Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, yüksek faiz ortamında üretimin devamlılığının zor olduğunu belirterek, Merkez Bankası’nın aldığı faiz indirimi kararını destekledi. ASO, Ekim ayı Meclis toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda maliyetler konusunda öngörülebilirliğin her geçen gün azaldığını belirten ASO Başkanı Nurettin Özdebir, gıda, enerji ve lojistik artışının üretim maliyetini ciddi şekilde yükselttiğini söyledi. Maliyet artışının kapasite düşürülmesine ya da kapanma riskiyle karşı karşıya kalmalarına neden olabileceğine dikkat çeken Özdebir, “Bunlara şimdiden hazırlıklı olmalıyız. Tüm firmalarımızın 2022 projeksiyonlarında sadece finansal anlamda değil, lojistik ve tedarik zinciri açısından da ciddi planlama yapması gerektiğini düşünüyorum” uyarısında bulundu.

Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararının, klişeleşmiş ekonomi görüşlerinin dışında tartışılması gerektiğine değinen Nurettin Özdebir, İSO 500 kârlılık ortalamasının yüzde 10-12 olduğu dönemde, yüzde 16’lık faizin ciddi risk algısı olduğunu dile getirdi.

Teorilerin enflasyon ve faiz arasındaki nedensellik ilişkisini açıklamakta yeteriz kaldığına değinen Özdebir, bu yüzden faiz kararı alınırken diğer ekonomik değişkenlerin de dikkate alınması gerektiğini belirtti.

Küresel bir enflasyon artış eğiliminin söz konusu olduğu bir ortamda, yüksek faiz ile ekonomik faaliyetleri sürdürmenin anlamlı olmadığını dile getiren Nurettin Özdebir, bu koşullarda borçlu firmaların da borçlarını ödemesinin mümkün olmadığını anlattı.

Merkez Bankası’nın faiz indirim kararını yerinde bulduklarını anlatan Özdebir, kamu bankalarının yaptığı gibi özel bankaların da faizi indirmesini beklediklerini söyledi.

Faiz indirimiyle oluşacak parasal genişlemenin imalat sanayine aktırılmasının önemine işaret eden Özdebir, aksi takdirde cari açığın artacağını vurguladı. Özdebir, Türkiye’nin temelde cari açık ve verimlilik sorununa odaklanması gerektiğini işaret etti.

İhracatta sanayinin katkısıyla ivmelenmenin devam ettiğini söyleyen Nurettin Özdebir, “İhracatta rekabet üstünlüğünü sağlayan tek faktör kur artışları değildir. Kur ile bir yere kadar avantaj sağlarken, rekabetçi bir ihracat yapısına kavuşmak için, faktör verimliliği, üretim faktörlerinin kalitesi, doğru ve uygun sanayi politikası, yerli ara ve sermaye malı kullanımı, öngörülebilirlik ve ölçek faktörü gibi unsurlarla ancak gerçek anlamda rekabetçi bir yapıya ulaşılabiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

Yarın Cumhuriyetin 98’inci yılının kutlanacağını söyleyen Özdebir, Osmanlıdan sanayisiz ve dışa bağımlı ekonomi kaldığını hatırlatırken, Cumhuriyetin ilk yıllarında ise ekonomi politikasının tam bağımsızlık ve milliliğine odaklandığını kaydetti.

Ekonomide dışa bağımlılığın azaltılmasının yolunun yerli üretimden geçtiğini ifade eden Özdebir, “Cumhuriyetimizin 100. Yılına giderken yeni bir büyüme hikâyesi yazmamız gerektiği aşikârdır. Bu hikâyede, ithal ettiğimiz ürünlerin rekabetçi olanlarının yerli üretimini desteklemeli, yüksek teknoloji ve katma değerli ürünler üretmeli ve verimliliği arttırmalıyız” dedi.