''Tarım Bakanlığı ve Ziraat Odaları Şapkalarını Önüne Eğmelidirler''
Alan Bazlı Destekler Üretimin Düşmesine Sebep Olmuştur
info@karadenizekonomi.com / 6.12.2014
Her Perşembe akşamı 21:30 da Altaş Tv de ekranlara gelen ekonominin ve sektörün nabzını tuttuğu Karadeniz Ekonomi Programı, bu hafta yine önemli bir ismi ağırladı.Farklı sektörlerin önde gelen isimleriyle iş dünyasının konuşulduğu programda Murat Gürsoyun sorularını cevaplayan konuklar gündem oluşturmaya devam ediyor.Karadeniz Ekonominin bu hafta ki konuğu Eski Ulusal Fındık Konseyi Başkan Vekili Onur Şahindi.
Fındık konusunda son derece önemli bilgilere ve tecrübeye sahip olan Onur Şahin fındığın dünden bugüne yaşadığı süreci değerlendirdi ve önemli açıklamalarda bulundu.
Fındık için milat olan 2009 yılına değinerek söze başlayan Şahin, bugüne kadar en büyük şikayetimiz fındık da arz fazlasıydı.2008 den sonra fındığın navigasyonu,yol haritası değişti.Artık fındık arz fazlası olmadığı gibi elimizde maalesef fındık yok dedi ve son 6 yıldan buyana fındıkda yaşanan en büyük sorunun az üretilmesi olduğuna dikkat çekti.
Şahin 722 bin hektarlık alanda ortalama 100 kg hesabına göre 700 bin ton elde etmemiz gerekirken 500 bin ton fındık üretiyoruz .Kaldı ki en son yaşanılan don hasarından sonra bu rakam 300 bin tona kadar düşmüştür. Çok düşük bir üretim var. Haliyle artık herkesin fındık politika kitapçığını değiştirmesi lazım. Buradaki amaç fındık üretiminin artırılması olmasıdırşeklin de konuştu.
Fındıkta İhracat Olarak Çok Güzel Rakamlara Ulaştık
Şahin fındıkta ihracat olarak baktığımızda çok güzel rakamlara ulaştık.Fındığın tabanı Artık 1 milyar dolar .Öyle ki fındığın ölüsü bile 1 milyar dolar getirir söylemini bu seneki ihracat rakamlarıyla doğrulamış olduk.300 bin ton kabukludan bahsediliyor bu rakam asgari 150 bin ton iç anlamına gelirdiyerek ihracatta ki başarımıza dikkat çekti.şahin sözlerine devlet ve üretici ilişkisine değinerek devam etti.
Var Olan Eski Fındık Kanunu Acilen Değiştirilmeli
Devlet 2008 den buyana fındık ürün alımı için hazine den bir lira bir para bile harcamıyor.2008 den buyana fındık artık türk tarım politikasında bir maaliyet birimi değildir. Dünya ülkeleri diyor ki; fındığını üret bu bize artık yetmiyor .Burada devletin devreye girerek tarım politikalarını güncellemesi gerekir. Üretim noktasında bu şarttır.Son 6 yıldır bize fındık yetmiyor arz fazlası dönemleri geçmiş yıllarda bıraktık .Bu durumun acilen fındık bahçelerinin yenilenmesi ve veriminin artırılması yönünde bir kararla kanunlaşması gerekir.Yani var olan eski fındık kanunu acilen değiştirmemiz lazım.
Şahin gereksiz gündem oluşturmak yerine sanayici,üretici ve devlet olarak üretimi artırmaya yönelik çabalarımızı ortaya koymalıyız diyerek üretimin altını çizdi.
Fındıkta Bundan Sonraki Asıl Sorunumuz Üretim
Türkiyenin1 milyon tonluk hedefinin gerçekleşmesi lazım.Ama biz hala kısır kavgalardayız.Nezaman ki fındık bahçeden kalkıyor ,tartışmalar gündeme düşüyor.Fındığın fiyatı,alivre durumları,rekoltesi derken bu gündem 2-3 ay sürüyor sonrasında kış uykusuna yatırıyoruz.Ne devletten ne üreticiden neden ihracatçıdan ses var.Sezimiz bir anda kesiliyor.Şunu çok iyi bilmemiz gerekir, 2008 den itibaren yeni bir fındık yapısı oluşmuştur,bundan sonrasında konuşmamız gereken arz fazlası yada fiyat değil üretimdir ,bunun iyi algılanması gerekir.
