Dev fabrika yeniden üretime geçiyor
Samsun'un Çarşamba ilçesinde bulunan ve 9 yıldır kapalı olan Çarşamba Şeker Fabrikası’nın bu yıl tekrar üretime geçirilmesi planlanıyor.
info@karadenizekonomi.com / 16.01.2020
Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü ile yapılan anlaşma gereği 150 bin ton şeker pancarı çarşambalı çiftçiler tarafından üretilirken 200 bin ton da Ankara bölgesinden gelecek. Fabrika toplamda 350 bin ton şeker işleme kapasitesine sahip olacak.
Kurtuluş mücadelesinin başlangıç yeri olması gibi tarihsel bir özelliğinin yanı sıra Karadeniz Bölgesi’nin en büyük şehri olan Samsun, ekonomisi, sosyal yapısı ve gelişmiş altyapısı ile bölgedeki diğer şehirlerden kolaylıkla ayırt edilebiliyor. Biz de bu hafta Samsun’dayız. Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri’nde Samsun Valisi Osman Kaymak’a konuk olduk.10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlayarak başladığı sohbette Kaymak, kent ekonomisine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
-Öncelikle bizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyoruz…
-Ekonomi alanında büyük bir boşluğu doldurduğuna inandığım böyle bir gazeteyi kazandırdığınız için ben de size teşekkür ediyorum. Medya ve gazetecilik ciddi bir kamu hizmetidir. Sorumlu gazetecilik dediğimiz ve vatandaşın sorunlarını hakkıyla ilgili yerlere teslim eden, sorunun çözümüne destek olan anlayışı her zaman takdir ettik. Bu anlamda sizi de yaptığınız çalışmalardan ötürü kutluyorum. Karadeniz Ekonomi Gazetesi olarak yaptığınız işi önemsiyorum. Aslolan insanların iş ve aş sahibi olmasıdır ki siz de bu anlamda bir bölge gazetesi olarak toplumun dinamiklerini canlı tutarak görevini yapmak gibi bir misyon ile ihtisas gazeteciliği yapmaktasınız.
-Milli mücadelenin 100 yılında Samsun’da vali olmak nasıl bir duygu diye sorarak başlamak isteriz sohbetimize…
-100. yılında bu şehirde vali olarak görev yapmaktan büyük onur duydum. Çok güzel etkinliklerle büyük coşkuyla kutladık. Sayın cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan başta olmak üzere tüm siyasiler buradaydı. Bir asır sonra yine “aynı gemideyiz” mesajı bu şehirde verildi. Tabi ki Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda “ilk adımın atıldığı kent” olması yönüyle cumhuriyeti kuran ve kurtaran bir kent olmakla iftihar ediyoruz.
-Kalkınma ve gelişmişlik sizin için ne anlam taşıyor?
-Ülkelerin kalkınmışlığı ekonomiye ve istihdama bağlıdır. O nedenle valisi olduğum bölgenin en büyük iliolan Samsun’un bir zamanlar hem göç alan hem de göç veren bir il olduğunu biliyorum. Şimdilerde durum biraz daha farklılaştı. Artık Samsun sadece göç alan bir il konumuna geldi.
-Samsun ekonomisini kaç başlık altında anlatmak gerekir?
-Bafra ve Çarşamba ve Vezirköprü ovası ile Samsun’u bir tarım kenti olarak tanımlayabiliriz. Ama bir başka yönüyle de Samsun bir sağlık kenti olma yolunda emin adımlarla ilerledi ve bölgenin sağlık merkezi olma kimliğine kavuştu. 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve Eğitim Araştırma Hastanesi’nin yanı sıra 10’a yakın özle hastane ile sadece kentin değil çevre illerden vatandaşların da tetkik ve tedavi için geldikleri bir kent olduk. Hatta dışarıdan yani yurtdışından gelen hastaları da dikkate alırsak sağlık turizmi ihraç eden bir il konumundayız. Biz aynı zamanda bir spor kentiyiz. Yakın zamana kadar arka arkaya iki Gençlik ve Spor Bakanı bu kentten çıktı. Spor altyapısı en iyi olan kentlerden biriyiz. Lisanslı sporcu sayımız ülke ortalamasının çok üstünde olduğunu burada belirtmek isterim. Ulusal ve uluslararası alanda başarılı olan gençler de bu topraklardan çıkmıştır.
