TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Çay üreticisi kanunun bir an evvel çıkarılmasını beklemektedir”

 Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ülkemizde üretilen ve Doğu Karadeniz Bölgesinin en önemli geçim kaynaklarından olan çay hakkında açıklama yaptı.

info@karadenizekonomi.com / 16.08.2021

TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Çay üreticisi kanunun bir an evvel çıkarılmasını beklemektedir”

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, ülkemizde çay tarımının, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Artvin, Rize, Trabzon, Giresun ve Ordu illerinde yapıldığını belirterek çay konusunda yaşanan son gelişmelere değindi: “Bölgede bulunan küçük arazilerde 200 bin çiftçi ailesi tarafından yaklaşık 834 bin dekar alanda 1 milyon 420 bin ton civarında yaş çay üretilmektedir. Toplulaştırmanın henüz yapılmaması nedeniyle işletme ölçeğinin küçük olması önemli sorunlardan biridir. İşletme ölçeğinin büyütülmesi için mutlaka toplulaştırma yapılmalıdır. İşletmelerin küçük ölçekli olması yanında çay bahçelerinin giderek yaşlanması ve aşırı yağışlar nedeniyle toprak yapısının bozulması gibi sorunlara da acil çözüm üretilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, yaşlanmış çay bahçelerinin yenilenmesi, gençleştirilmesi ve toprak yapısının iyileştirilmesi aşamasında çay üreticilerimiz devlet tarafından daha fazla desteklenmelidir. 2016 yılından bu yana kiloda 13 kuruş olarak ödenen destek miktarı da artırılmalıdır.”

“Çay hasadının devam ettiği ilçelerde özel sektörün alım fiyatları kiloda 2 buçuk liraya gerilemiştir”

Bayraktar, Doğu Karadeniz Bölgemizde çay hasadının mayıs ayında başladığını belirterek, bölgenin iklimi ve coğrafi yapısı nedeniyle üreticilerimiz oldukça zor şartlar altında çay yetiştiriciliği yapmaktadır” diyerek şu açıklamaları yaptı: “Üreticilerimizin bin bir zorlukla üreterek hasat ettiği yaş çayın bekletilmeden en kısa sürede işlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle yaş çay alımlarının, ürün kalite kaybına uğramadan ve üreticilerimiz mağdur edilmeden yapılması üreticilerimizin en büyük isteğidir. Çayın bölge ve ülke ekonomisi üzerine katkıları dikkate alındığında yaş çay alım fiyatı üreticilerimiz açısından hayati öneme sahiptir. Özel sektörümüz çay alım fiyatlarında üreticilerimizin emeğini ve alın terini dikkate almalıdır. ÇAYKUR ile özel sektör arasındaki yaş çay alım fiyatının farklılığı ve ÇAYKUR kotalarının yetersizliğinden kaynaklanan sorunlar üreticilerin her sezon daha fazla mağduriyetine sebep olmaktadır. Yaş çayın hasat edildikten sonra bekletilme süresinin az olması ve ÇAYKUR’un alım kapasitesinin sınırlı olması gibi nedenlerle üreticiler ürünlerinin önemli bir kısmını da özel sektöre satmaktadır. Bölgede yaş çay alımlarının yüzde 53,3’ü ÇAYKUR, yüzde 46,7’si özel sektör tarafından yapılmaktadır. ÇAYKUR’ un kotalarının dışında kalan çay alımlarını fırsat olarak gören özel sektörümüz açıklanan fiyatın altında alım yaparak üreticileri mağdur etmektedir. Özel sektörün açıklanan fiyatlar doğrultusunda alım yapması için gerekli tedbirler alınmalıdır. ÇAYKUR kotaları artırılarak fiyat istikrarı sağlanmalıdır. Bu yıl ÇAYKUR tarafından açıklanan taban fiyat kiloda 3,87 lira iken, çay hasadının devam ettiği ilçelerde özel sektörün alım fiyatları kiloda 2 buçuk liraya kadar gerilemiştir. Bu durumda üretilen çayın yarıya yakını düşük fiyattan pazarlanmaktadır. Özel sektör, ÇAYKUR’un işleme kapasitesi ve alım miktarının yetersizliğini ve çiftçimizin bir an önce ürününü hasat ederek borçlarını kapatma isteğini fırsat olarak görmemelidir. Diğer taraftan özel sektör; üreticilerimize bazen teslim edilen yaş çay karşılığında, para yerine yüzde 25 ila 50 arasında değişen oranda kuru çay vermeyi teklif etmektedir. Böylece pazarlama işini üreticiye yaptırmakta ve kuru çayı da piyasa satış fiyatından üreticiye satmaktadır. Üreticilerimizi zararına da olsa ürün teslim etmek zorunda bırakmaktadır. Bugün bölgede ÇAYKUR olmasa çay fiyatlarının daha da gerileyeceği ortadadır. Çay üretim havzası haline gelen bölgenin istikrarlı bir şekilde üretime devam edebilmesi için özel sektörümüzün de fiyat konusunda en az ÇAYKUR kadar gayret göstermesi gerekmektedir.

Coğrafi konumu nedeniyle çayın dışında yetiştirilecek ürünleri çok fazla seçme şansı bulunmayan üreticilerimiz mağdur edilmemelidir. Özel sektörümüzü yaş çay alımlarında üreticilerimize haklarını vermede daha dikkatli ve adaletli olmaya davet ediyoruz.”