Fındık Türkiye İçin Yılda 2 Milyar Dolar Getirisi Olan Çok Değerli Bir Üründür
Düşünün ki 8 yıldan buyana bir tarım ürünü, yetiştiği tek bir tanesine kadar satılıyor,bunun satımıyla ilgili devlet hazine bütçesinden ekstra bir lira bile ayırmıyor.Tarımsal destekleri bundan ayrı tutuyorum.Dahada önemlisi biz bu ürünü Türkiyeye değil Türkiye dışına satıyoruz.Türkiyede yetişen bir ürünün karşılığı olarak, en asgari 1-2 milyar dolar arasında bir yabancı sermayenin bu ülkenin hazinesine ve türk üreticilerinin cebine girmesini sağlıyoruz.Bunları iyi düşündüğümüz de fındık politikalarının yeniden güncellememiz gerektiğinin farkına varacağız.
Sahil Kesmin de ki Üreticinin Fındığını Bekletmesi Fındık Fiyatının Yükselmesine Sebep Olmuştur
Fındık sektörün de 5.700 olan fındık fiyatı 15 tl gibi bir fiyatı görerek tarihi bir rekoru bulmuştur.Buna rağmen 15 TLnin üstünde bir beklentiye girip, bekleyin daha fazla çıkacak deyip üreticiyi yönlendirmek üreticiye ve sektöre zarar vermek anlamına gelir.Fındığın 15 tl yi bulmasında ki en büyük sebep, fındığın sahil kemsinde 0,52 rakımında olmasıdır.Yani 200 metre rakımın üstünde hiçbir yerde olmadı.Haliyle üretici kesiminin en refah kesiminde oldu. Toplumda bir geliri olan memur yada esnaf olarak hayatını idam ettiren bir kesim fındıktan para kazandı.Oysa ki bir Akkuş,Korgan ,Kumru üretici profilini incelediğimiz de 100 liralık bir geliri varsa 90 lirası fındıkdan geldiğini görüyoruz.Refah seviyesi yüksek olan kesim fındıkta inat etti ve fındığın fiyatının yükselmesini bekledi.Bu ürün sahilde değilde yüksek kesimlerde olsaydı bu üretici bukadar fındığını bekletemezdi ve fiyatta bukadar yükselmezdi.Sahil kesminde ki üreticinin fındığını bekletmesi bu fiyatın çıkmasına sebeb oldu.Bu durumda fiyatın yükselmesinin sebebi ortada.serbest piyasa koşulları bunu bu noktaya getirdi.
*Fındık Miktar olarak 3 te 1 olmasına Rağmen Ekonomiye Katkısı 3 te İki Oldu
*15 Liraya Görmesine Rağmen Fındığını Satmayan Üretici Şimdi 13 Liraya Düştü Diye Serzenişte Bulunmasın
*Sektörün Kendinden Kaynaklanan Sorunları İhracatçıya Maal Edilmesin
İhracatçılar fındığı 120 ülkeye bir çok risk alarak ihraç ediyor.Aynı zamanda ekonomik anlamda çok büyük istihdam sağlıyor.Sektörün kendinden kaynaklanan sıkıntıların faturası ihracatçıya mal edilmesi çok yanlıştır.Devletle üretici 2009 da bir anlaşma yaptı.Devlet fındığı artık almıyor sadece dönüm başı destek veriyor ,üreticide bunu kabul etti.Dolayısıyla bundan sonra serbest piyasa unsurlarından kaynaklanan sebeblerden dolayı sağa sola saldırmanın hiçbir anlamı yoktur.Bundan rahatsız olan üretici ,devletten yeni fındık politikası talep eder.15 liraya gelen fındığı satmayan üretici şimdi niye 13 liraya düştü diye serzenişte bulunmasın.