-Baktığımızda Samsun avantajları olan bir kent, yanılıyor muyuz?
-Dört ana ulaşım ağının buluştuğu nadir şehirlerden birisinde yaşıyoruz. Karayolu, Denizyolu, Demiryolu ve Havayolu kullanma avantajlarına sahip bir iliz. Bu nedenledir ki cumhuriyetin ilk yıllarında 15’e yakın konsolosluğa ev sahipliği yapmış bir kenttir. Dolayısıyla Samsun geçmişte bir ticaret merkeziydi.
-Günümüzde bu özelliğinden uzaklaştığını mı düşünüyorsunuz?
-Kısmen kaybettiğimiz doğrudur. Şimdi tekrar eski günlere dönmesi için yoğun çabalarımız var. Az önce bahsettiğim gibi Samsun avantajlı bir kent. Ve artık lojistik bir merkez olması yönünde ciddi çalışmalarımız var. Kurulan lojistik merkezimizde 80 bin metrekare kapalı alanımız var. Bu bölgede gerek Anadolu’dan gelen veya Anadolu’ya açılmak isteyen gerekse yurtdışına ürün sevkiyatı yapmak isteyen firmalar bu lojistik merkezinden faydalanmaktadırlar.
-Öncelikleriniz arasında turizmin yeri nedir?
-Samsun bir yönüyle de turizm kentidir. Kızılırmak Deltası’ndaki Kuş Cenneti, Vezirköprü’deki Şahin Kanyonu, Akdağ Kayak Merkezi, Havza Kaplıcaları, Ayvacık Baraj gölümüz ve sahil şeridinde 8 adet mavi bayraklı denizimiz ile adeta parlayan bir yıldız gibiyiz. Yayla turizmini de geliştirmeli ve körfez ülkelerinden daha fazla insanın buraya gelmesini sağlamalıyız. Belki direkt uçuşlar konusunda sıkıntılarımız var ama bunu zaman içinde aşacağız. Kurtuluşun 100 yılı dolayısıyla bakacak olursak bir önceki yıl yani 2018’de 600 bin turisti ağırlayan kent, geçen yıl milli mücadelenin 100 yılı nedeniyle bir milyon kişiye kapılarını açtı.
-Tarım, sağlık, lojistik ve turizm sektöründe yoğunluğun olduğu bir kentin sanayisi hakkında neler söylersiniz?
-Kentimizde kurulu 7 Organize Sanayi Bölgesi(OSB) var. 8.ci büyük OSB’yi kurmak için çalışmalarımıza başladık. Geçen ay ilimizi ziyaret eden Sanayi ve Teknoloji Bakanımız MustafaVarank ile Tarım ve Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli’nin öncülüğünde yeni OSB ile ilgili durum karara bağlandı. Biz de valilik olarak büyükşehir belediyesinin yanı sıra ilgili kurumlarla bu işin ilk adımını attık. Önümüzdeki dönemde tersane bölgesinde 3 bin dönümlük alanda yeni OSB’yi kuracağız. Bu süreç hızla devam ediyor.
-Üretim ve istihdama bakış açışınızdan büyük mutluluk duyduğumuzu ifade etmek isteriz. Bu konuda sizi çok coşkulu görüyoruz…
-Elbette bir yerde var olan üretim ve istihdam beraberinde refah ve mutluluğu getirir. Bu anlamda İŞKUR ile de ciddi çalışmalar yapmaktayız. Gerek mesleki eğitim gerekse uyguladığı projelerde İŞKUR ile paydaş rolünü seve seve üstlenmiş durumdayız. O nedenle ki Samsun, bakanlığımızın İŞKUR aracılığıyla belirlediği hedefleri yakalayan öncelikli illerdendir. Bu anlamda 2019 yılında 30 bin kişiye istihdam sağladık.
-Ama bunu yeterli görmediğiniz gibi bir intiba edindik, yanılıyor muyuz?