 “Çay üreticisinin ana güvencesi ÇAYKUR’dur”

Bayraktar üreticilerin en önemli güvencelerinden birinin ÇAYKUR olduğunu belirtti, sözlerini şöyle sürdürdü: “ÇAYKUR’un yapısal iyileştirmelerle birlikte alım kapasitesi ve sektördeki gücü artırılarak yeri korunmalıdır. Özellikle özel sektörde fiyatların fazla gerilediği dönemlerde ÇAYKUR’un fabrika kiralaması sağlanmalı ve özel sektörün düşük fiyatlarına çiftçi mecbur bırakılmamalıdır. Bu sezon ÇAYKUR’ un birinci sürgün dönemi yaş çay alım kotası dekara 600 kg olarak, ikinci sürgün de ise 450 kg olarak belirlendi. Üreticilerin değeri fiyattan daha fazla ürün satabilmeleri için ÇAYKUR, ikinci sürgün çay alım kotasını dekarda 550 kilograma yükseltmelidir.”

Yıllardır çay alımı ve pazarlama konusunda üreticilerin karşılaştığı sorunların çözümünün Çay Kanunu’nun çıkarılmasından geçmekte olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Çay Kanunu’ taslak çalışmaları Ziraat Odalarımızın da içinde olduğu tüm ilgili kurum ve kuruluşların çalışmaları ile tamamlanarak Tarım ve Orman Bakanlığına iletilmiştir” dedi ve üreticinin kanundan beklentilerini açıkladı; Çay yetiştirilen alanların coğrafi durumunun dikkate alınması, Çay işletmelerinin yapısı ve çiftçilerin sosyal şartlarının göz ardı edilmemesi, Açıklanan taban fiyatın altında ürün pazarlanmasını azaltarak üreticinin istismarını önleyen, emeğini koruyan ÇAYKUR’ un daha fazla güçlendirilerek varlığını koruması, Gereksiz harcamaların engellenerek çay üreticisine ve kuru çay üretimine odaklanması, ÇAYKUR’un çay kota miktarı ile işleme kapasitesinin artırılması, Kaçak çay girişlerinin önlenmesi, ÇKS’ye kayıtlılık oranının artırılması, Çay bahçelerinin yenilenmesi, gençleştirilmesi ve desteklerin artırılarak devam ettirilmesi, Özel sektörün açıklanan fiyatlardan alım yapması için gerekli tedbirlerin alınması gibi konular hazırlıkları devam eden Çay Kanunu’ndan üreticilerin olmazsa olmaz öncelikli beklentileridir. Bu konuların yasal bir dayanağa kavuşturulması çay sektöründe sık görülen keyfî uygulamalara engel olacaktır. Çay üreticisi kanunun bir önce çıkarılmasını beklemektedir. Kanun taslağının Meclisten bir an önce geçirilmesi ve yayımlanması konusunda TZOB olarak Bakanlığımıza her türlü desteği vermeye hazırız.”

“Çiftçi doğduğu yerden göç etmek zorunda bırakılmamalıdır”

 Bayraktar, küçük ve sınırlı arazilerde üretim yapan üreticimize bölgenin en önemli ürünü olan çaydan geçimlerini temin etmeleri için gerekli desteklerin verilmesi gerektiğinin altını çizerek sözlerine şöyle devam etti; “Doğu Karadeniz Bölgesini çay üretim havzası haline getiren, zor şartlar altında üretim yapan ve zaman zaman doğal afetlerle karşı karşıya kalan üreticilerimiz doğdukları yerde istihdam edilmeli ve bu coğrafyadan göç etmek zorunda bırakılmamalıdır. Artan girdi maliyetleri ve pandemi süreci ile zor bir üretim sezonu yaşayan üreticiler aynı zamanda doğal afetlerle de karşı karşıya kaldı. Yaz aylarını yaşadığımız bu günlerde çay üretiminin yapıldığı ve hasadın devam ettiği Rize’nin Merkez, Çayeli, Ardeşen, Fındıklı, Pazar ve Güneysu ilçeleri ile Artvin ilinin Arhavi ve Murgul ilçelerinde sel ve heyelan afeti meydana geldi. Gerçekleşen aşırı yağış sonucu oluşan sel ile dereler taşmış, heyelan olmuş, yollarla birlikte çiftçilerin evleri de sular altında kalmış ve çaylıklar zarar görmüştür. Zamanında çayını toplayamayan, heyelan sonucu çay bahçesini kaybeden çiftçiler zor durumdadır. Afetlerden zarar gören çay üreticilerine ve yine bu üretim sezonunda başta kuraklık olmak üzere doğal afet yaşayan tüm çiftçilerimize dekar başına nakdi destek yardımı yapılmalı, Tarım Kredi kooperatifleri ve bankalara olan kredi borçları faizsiz olarak uzun vadeli yapılandırılmalıdır.”

    

“Yerli üretim çayımızdan vazgeçemeyiz”

“Türkiye kişi başına çay tüketiminde dünyada birinci sıradadır” vurgusunu yapan Bayraktar, Türk toplumunun yerli üretimden demlenen çayı çok sevdiğini belirtti: “Türk toplumunun kolay kolay da yerli çay tiryakiliğinden vazgeçmesi beklenmemelidir. Bu nedenle, bazı tarım ürünlerinde olduğu gibi çayda da ithalat yoluyla talebe cevap verme yaklaşımı ülkemize çok pahalıya mal olur. Ancak, çay üreticilerimizin emeğinin hakkı tam olarak verilirse Karadeniz bölgemizde üretim devam eder. Şayet bu sağlanmazsa ithalat yoluyla çay ihtiyacımızı karşılamak sürdürülebilir bir yol olmayacaktır” dedi.

     

 

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar