"Dünyayla rekabet ediyoruz"
Dünya standartlarının üzerinde gerçekleşen üretime karşın Türk halkının çiftlik balığına karşı önyargıları olduğu bir gerçek. Bu algıyı kırmak istediklerini söyleyen Oğulcan Kemal Sagun, “Dünyanın hiçbir ülkesinde bizde olduğu gibi çiftlik balığı-deniz balığı ayrımı yok. Bazı algıların değişmesi ile önümüzdeki yıllarda yurt içi tüketiminin artacağına eminiz” dedi.
info@karadenizekonomi.com / 3.11.2020
Dört nesildir aynı özveriyle çalışan ve su ürünleri denilince Türkiye’de ilk akla gelen isim olan Group Sagun, bünyesinde barındırdığı 8 farklı şirketi, Türkiye’nin farklı noktalarında kurulu 15 üretim tesisi ile deniz ürünleri yetiştiriciliği, üretimi, ihracatı ve ithalatı alanlarında faaliyet gösteriyor. Bünyesinde Avrupa’nın ve Türkiye’nin ilk özel balık halinin yanı sıra 25 gemilik av filosu da bulunduran işletme, ülkemizde balıkçılığın sanayiye dönüşmesine doğrudan katkı sağlamakta ve sektörün gelişimine öncülük etmektedir.
Dört kuşak balıkçılık
Onların hikâyesi bugün için İstanbul’da devam etse de Samsun’ da başlayan balıkçılık serüveni… Group Sagun Yönetim Kurulu Başkanı A. Tuncay Sagun, babası Kemal Sagun’dan devraldığı Kemal Balıkçılığı bugün bünyesinde 8 şirketin yanı sıra Türkiye’ de beş ayrı bölgede 15 tesiste, yurtdışında ise üç ayrı ülkede üretim tesisine sahip Group Sagun’a taşımış bir isim. Bugün için alanında dünyanın sayılı şirketleri arasında gösterilen Group Sagun, 386 çeşit ürün üretimini gerçekleştirerek alanında bir rekora da imza atmış durumda. Bin 500 kişilik insan kaynağı ile oluşturduğu üretiminin yüzde 70’ini ihraç eden, faaliyet gösterdiği tüm sektörlerde zengin ürün portföyü ve hizmetleri ile Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasına giren firma en çok ihracat yapan ilk 500 firma içerisinde yer alarak sektöründe liderliği elinde tutuyor.
Biz de bu olağanüstü performansı şirketin son kuşak temsilcilerinden olan ve yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevini üstlenen Oğulcan Kemal Sagun ile konuştuk. Hem şirketi hem de sektörün gelişimini…
İhracatta bir milyar dolar barajı
Sözlerine, “Avrupa’nın en büyük ikinci aqua kültür ülkesi konumundayız” diye başlayan Sagun, “çok ciddi oranlarda çupra, levrek, alabalık, somon ve orkinos üretip dünyaya ihraç ediyoruz. Türk su ürünleri sektörü için özellikle 2019 yılı tarihi bir yıldı. Çünkü ilk defa geçen yıl ihracatınız bir milyar dolar barajını geçti. Bir önceki yıla göre yüzde 7’lik bir artış olmuştu. Aslında bu hedefe 2023 yılı için ulaşılması bekleniyordu. Ama bunu geçen yıl yakaladık. Son 10 yılda yüzde 12 buçuk büyüyen bir sektörüz. Bu toplamdaki yüzde 80’lik kısmı da yetiştiricilik ürünleri oluşturuyor. Pandeminin etkisiyle bu yıl ise olağanüstü gelişmeler yaşanıyor. Buna rağmen ihracatta öngörülenin altında bir düşüşle yıla devam ediyoruz. Mart ayında yaşanan düşüş Temmuz ayında yerini toparlanmaya bıraktı. 2020 Temmuz ayında ihracatımız bir yıl öncesine oranla yüzde üç daha fazla büyüdü. Yılsonunda bir milyar barajını yine geçeceğimize inanıyorum” dedi.
