair fikirlerini dinlemeye gelince ''İcat çıkarma Uşağum'' diyerek çocuklarımızı haşlıyoruz.
Bu şehir, şehre istikamet çizebilecek bir kanaat önderi de yetiştiremedik maalesef.
Daha doğrusu buna izin vermedik.
Yukarıda örneklerini verdiğimiz şehirlerde nüfus artıyor.
Biz ise hala göç veriyoruz.
Kan kaybediyoruz yani.
İnsanlarımızın bu şehirden göçme nedeni kendilerine parlak bir gelecek görmemeleridir.
Bu durumu değiştirecek bir hamlenin de kısa sürede oluşacağını düşünmüyorum.
''Biz geldik, gidiyoruz'' diyelim.
Ve fakat.
Çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakacağımız miras bu mu olacak.