“İş dünyasının bu ülkeye borcu var!”
Ordu Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Burhan Çakmak, “İş dünyasının bu ülkeye borcu var. Bütün varlıklarını ve imkânlarını bu ülkenin varlığı sayesinde kazandılar. Bugün o varlıklardan bir kısmından vazgeçmek zorundayız. Yani yaralarımızı saracak büyüklükte ilaca ihtiyacımız var” dedi
info@karadenizekonomi.com / 13.02.2023
Kahramanmaraş'ta 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde meydana gelen ve 10 ilde büyük yıkıma neden olan depremin ardından bölgeye yardım çağrıları devam ediyor. Ordu Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Burhan Çakmak da tüm Türkiye’deki iş insanlarına çağrıda bulunarak, daha fazla yardımın bölgeye ulaştırılması gerektiğini ifade etti.
HERKES TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYMALI
“İş dünyasının bu ülkeye borcu var” diyen Çakmak, “Bütün varlıklarını ve imkânlarını bu ülkenin varlığı sayesinde kazandılar. Bugün o varlıklardan bir kısmından vazgeçmek zorundayız. Yani yaralarımızı saracak büyüklükte ilaca ihtiyacımız var. Derhal bu yaraların kapatılması ve tedavi edilmesi gerekiyor. Bir an evvel, canı acıyan insanlarımızın sağlıklı bir ortama kavuşturulması için herkes taşın altına elini koymalı. Ben koyduklarını da görüyor ve düşünüyorum ama hep şunu söylüyorum; bu ülke ve bu devlet bize önemli imkânlar verdi. Şimdi, bu imkânlarımızı kullanmamız lazım” dedi.
AFAD organizasyonlarında kopukluk olduğunu gözlemlediğini de dile getiren Çakmak, gönderilen yardımların ihtiyaç sahiplerine ivedilikle ulaşması için sorunların giderilmesi çağrısında da bulundu.
ÖNCELİĞİMİZ ADIYAMAN’A OLSUN
Ordu Valisi Tuncay Sonel’in Koordinatör Vali olarak Adıyaman’da görevlendirildiğini, bu nedenle de Orduluların Adıyaman’a yoğunlaşması gerektiğini belirten Çakmak, “Bizim Ordu olarak Adıyaman üzerinde yoğunlaşmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü orada koordinatör vali, bizim valimiz. Orada yardımlarımızın daha hızlı ve yerine ulaşacağından eminiz. Yine iş insanlarına çağrım; önceliğimiz Adıyaman’a olsun. 81 ilimiz var, diğer illerimizden mutlaka Hatay’a ve kalan 8 ile yardım gidecektir” ifadelerine yer verdi.
EKONOMİK YIKIMI DA ÇOK BÜYÜK
10 şehirde büyük yıkıma neden olan depremin sadece bölge ekonomisi için değil, ülke ekonomisi için de büyük kayıp yaşattığını dile getiren Çakmak, bu 10 şehrin Türkiye ihracatının yüzde 11’ini karşıladığını ifade etti.
Çakmak, depremin sosyolojik olarak da büyük yıkımlara sebep olduğuna vurgulayarak, beklenen büyük İstanbul depremi öncesi hazırlıkların bir an önce tamamlanması çağrısında bulundu.
Ülke olarak yaşanan afetlerden büyük dersler çıkarmamız gerektiğini belirten Çakmak, “Ülkeyi yönetenler, çalışmalarını insan odaklı yürütmediği sürece bu tür acılarla zaman zaman karşılaşacağız. İstanbul konusunu aklıma dahi getirmek istemiyorum. İstanbul’un böyle bir faciayla karşılaşması Türkiye’nin bitmesi anlamına gelir. 1999 depreminden bugüne 24 yıl geçti. Depremler öldürmez, binalar öldürür. Gerekli tedbirleri alamamanın üzüntüsü içerisindeyiz. Bizi en çok üzen durum, dünyada depremden en fazla insanın hayatını kaybettiği ülkelerin başında geliyor olmamız. Bu, çok üzüntülü bir durum ve gerekli tedbirleri almadığımızı gösteriyor. Ülkemizin en büyük ili olan, ülke büyüklüğünde İstanbul'da çok büyük bir deprem bekleniyor ve biz bunu 1999 yılından bugüne çok iyi bildiğimiz halde maalesef gerekli tedbirlerin alınmadığını görüyoruz. Toplam vergi gelirinin yüzde 60’ını karşılayan İstanbul'da olacak bir depremin hem insan kaybı hem de ekonomik kaybı bu ülkeye çok ağır olur” şeklinde konuştu.
