“Bürokratik engellerden bıktık”
Türkiye’nin su ürünleri ihracatında ilk 10 ülkeden biri olması gerektiğini ifade eden DKİB Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, “Rant kovalayan kesimlere değil sektörü ileri taşıyacak firmalara üretim alanı tahsisatı yapılsın” dedi
info@karadenizekonomi.com / 10.10.2022
28. SIRADA YER ALIYORUZ”
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan DKİB Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan
Türkiye’nin yaklaşık 1,4 milyar dolar ihracatla dünya su ürünleri ihracatında 28. sırada yer aldığını hatırlatarak; 3 tarafı denizlerle çevrili ülkemizin su ürünleri üretim ve ihracat potansiyelinin yeterince değerlendirilmediğinin altını çizdi ve ülkemizin en fazla su ürünleri ihracatı gerçekleştiren ilk 10 ülke arasına girmesi için stratejik çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı.
Yaşanan bu olumlu gelişmelere rağmen, sektörün en önemli ihraç kalemi olan Türk Somonu yetiştiriciliğinde halen bürokrasi ve kamu kurumları kaynaklı sorunların bulunduğunun altını çizen Gürdoğan; yurtdışından büyük talep alındığını ancak kafes sayısı ve kapasitenin bürokratik engeller nedeniyle talebe oranlı olarak artırılamadığını ve mevcut üretimin talebi karşılamaktan uzak olduğunu belirtti.
İHRACATÇILAR YATIRIMLARINI BAŞKA ÜLKELERE KAYDIRIYORLAR
Ülke ve Doğu Karadeniz Bölgesi ihracatına önemli katkı sağlayan Türk Somonu yetiştiriciliğinin artırılması için girişimlerde bulunulduğunu ancak, yatırım yapmak isteyen ihracatçının büyük sorunlarla karşılaştığını ifade eden Gürdoğan, kafes kurulumu için izin alma aşamalarının anlamsız prosedürlerle zorlaştırıldığını, ÇED raporu süreçlerinin ihracatçılarımızı canından bezdirdiğini ifade ederek; bazı ihracatçıların bu bürokratik engellerden bıktığı için yatırımlarını komşu ülkelere kaydırma kararı aldığını belirtti.
Bununla birlikte balıkçılıkla ilgisi olmadığı ve herhangi bir üretim-işleme tesisi bulunmadığı halde bu üründeki talebi görüp sektörün başarısından nemalanmaya çalışan kesimlerin ağır baskıları ile izin süreçlerinin tıkandığını ve denizlerde üretim yapılabilecek bir çok yer tespit edilmesine rağmen, baskılar nedeniyle bu üretim yerlerinin ihracatçıya tahsisinin yapılamadığını ifade eden Gürdoğan, mevcut potansiyelle kısa sürede 1 milyar dolarlık döviz girdisi sağlayacak olan sektörün önünün kesilmesinin ülke ve bölge ekonomisine büyük darbe vurduğunu belirtti.
Bu nedenle acilen kafes yetiştiriciliğinde kapasite artırımına gidilmesi ve meşakkatli yatırım ve ruhsatlandırma süreçlerinin sadeleştirilerek üretici ve ihracatçıların önünün açılması gerektiğinin altını çizen Gürdoğan, ihale yoluyla kiralanan üretim alanlarının rant yaratmasının önüne geçilerek üretim tesisi olmayan sadece rant kovalayan kesimlerin ihalelerden uzak tutulması gerektiğini ve parası olana değil sektörü ileri taşıyabilecek donanıma sahip üreticilere tahsisat yapılması sağlanacak şekilde düzenlemelerin hayata geçirilmesinin elzem olduğunu ifade etti.
“SU ÜRÜNLERİ OSB ŞART”
Bunlarla birlikte Norveç benzeri bir kümelenme modelinin uygulanmasının da şart olduğunu belirten Gürdoğan, Sürmene Çamburnu eski tersane alanında içerisinde balık işleme ve soğuk hava depolarının yer aldığı bir Su Ürünleri Organize Sanayi Bölgesinin kurulmasının büyük önem taşıdığını ve bu amaçla bakanlıklarla gerekli görüşmelerin sürdürüldüğünü aktardı.