Enstitü Müdürü Feyzullah Konak, Karadeniz Ekonomi Gazetesi’ne yaptığı sektörel değerlendirmede şunları söyledi: “Enstitümüzün ilimize ve bölgemize sektörel açıdan sağladığı büyük katkıdan mutluluk duyuyoruz. Kuruluş amaçlarımızdan biri sektöre yön vermek olmakla birlikte arı hastalıklarıyla ilgili mekanizasyonlarıyla, arı ürünlerinin üretildiği bitkilerle ilgili laboratuvar çalışmaları yapmak ve bunların altyapısını sektörle paylaşmak diğer görevlerimizdir.”

100’e yakın proje

Ülkemizdeki arı ıslahı çalışmalarına başında bulunduğu kurumun yön verdiğinin altını çizen Konak, sektörün gelişimi için yapılan çalışmaları şöyle özetledi: “Bir yandan arazi çalışmalarına destek verdiğimiz gibi sistemin gidişatını teknik personelimizle beraber yönlendirmekteyiz. Polen üretimini başlatan bir enstitüyüz. 2009 yılında Ordu Valiliği’nin desteğiyle Tarım İl Müdürlüğü ve Arıcılar Birliği bünyesinde üreticilerimize polen dağıtımını gerçekleştirdik. Sadece ilimizde 50 tonu geçen miktarda polen üretiliyor. Yine arı sütüyle ilgili çalışmalarımız var ki bu noktada Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin desteğini de belirtmeden geçemeyeceğim. Ayrıca arı sağlığı ile ilgili çalışmalar da gerçekleştiriyoruz. Fitoterapik ürünlerin arı sağlığında kullanımı ve arı ürünlerine katma değer kazandıracak farklı çalışmalara da enstitü olarak yön veriyoruz. Bu çalışmaları özel sektörle paylaşarak yapıyoruz. Onlar da ticari yönden değerlendirmesini yapıyorlar. Diğer yandan geliştirdiğimiz araştırma projelerini bakanlığımıza sunuyoruz. Şu ana kadar 100’ün üzerinde proje yaptık.”

BALMER’deki yeni yapılanma

Yaptığı açıklamada Ordu Üniversitesi ile yaptıkları işbirliğine de değinen Konak, “Yeni rektörümüzle birlikte çalışmalar daha da hızlandı. İş birliğimizi protokol haline getirdik. Özellikle laboratuvardaki çalışmalarımız arı ürünlerinin çeşitlendirilmesi ve katma değer oluşturmaları noktasında devam etmektedir” ifadelerini kullanırken yakın geçmişte sektörde yaşanan bazı olumsuzluklara karşı da şu tespitlerde bulundu: “Arım, Balım, Peteğim” projesi dediğimiz Avrupa Birliği Projesi ile Ordu’yu balda bir dünya markası haline getirme sevdamız vardı. Arı ürünlerini hem çeşitlendirmek, hem de arıcılığı yapmak suretiyle hangi bitkinin, hangi balın ne gibi özelliklere sahip olduğunu ortaya koymak ve daha sonranda bunu özel sektörün kullanımına açmak suretiyle hem iç piyasada hem dış piyasada ihtiyacı olan tarım ürünlerine göre de üretimi yönlendirme sevdamız vardı. Tabi bunu yaparken biz 10 yıllık bir süre istedik. Bu süreç içerisinde bütün paydaşları bir araya getirmek isterken birtakım aksaklıklar yaşandı. BALMER A.Ş. ile ilgili süreçte şimdi bakanlığımızın ve büyükşehir belediyemizin destekleriyle tarım kredi kooperatiflerinden almış olduğu siparişler var. Şu anda birkaç firma ile ilgili gelen 300 tonu aşan bir bal paketleme talebiyle aktif halde çalışmaya giriyoruz. Buranın resmi kapasitesi 5 bin ton olsa da 10 katına kadar çıkartma imkânına sahip. Dolayısıyla böyle bir girdinin, paketlemenin ve bal sisteminin olduğu alt yapı ile iki üç yıl devam edip oluşan verileri değerlendirdiğimizde önce ülkemize sonra da dünyaya yön verecek haritası önümüze çıkacak. Bu da hem ilimize katkısı fazla olacak hem ülkemize olacaktır.”