Arslantürk, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de fındık tarımına yönelik alınması gereken önlemlere dikkati çekti. Türkiye'de yaklaşık 750 bin hektarda fındık üretimi yapıldığını aktaran Arslantürk, son yıllarda iklim değişikliği, istilacı böceklerin verdiği zararlar, üretim maliyetlerinin artması ve tarımsal uygulamalarda doğru yöntemlerin izlenememesi gibi birçok olumsuz etkenin bir araya gelmesiyle hem verim hem de kalitede sorun yaşandığını belirtti. Arslantürk, sürdürülebilir bir sistemle üretimin arttırılması için acilen radikal tedbirler alınması gerektiğini vurgulayarak, "Bunların başında da hiç şüphesiz bahçelerin miras nedeni ile bölünmesinin de etkisiyle aile bazında geçindirmeyen fındıkta toplulaştırmanın yapılması geliyor. Bunu sağlamak için de miras hukukunun acilen revize edilip doğrudan fındık üretiminden geçinecek üretici yapısı oluşturulması elzem hale geldi." değerlendirmesinde bulundu. Genç nüfusun fındık tarımına yönelmesi için teşviklerle üreticinin profesyonelleşmesinin sağlanmasının da alınacak önemli tedbirlerden olduğuna işaret eden Arslantürk, "Fındık bahçelerinin hasattan hasada mahsulü toplamak için gidilen alanlar değil, yıl boyu bakımı yapılan alanlar olması teşvik edilmeli. Arazi birleştirme, kiralama ve benzeri yöntemlerle optimum ölçekte üretim ve kazanç sağlanmalıdır." ifadelerini kullandı. Arslantürk, rekoltenin artırılması için yaşlı fındık bahçelerinin belli bir takvime göre uygun çeşitlerle yenilenmesinin önemli olduğuna dikkati çekti. İklimsel ve biyolojik risklere karşı da etkin bir mücadele yapılması gerektiğini belirten Arslantürk, lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsasının yaygınlaştırılması, ayrıca TARSİM kapsamının genişletilmesinin elzem olduğunu aktardı. Arslantürk, kalıcı ve sürdürülebilir bir fındık politikası oluşturulması gerektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti: "Verim ve kaliteyi de arttırarak ülkemizin potansiyelini tam anlamıyla değerlendirmeliyiz. 'Nasıl olsa fındıkta tartışmasız bir üstünlüğe sahibiz' diyerek aza kanaat getirmemeli, dünya fındık üretim ve ticaretinden olabilecek en yüksek payı almak hedefinde birleşerek hem kamu ve sivil toplum örgütleri hem de üreticiler üzerlerine düşeni yapmak için ivedilikle hareket etmelidir."