Şuan ki Alan Bazlı Destekler Devletin Sus Payıdır
Eğer biz aynı gemideysek bu cümlede samimi olunmalı.Şuan ki alan bazlı destekler devletin sus payıdır.Bahçedeki ürünü sormak yok,verimi artırırsan ben destekleri artırırım demek yok.Devlet olarak bahçesine giren emek veren üreticiyle bahçesine hiç girmeyen üreticiye aynı desteği veriyorsan bu yanlıştır ,desteklemenin ruhuna da aykırıdır.Benim bu konudaki önerim 2009 başlayan destekleme modellerinin içeriği zenginleştirilmeli.
Alan Bazlı Destekler Üretimin Düşmesine Sebep Olmuştur
Yeni dönemde üreticiye bahçedeki fındığın verimini artırmaya yönelik ve eski bahçelerin yenilenmesi yönünden alan bazlı destekler verilmelidir.Ama maalesef üretici bu model bir desteklemeyi istemiyor.Hazır ve zahmetsiz bir desteklenmeden yana.Uğraşmak istemiyor bahçesiyle.Mevcut olanla idare edip tembellik yapıyor.Durum böyleyken devletin alan bazlı destekleri ve üreticinin de bundan şikayetçi olmaması karşılıklı tembelliği doğuruyor. Alan bazlı desteklerin başlamasıyla birlikte üretimin yavaşlaması bence aynı oranda ilerliyor.Bu desteklerin neye maal olduğunu iyi ayırt etmek gerekiyor.Bu destekler üreticiyi bahçelerden uzaklaştırdı.Alan bazlı destekler üretimin düşmesine sebeb olmuştur.
İspanyada Perşembe Kadar Yerden 20 Bin Ton Üretim Yapılabiliyorsa, Tarım Bakanlığı ve Ziraat Odaları Şapkasını Önüne Eğmelidirler
İspanyada uygulanan bir yöntemi Türkiyede de uygulayabiliriz. Düz arazi de özel sulama sistemiyle birlikte fındığı ağaç olarak dikimini gerçekleştirmişler.İspanyadaki teknik dikimin uygulaması Türkiyede de yapılmalıdır.Bizde maalesef çok sık ocaklar var ama İspanyada aralıkları geniş bırakılmış fındık ağaçları var özel sulama kanallarıyla sulanılıyor.Özel fındık toplama makineleri ile birlikte Fındık yere düşüyor ve elektrik süpürgesi gibi makine kendi içine çekerek topluyor toplarken de aynı zamanda çeç kapsül ayrımını da yapıyor.Fındığı en olgun zamanında yere düştüğü anda topluyorlar.Biz bu sistemi düz taban arazilerde öneriyoruz.Perşembe kadar küçük İspanya fındık fidanı yetiştiriyor,küçücük İspanya kadar olamıyoruz.Tarım bakanlığı ziraat odaları şapkasını önüne koyarak kendilerine biz ne yapıyoruz sorusunu sormalıdır.Ülkemizde dağlık arazilerde yetişen fındık ocakları İspanyada olduğu gibi setleme şeklinde olmalıdır. Dünyanın en büyük üretim yapan ülkesi olarak bir fındık politikası uygulamazsak düşük üretim sonucunda,üretici yaptığı masrafı karşılamayacak duruma gelecek ve bu durum ise sosyal nedenlere sebep olacaktır.
Yeni Fındık Stratejisi İstiyoruz
Eğer devlet destekleme modellerinin içeriğini değiştirmeyecekse devletin şunu yapması uygundur.Rakım durumuna göre sınıflandırması lazım.Sahil kesimine ve yüksek kesimlere rakım durumuna göre fiyatlandırma yapıp desteklemesi lazım.En azından bu yapılabilir.Hedefimiz cebimize para gelsin demek olmamalı üretimi nasıl artırabilmeliyiz olmalı.Ziraat Fakültesi ile Fındık Araştırma Enstitüsü birlik olup binlerce fidan yetiştirmeli, üretimi artıracak çalışmalar yapılmalıdırlar.
Yerli Sanayicimize Sahip Çıkalım
Biz kendi yerli firmalarımıza sahip çıkmamız lazım.Yabancı sermayenin bölgeye girmesi iletişimi olumsuz etkiler.Kendi içimizde bölgesel sorunları ihracatçımızla halledebiliyorken bunu yabancı firmalarla yapmamız elbette mümkün olmayacaktır.