-Doğru söylüyorsunuz. Bir yandan istihdam sayılarını artırmak için çabalarken diğer yandan da büyük sanayi kuruluşlarını ve fabrikaların sayısının artmasını çok istiyoruz. Hatta sadece kent değil ülke ekonomisine katkı sağlayacak ölçekte büyük sanayi tesislerden bahsediyorum Yok mu derseniz elbette var. Ama sayılarının daha da artmasını arzu ediyoruz. O nedenledir ki yeni OSB’yi çok önemsiyoruz.İl içinden ve dışından Samsun Ticaret ve Sanayi Odası’na başvuruda bulunan yeni yatırım talepleri aldık. Bu toplamda 12 bin kişiye daha istihdam anlamına geliyor. Bu noktada tüm Karadeniz’de olduğu gibi buradada yer sorunu karşımıza çıkıyor. Bakanlarımızın son gelişlerinde bu arsa sorunu çözüldü ve bin dönümlük araziye ilave olarak Tarım ve Orman Bakanlığı kuruluşu TİGEM’e ait 2 bin dönümlük verimsiz tarım arazisini de katarak büyük sanayi bölgemizi Samsun’a kazandıracağız.
-Tokat, Amasya ve Çorum illeri ile koordineli bir çalışmanız da Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) çatısı altında. Biraz da OKA’dan bahseder misiniz?
-Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) sizin de belirttiğiniz gibi Amasya, Çorum, Samsun ve Tokat illerinin vali ve belediye başkanlarının üyesi olduğu bir kuruluştur ve merkezi Samsun’dadır. OKA’da ülke ekonomisine yönelik çalışmalar yapılıyor. Samsun’daki Fuar Merkezi’nin kuruluşuna sağladığı katkının yanı sıra kendi binasını Dünya Bankası desteği ile tamamlanmış ve Lojistik Merkezi de OKA öncülüğünde kuruldu. OKA’nın diğer illere olduğu gibi Samsun’a da büyük katkıları oldu. Bu ajansı çok takdir etmekle birlikte kullandığı kaynağı yetersiz buluyorum. OKA sahip olduğu altyapı ve yönetimi ile daha güzel işleri -yapacak bir kuruluştur.
-Çarşamba Şeker Fabrikası’nın yeniden faaliyete geçecek olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Bir tarım kenti olan Çarşamba’da bildiğiniz gibi Şeker Fabrikası 2009 yılından bu yana kapalı durumda. Geçen hafta, Şeker A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı’nın da katılımıyla yaptığımız toplantı sonrasında fabrikanın tekrar açılması kararını aldık. Fabrika 9 yıldır kapalı olduğundan bölgenin şeker pancarı üreticisi de pirinç ve fındık gibi başka ürünler ekmeye başlamıştı. Belki vatandaşlarımız için bu dönüş zor olacak ama şeker pancarının şöyle bir özelliği var. Sözleşmeli çiftçiliğin önderidir şeker pancarı. Şeker pancarı üreticisi üretim aşamasında tohum ve makine desteği de alır. Yani her aşamada çiftçinin cebine bir para girişi sağlanır. Ben vali olarak çiftçiyi şeker pancarı üretimine teşvik ediyorum. Belki eskiden türlü zorlukları vardı şeker pancarı üreticisinin ama şimdi teknikler çok gelişti. Makineli üretime geçildi. O nedenle çiftçimizin de bu fabrikanın açılmasına destek olmalarını istiyorum. Ayrıca hayvancılığa da büyük katkısı olduğunu unutmamak gerekiyor. Malumunuz, nişasta bazlı şeker ve yapay tatlandırıcılarla ilgili kanser yapıcı özellik kamuoyunda geniş hassasiyet buldu. Cumhurbaşkanımızın direktifleri ile geçmişte yüzde 20’lerde olan nişasta bazlı şeker kullanım oranı şimdilerde yüzde 2’lere kadar geriledi. Bu durum da aslında tek başına şeker pancarı üreticisinin önünü açacaktır. Özellikle Lâdik, Kavak, Çarşamba ve Bafra bölgesinden şeker pancarı alınacak. Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü ile yapılan anlaşma gereği 150 bin ton şeker pancarı bizim çiftçimiz tarafından üretilecek. 200 bin ton da Ankara bölgesinden Genel müdürlük kanalıyla bize gelecek. Yani; Çarşamba Şeker Fabrikası 350 bin ton şeker işleme kapasitesiyle yakın zamanda faaliyete geçecek.
Teşekkür ediyoruz.