14.11.2024
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 1 Ekim'deki Meclis açılışında DEM Parti'lilere uzattığı elle başlayan 'Yeni Çözüm Süreci'nde, Bahçeli'nin el yükselterek, teröristbaşını,
TBMM kürsüsünden konuşmaya daveti ile devam eden süreçte tartışmalar bir türlü bitmiyor.
Dün gazetede bir haber vardı.
Şöyle ki;
MHP MYK Üyesi Mustafa Çavuş, Bahçeli'nin, Öcalan'ı TBMM'deki DEM Parti gurubunda yapacağı konuşmayla terörü sonlandırma ve örgütü lağvetme çağrısı yapması için yaptığı daveti, 'Terörsüz Türkiye için atılmış bir adım' olarak tanımlamış.
Terörsüz Türkiye..
Kulağa hoş geliyor.
Keşke o günleri görebilsek.
Terörsüz Türkiye, hepimizin özlemi ve gerçekleşmesini dilediği bir durumdur elbette.
Devlet Bahçeli'nin, partisinin son gurup toplantısında yaptığı konuşmada ki, ''Terörün bitmesi milli ülküdür. Bu ülkü siyasi namus simgemizdir.'' sözlerini önemsiyorum.
Ve fakat.
Bir taraftan, Terör örgütünün kaynağından kurutularak imha edileceği gibi devlet politikaları sürdürülürken ki; ülkemizde büyük çoğunluğun kabul ettiği yöntem zaten budur.
Buna karşın, bir taraftan, ''Terör bitecek, bölücülük tasfiye edilecektir. gayemiz ve gayretimiz buna yöneliktir.'' gibi ruhumuzu okşayan sözleri eden Devlet Bahçeli, bir taraftan da, başta Ana Muhalefet partisi CHP olmak üzere, Kürt'lerin en azından yarısına yakının oyunu almış DEM Parti'yi terörle iltisaklı göstererek, Devlet Bey'in deyimiyle Kürt kardeşlerimizle kucaklaşmayı nasıl sağlayacağız, işte buna pek aklım ermedi.
Tekrar ediyorum.
Terörsüz Türkiye, hepimizin özlemidir.
Ülkemiz, kaynaklarını kurutan bu büyük beladan kurtulmalıdır.
Peki, bunu nasıl başaracağız?
Yolu yöntemi nedir?
Bugün tartışılan konu da, bugüne kadar denenen yöntemlerdir.
Bu konu için uzatılan el, Anayasa değişikliğine dair talepleri falan akla getirmemelidir.
Terör konusu önemli yani!
Niyet sorgulatacak türden girişimlerden uzak durmalıyız.
Çözümün tek adresi de siyaset kurumudur.
Ve fakat.
Bir taraftan, ''Terör bitecek, gayemiz ve gayretimiz buna yöneliktir.'' gibi, topluma umut veren sözler edilirken, diğer taraftan ''Eğer terör hayatımızdan sökülüp atılırsa, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın bir kez daha seçilmesi doğal bir tercih değil midir? Lazım gelen Anayasal düzenlemeyi yapmak önümüzdeki görevler arasında olmayacak mıdır? Devlette devamlılık, siyasette istikrar, Türkiye Yüzyılı'nın güvencesi için Sayın Recep Tayyip Erdoğan bize göre tek seçenektir'' gibisinden, niyet sorgulatacak sözler çözümü zora sokar.
Ki;
Siyaset kurumunun çözüme dönük yaklaşımı 'amasız-fakatsız' türden olmalıdır.
Böyle bir ortamı sağlamak zorundayız yani.
Şunu bilir, şunu söylerim:
Ülkemizin, milletin ortak mutabakatıyla çözülmeyecek hiç bir konusu yoktur.
Yeter ki;
Çözümü isteyelim.