İSTANBUL İÇİN TEDBİRLER ALINMALI
İstanbul’un ekonomik olarak büyük öneme sahip olduğunun altını çizen Çakmak, “Bu ülkede uzun yıllardır deprem vergisi toplanıyor. İstersek her şeyi başarabiliriz. İnsan hayatından daha değerli hiçbir şey yoktur. Acilen İstanbul depremi için gerekli hazırlıkların yapılması ve İstanbul, Kocaeli ve Düzce gibi illerdeki büyük sanayi kuruluşlarının Anadolu'ya kaydırılması gerekiyor. Türkiye, riskini hem insan kaybı açısından hem de ekonomik açıdan olabildiği kadar azaltmalıdır. Bu binalara yapı denetimi yapan firmaların çok daha iyi denetilmesi ve bu işin bir bedelinin olması lazım. Bunların da olmadığını görüyoruz. Defalarca bu ülke deprem yaşamasına rağmen bunların çözülmediğini üzülerek görmekteyiz. Türkiye'nin fay hattı haritası belli olmasına rağmen 81 vilayette siyasi iradeyle beraber valiliklerin ve belediyelerin o fay hatlarının üzerindeki yerleşimleri kentsel dönüşümle başka yerlere taşıyarak hem can kaybını hem de ekonomik kaybı aza indirebiliriz. Bunlar yapılmadığı sürece biz bu işi kader haline getirir ve hep beraber ağlamaya maalesef devam ederiz” ifadelerine yer verdi.
ORGANİZASYON KONUSUNDA SORUNUMUZ VAR
Bölgedeki depremin ilk anından beri insanların yardım için hızlıca harekete geçtiğini ancak organizasyon konusunda büyük sorunlar yaşandığını belirten Çakmak, şu ifadelere yer verdi: “İçinde bulunduğumuz durumu düşündüğümde doğrusu kanım donuyor. Sahadaki yapılan işleri ve milletin halini görünce hakikaten önemli bir imtihanla karşı karşıyayız. Ancak umutlu olduğum, sevindiğim bir taraf var ki bütün sivil toplum örgütleri ve milletimiz olağanüstü bir gayretle deprem bölgesine yardım götürmeyi ve neler yapabileceklerini planladı. Ardında da hızlıca bölgeye yardımlar ulaştırılmaya çalışıldı. En büyük sıkıntımız; bu kadar geniş bölgede, organize olmakta büyük güçlük yaşadık. İş makinaları sahalara zamanında yönlendirilemiyor. Şu anda yüzlerce iş makinesinin kuyrukta bekletildiği, polisin girişine izin vermediği, AFAD'tan talimat bekledikleri yönünde duyumlar alıyoruz. Gönderilen yardımların hala yolda beklediğini duyuyoruz” dedi.
GİDEN YARDIM YERİNE ULAŞMALI
Çakmak, depremin çok geniş bir alanda etkili olduğu için organizasyon konusunda daha sağlıklı adımlar atılması gerektiği belirterek, “Bu sorunların bir an evvel çözülmesi lazım. Önümüzdeki günlerde işlerin biraz daha düzene gireceğini düşünüyorum. En büyük üzüntüm; bu soğuk günlerde hayatta kalan insanlarımızın, o dar alanlardan çıkmadığı sürece şansını giderek azaldığını düşünüyorum. Arama-kurtarma ekiplerini en hızlı şekilde enkaz alanlarına yönlendirilmesi gerekiyor. Ses çıkan her yeri, taramamız lazım. Evet, son yüzyılın en büyük felaketi ile karşı karşıyayız ama çok daha iyi organize olmalıydık. Türkiye, büyük bir devlet, elbette yaralarımız sarılacaktır ama bu organizasyon bozukluklarının bir an evvel gidilmesi herkesi psikolojik olarak rahatlatacaktır. En önemli konulardan biri de giden yardımlar yerine ulaşmalı. Bu konuda da herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekiyor” ifadelerine yer verdi