Karslıoğlu’nun aktardığına göre, bu yıl hasadın gecikmesinde iklim koşulları belirleyici oldu. Don ve soğuktan kaynaklanan geç doğum ile kuraklık, fındığın gelişimini ve olgunlaşmasını yavaşlattı.

Bunun yanında, üreticiler maliyetleri azaltmak amacıyla artık çoğunlukla dalından toplamak yerine fındığın yere dökülmesini bekleyerek hasat yapmaya başladı. Bu yöntem, hasadın doğal olarak gecikmesine yol açıyor.

Ayrıca, küçük ölçekli üreticilerin yüksek maliyetler karşısında dışarıdan işçi temin etmekte zorlanmaları nedeniyle hasada kendi imkânlarıyla başlamaları da süreci yavaşlatıyor.

Karslıoğlu, 2025 sezonunun önceki yıllara göre yaklaşık 10 gün gecikmeli başladığını belirterek, “Normal şartlarda 15 Ağustos’ta başlayan hasat, bu yıl birçok bölgede 25 Ağustos’a doğru kaydı” dedi.

Bölgesel Ekonomiye Etkisi

Fındık, Karadeniz bölgesinin en önemli tarımsal ürünü ve ihracat gelirlerinin lokomotifi konumunda bulunuyor. Hasatta yaşanan gecikme, yalnızca üreticiyi değil; tüccardan ihracatçıya, nakliyeciden yan sanayiye kadar geniş bir kesimi etkiliyor.

Uzmanlara göre, erken dönemde arzın sınırlı kalması piyasada fiyatların yukarı yönlü hareket etmesine ve ürün bulunabilirliğinin azalmasına yol açabilir. Ayrıca, ihracat takviminde yaşanacak kaymaların Türkiye’nin dış ticaret dengesine de yansımaları olabileceği ifade ediliyor.

Karslıoğlu, "Bu sebepten dolayı çok olağan gelişmeler normaldir. Panik yapmaya gerek yok"