Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul eski Bölge Müdürü Özcan Gürsoy “Bölgemiz ısınıyor. Uluslararası politikalarda Türkiye’yi çok zor durumda bırakabilecek durumlarla karşı karşıya kalabiliriz” dedi.

“Karadeniz Bölgesi’nde sadece ekonomik anlamda değil, stratejik politikalarımızı ve gündelik yaşamımızı da çok yakından ilgilendiren gelişmeler yaşanıyor.” diye sözlerine başlayan Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul eski Bölge Müdürü ve aynı zamanda emekli bir asker olan Özcan Gürsoy, Karadeniz Ekonomi Gazetesi’ne yaptığı değerlendirmede “bölgemizde suların ısındığına işaret ederek” uluslararası arenada Türkiye’nin zorlu bir dönemden geçtiğine vurgu yaptı. Gürsoy, ''Bölgemiz ısınıyor.Uluslararası politikalarda Türkiye'yi çok zor durumda bırakabilecek durumlarla karşı karşıya kalabiliriz. ABD ısrarla ‘Karadeniz de Karadeniz’, Rusya da ‘sokmam da sokmam’ diyor. ABD ve Montreux Boğazlar sözleşmesinin tarafı ülkeler, bize bu sözleşmenin değişmesi yönünde bir teklifle gelebilirler ve Karadeniz’e çıkması tamamen Türkiye’nin kontrolünde olan askeri gemilerin aynen sivil gemiler gibi bir rejime tabi tutulması talepleri gündeme gelebilir. Bizce, ABD bunun altyapısını NATO’da hazırladı bile. İşte muhtemel krizin ayak sesleri de buradan geliyor” uyarılarına yer verdiği değerlendirmelerinde, Boğazlar Sözleşmesi’nin revize edilmesine asla sıcak bakılmaması gerektiğini belirtti. Gürsoy, “Bilindiği gibi askeri gemilerin Karadeniz’e çıkabilmesine Montreux Boğazlar Sözleşmesi sınırlama getirmektedir. Sözleşmeye göre bir ülkenin Karadeniz’de bulundurabileceği askeri gemilerin toplamı 45 bin tonu geçemez. Boğazları geçip Karadeniz’e çıkmak isteyen gemiler, 15 gün önceden de Türkiye’ye haber vermek zorundadırlar. Uçak gemileri ile denizaltılar da Karadeniz’e zaten giremez. O halde ABD, askeri varlığını Karadeniz’de nasıl güçlendirecek?  İşte böyle bir durumda ABD,  NATO’da da müttefiki olan Türkiye’ye dönerek, ya Montreux Sözleşmesi’ni masaya koyup değiştirilmesini isteyecek ve Türkiye’ye karşı baskı uygulamaya başlayacak ya da sözleşmenin imzacı ülkelerini devreye sokarak Montreux’un revize edilmesini gündeme getirecektir. Başka bir olasılık da, Türkiye’nin kabul etmediği 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni devreye sokarak Türkiye’yi by-pass etmeye çalışacaktır. Bütün bunlar, 80 yıldan daha uzun zamandır tam hâkimiyetimizde olan Boğazlar’ın düzeninin gündeme gelmesi ve Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki egemenliğinin sona ermesi demektir. KARADENİZ EKONOMİ