Karadeniz’de yaşayanları içme suyu mu kanser ediyor?
Rize’de Andon suyunda arsenik oranının 27 kat fazla çıkmasının ardından bölgedeki kanser oranları yeniden gündeme geldi.
info@karadenizekonomi.com / 25.08.2022
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, "Çernobil’in kanser vakalarının temel etkisi olmadığı belirlendi. Karadeniz’i Çernobil değil de, içme suyundaki ağır metaller mi kanser ediyor" dedi.
Rize'de Andon olarak bilinen Küçükçayır köyünün, turizm destinasyon projesi çerçevesine alınmasının ardından yöre halkının şifalı su olarak bildiği Andon suyunda arsenik oranı 27 kat fazla çıktı. Bilim insanları, arsenik maddesinin toksik bir metal olduğunu uzun vadeli ve devamlı kullanımlarda insan sağlığı açısından özellikle cilt kanseri, daha sonra ise ciğer, böbrek gibi organlarda kanserojen etki yaptığını ortaya koydu. Yöre halkı ise yıllarca buradan içilen suyun hiçbir insana zarar vermediğini inatla savunarak tüm uyarılara rağmen suyu içmeye devam ediyor.
“KANSER VAKALARININ EN ÖNEMLİ NEDENİ ARSENİK VE AĞIR METALLER”
Sadece Rize'de değil, Doğu Karadeniz'in tüm illerinde aynı tehlikenin olduğunu ifade eden Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, “Doğu Karadeniz maden provensidir. Artvin'den Ordu'ya kadar Doğu Karadeniz Bölgesi'nin jeolojik yapısı maden sahalarından oluşuyor.
Yağan yağmur maden kayalarından süzülerek derelere geliyor, özellikle yer altı ve kaynak sularını kirletiyor. İçme suyunda arsenik ve ağır metal tehlikesi var. Sudaki arsenik ve ağır metal içeriği dünyadaki kanser vakalarının en önemli nedenlerinden biridir. Rize'deki arsenikli su, konuyu yeniden gündeme getirmiş oldu. O suyu içenlerin kansere yakalanma oranı 20 kat daha fazladır” dedi.
“SUYUN SAĞLIKLI OLDUĞUNA DAİR HİÇ BİR VERİ YOK”
2011 yılında Karadeniz Bölgesi'ndeki sularda yüksek oranda arsenik maddesinin bulunduğunu ve kanser vakalarında etkili olduğunu ortaya koyduklarını ifade eden Bektaş, “Maalesef ortaya koyduğumuz veriler dikkate alınmadı. Biz bugüne kadar içme suyunda ne gibi önlemler aldık. Doğu Karadeniz'de sağlıklı içme suyu olduğuna dair hiçbir veri yok. Türkiye Avrupa Birliği'ne entegre olmaya çalışıyor.
Avrupa Birliği'ne girme koşullarından birisi de sağlıklı su temin etmektir. Yönetmelikte bunlar var. Uygulamaya gelince yok. Trabzon Büyükşehir Belediyesi'ne soralım; içme suyunun dünya sağlık örgütlerinin belirlediği standarda uyduğuna dair elinde bir belge var mıdır? Varsa yayınlasınlar, rahat rahat su içelim. Ama yok. Bu sadece Trabzon'un sorunu değil. Belediyeler maalesef arıtma yapmıyor.
Belediyeler, akredite edilmiş laboratuvarlarda kimyasal analizi yapılmış suyu halka aktarırsa, vatandaş o suya güvenir. Ankara, içme suyunun arsenikli olduğunu ODTÜ'deki bilim insanları sayesinde öğrendi, gerekli önlemleri aldılar. Ankaralılar bugün arsenikli su içmiyorsa ODTÜ sayesinde içmiyor” diye konuştu.
İŞLENMİŞ SULAR DA GÜVENİLİR DEĞİL
Türkiye'nin en fazla yağış alan bölgesi Doğu Karadeniz olmasına rağmen insanların neden damacana suyu tercih ettiğinin sorgulanması gerektiğini söyleyen Bektaş, “Ben de damacana suyu içiyorum ama gerek damacana suları olsun, gerek belediyenin suları olsun güven vermiyor. Bu nedenle su kıtlığı çekiyoruz. Damacana sularda da sadece ph değeri veriliyor, selenyum ya da diğer metallerin hangi miktarda olduğu yazılmıyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün ön gördüğü standartlara göre su içmiyoruz” dedi.
“BU BÖLGEDE İNSANLAR KANSER OLUYORSA TESADÜF DEĞİL”
Çernobil'in Doğu Karadeniz'de artık etkisinin kalmadığını ileri süren Bektaş, “Çernobil olayından sonra yapılan araştırmalarda toprakta, suda radyasyon olmadığı, bugün görülen kanser vakalarının temel nedeni olmadığı birçok bilimsel makale yayınlandı. O zaman ‘Doğu Karadeniz'de kanser vakaları neden fazla?' sorusu akla geliyor.
Bu bölgede kanser içme suyundan mı, yoksa Çernobil'den mi kaynaklanıyor? Bu bölgede insanlar kanser oluyorsa tesadüf değil. İçtiğimiz suların, kaynak sularının periyodik olarak analizlerin sürekli yapılması lazım. Suyun kimyası sürekli değişir. Sağlıklı bir toplum oluşturmak istiyorsak, sağlıklı bir çevre oluşturmamız şart” diye konuştu.
EN SON 2007'DE KANSER HARİTASI ÇIKARILDI
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Geomatik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Tahsin Yomralıoğlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde görevli olduğu 2007 yılında 14 öğretim üyesiyle Doğu Karadeniz Bölgesi’nin kanser haritası çıkarttı. 15 bin 299 kanser vakası dikkate alınarak yapılan araştırmadan çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı.
Araştırmaya göre, nüfusa göre kanser vakası yoğunluğunda Trabzon ilk sırayı alırken, bunu Gümüşhane, Rize ve Artvin, Giresun ve Bayburt izledi. Araştırmada, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde 558 su numunesinin 103’ü arsenik, 290’nı kurşun, 306′ si selenyum bakımından Dünya Sağlık Örgütü'nün limit değerleri üzerinde olduğu ortaya konuldu.