Serbest dolaşımdaki tek protein kaynağı
AB ülkelerinin başlıca pazarları olduğunu belirten Sagun, “Hollanda, İtalya ve Almanya en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ülkeler arasında yer alıyor. Rusya, ABD ve Japonya’ya da deniz ürünleri gönderiyoruz. Balıkçılığın bir başka avantajı da şu; üç çeşit ana protein kaynağı var. Tavuk, kırmızı et ve balık. Bu protein kaynakları içinde dünyada serbest dolaşıma açık cinslerin karışmasından dolayı yasaklama bulunmayan, hastalık riski de olmayan tek protein kaynağı balıktır. Doğru kaliteli ürünü doğru kalitede ürettiğiniz takdirde tüm dünya potansiyel bir pazardır. Türk su ürünleri sektörü bu avantajını son yıllarda çok iyi bir şekilde kullandı. Dünyanın hatırı sayılır yetiştirici ülkelerinden biriyiz. Avrupa pazarında da Norveç’in hemen arkasında yer alıyoruz” ifadelerini kullandı.
İç pazarda tüketim
Dünya standartlarının üzerinde üretim yapmalarına karşın Türk halkının çiftlik balığına karşı önyargıları olduğuna işaret Sagun, “Halk olarak bazı algıların değişmesi ile önümüzdeki yıllarda yurt içi tüketiminin artmasını öngörüyoruz. Çünkü dünyanın hiçbir ülkesinde bizde olduğu gibi çiftlik balığı-deniz balığı ayrımı yok. Et kültürü baskın olan ülkemizde balık tüketimi genelde restoranlarda ve otellerde olduğu için pandemi sürecinde bu iki sektörde işler pek yolunda gitmedi. Dolayısıyla iç pazarda balık tüketimi daha da aşağıya çekildi. Oysa bizim ürettiğimiz balıklar son derece sağlıklı ve üretim açısından dünya standartlarının üstünde. İhraç pazarlarımız da gıda güvenliğini en yüksek seviyede tutan ülkeler. Ayrıca, 2017 yılından bu yana dünyada yetiştiricilik ürünleri avcılık ürünlerinden daha fazla satılıyor. Norveç somonundan tutun da Uzakdoğu menşeili pangasyus cinsine kadar pek çok farklı yetiştiricilik ürünü var.” dedi.
Japonya Büyükelçiliği Onur Ödülü
Japonya’nın en büyük orkinos tedarikçilerinden biri olan ve Japon geleneksel mutfağının sembolü suşi ihtiyacı için İzmir Urla’daki çiftlikte üretilen orkinosları Uzakdoğu pazarına satarak yılda 2 bin ton ihracata imza atan Sagun Group, İspanya ve Malta’nın ardından Japonya’ya en çok orkinos ihraç eden üçüncü ülke konumundadır. Dolayısıyla bu yüksek performansın işletmenin Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Sagun’a geçtiğimiz günlerde bir ödül getirmesi kaçınılmazdı. Öyle de oldu ve Tuncay Sagun’a Japonya’nın “Büyükelçilik Onur Ödülü” Japonya’nın Ankara Büyükelçisi Akio Miyajima tarafından verildi. REŞAT GÜNGÖR / KARADENİZ EKONOMİ
Sagun’un ilkleri
- Türkiye’nin ilk orkinos çiftliğini kurdu.
- Türkiye’nin deniz ürünleri konusunda tek ihtisas markası olan Marines’ i yarattı.
- Türkiye’nin ilk canlı kurbağa yetiştirme tesisini kurdu.
- Yurtdışında Yunanistan, Mısır ve Libya‘da üretim tesislerini faaliyete geçirdi.
- Japonya’nın alanındaki dünya devi Mitsubishi’nin Türkiye’deki partneri oldu.
- 2004 yılında Antalya’daki çiftliğinde ISO 9001 kalite sertifikasını alan tek orkinos üreticisi oldu.
- 2015 yılında Avrupa’nın en modern balık işleme ve depolama tesislerinden birisini Urla’da kurdu
- 2016 yılında Türkiye ve Ortadoğu balık yemi ihtiyacını karşılamak için Biomar-Sagun firmasını hayata geçirdi
- 2018 yılında ülkemizin önemli bir değeri olan Karadeniz somonu tesislerini Sinop’ta kurdu ve bu ürünü dünya pazarıyla tanıştırdı.
- Grup halen başta Avrupa ve Japonya olmak üzere 35 ülkeye doğrudan ihracat gerçekleştiriyor.