Karadeniz Bölgesi Yatırım İçin Şuan Elverişli Değildir.Limanı Olmayan,Pazara Uzak,Ulaşımı Sıkıntılı Bir Bölgedir.
Bugün tüm insanlar bu bölgede hizmet veriyorsa bu coğrafyanın insanı olduğu içindir. Yabancı sermayenin Karadeniz yerine Manisaya Fındık tesis yapmasını haklı buluyorum. Çünkü Karadeniz Bölgesi Limanı dahi olmayan, pazara uzak, ulaşımı sıkıntılı bir bölgedir. Dolayısıyla yatırımcıyı fındığın bölgesinin Ordu olması ilgilendirmez pazara yakınlık, hammaddeye uzaklık, sanayiye ve ulaşıma bakar. En son ki Manisa örneği de bunun bir kanıtıdır. Devletin fındıkla ilgili desteklemeler de Ordu ve Giresunu özel bölge ilan edip ayrıcalıklı destekleme modelleri sunmalıdır. Yerli ihracatçımıza ve üretime yönelik çabamıza destek olabilicek bir durumdur.
Gürcistan Konusunda Sünnetçi Korkusu Yaratıyoruz
Gürcistan da dünya gıda devleri yeni dikim sahaları oluşturuyor. Bu dikim sahalarında 100 ün üstünde 200 kg ürün almak hedefiyle, 3 dal sistemi ile ocakların ara mesafesi çok iyi ayarlanmış. Maksimum verim almak için teknik bahçeler oluşturuyorlar. Türkiyede üretim istikrarsızlığı olan bir ülkeye doğal olarak bel bağlamak istemiyorlar ve kendi bahçelerini oluşturuyorlar. Dünya gıda firmaları Gürcistanda ve Azarbeycan da 50 yıllığına kiraladığı arazilerde kendi dikim sahalarını oluşturarak üretim alanları yaratıyorlar. Buna engel olmamız mümkün değildir.Ama bizim de yapabileceklerimiz var.Bunuda üretimi verimli hale getirerek fındık politikaları geliştirerek yapa biliriz.Gürcistan konusunda sünnetçi korkusu yaratıyoruz.Bu endişeyi ortadan kaldırmanın tek yoluda üretimden geçiyor.
Devlet 6 Yıl dır 400 Milyonluk Bütçeyle Üreticiye 6 Tane OR-Gİ Havaalanı Yapacak Kadar Destek Verdi
Devlet 6 yıldır 400 milyonluk bir bütçeyle üreticiye 6 tane OR-Gİ havaalanı yapacak kadar alan bazlı destek parası verdi.Tarihin en büyük alan bazlı destek ödemesi yapılmaktadır.Her sene verilen bu para korkunç güzel bir rakamdır fakat bunu bahçeye uygulayamadığımız da pek bir anlamı kalmıyor.Bu bütçeyi heba etmeyelim.Yeni dönemde bunu siyasete taşıyarak bunun ricasını Milet vekillerimizden bakanlıktan mutlaka yapalım.
Fındık İlerleyen Dönemlerde Fiyat Olarak 5 Liranın Altına Düşebilir Bunu Önleye Bilecek Tek Sistem de Lisanslı Depoculuktur
Ünye de ve Düzcede Lisanslı depoculuk kuruldu.Kurulduğu günden bu yana lisanslı depoculuk fındığın en kötü zamanına denk geldi.Fındığın arz fazlası olmadığı dönemler.Bu nedenden dolayı her açıdan zarar etti,çünkü fındık getiren olmadı.Lisanslı depoculuk olması gereken bir sistemdir.Bu sistemin lav edilmemesi gerekirdi ama edildi.En büyük sıkıntımız kanun yönetmeliğini çıkartıyoruz ama uygulamaya gelince başarılı olamıyoruz.Türkiye ilerleyen dönemlerde fiyat olarak 5 liranın altına düşebilir ve bunu önleye bilecek sistemde Lisanslı Depoculuktur.Lisanslı depoculuk hazır kıta olarak bekletilmelidir.