Dünyanın en büyük çelik üreticilerinden Japonya merkezli Nippon Steel’in 123 yıllık Amerikan devi US Steel’i 14,9 milyar dolara satın almasına Beyaz Saray’dan onay çıktı. Japon Nippon Steel’in US Steel’i satın almasıyla, küresel çelik sektöründe yeni bir dönem başlatıyor. Dev birleşme, yalnızca ABD iç pazarında değil, Avrupa ve Asya gibi ihracata dayalı üreticiler üzerinde de ciddi baskı oluşturabilir.

Şirketler ortak bir açıklamada, ABD hükümetiyle ulusal güvenlik anlaşması yaptıklarını söyledi. Belge, 2028’e kadar yaklaşık 11 milyar dolarlık yatırım öngörüyor ve yönetimle özellikle ABD hükümeti için bir «altın pay» yerel üretimle ve ticaret konularıyla ilgili taahhütleri içeriyor. Nippon Steel’in ham çelik üretimi 2024 yılında 43,.4 milyon tonla dünyada dördüncü sıraya yerleşirken, US Steel 14,18 milyon tonla 29. sırada yer almıştı. yeni oluşum dünyada üçüncü sıraya yerleşecek. Otomotivden enerjiye kadar stratejik segmentlerde üretim üstünlüğü hedefleyen bu birleşme, transatlantik eksenli yeni bir güç merkezi yaratıyor. Sektör analistlerine göre, anlaşma tamamlandığında oluşacak yapı, sadece tonajla değil, teknoloji odaklı rekabetle rakiplerini zorlamaya hazırlanıyor.

Nerede, nasıl güçlenecek?

Nippon Steel’in ileri çelik teknolojilerindeki liderliği ile US Steel’in ABD içindeki geniş üretim ağı birleşince, yeni şirketin özellikle üç pazarda öne çıkması bekleniyor: 

▶ABD: Otomotiv ve altyapı projeleri için içeriden tedarik avantajı 

▶Doğu Asya: Japon ve Koreli üreticilerle entegre, yüksek hacimli üretim zinciri

▶ Meksika ve Güneydoğu Asya: İhracat odaklı otomotiv üslerine rekabetçi tedarik Ürün segmentinde odak, yüksek katma değer 

▶ Gelişmiş otomotiv çelikleri (AHSS) 

▶ Elektrikli araç motorları için elektromanyetik çelikler 

▶ Enerji ve boru hattı alaşımları 

İleri yapısal çelikler ve altyapı bileşenleri Avrupa’da baskı artıyor 

Sektör uzmanlarına göre, anlaşmanın Avrupa üzerindeki ilk etkisi, artan rekabet baskısı olarak hissedilecek. US Steel’in yerli üretim avantajı sayesinde ABD pazarı içeriden daha ucuza beslenebileceği için, zaten tarifeler nedeniyle büyük baskı hisseden Avrupalı üreticiler için ihracat yapmak daha da zorlaşacak. Özellikle yüksek mukavemetli, otomotiv odaklı ürünlerde, Avrupa çelikçilerinin fiyat ve teslimat süresi avantajları zayıflayabilir. Bu nedenle, ArcelorMittal, Thyssenkrupp gibi devlerin üretim modellerini gözden geçirebileceği belirtiliyor. ABD pazarında ayakta kalmak isteyenler, artık ihracat yerine doğrudan yatırımı tercih edecek.

Küresel çelik sektörüne olası etkiler

1- Konsolidasyon trendi güçleniyor: 

Bu satın alma, küresel çelik sektöründe devam eden birleşme ve satın alma (M&A) dalgasının bir parçası. Arz fazlası, düşük kârlılık ve rekabet baskısı, devlerin birleşmesini hızlandırıyor. 

2- ABD çelik pazarında yabancı yatırım artışı: 

US Steel’in Japon sermayeli hale gelmesi, ABD’de yabancı yatırımların stratejik sektörlere girişi tartışmalarını alevlendirdi. Bu durum, çelik gibi “ulusal güvenlik” açısından hassas sektörlerde daha fazla korumacı politikaları tetikleyebilir. 

3- Asya-ABD çelik rekabetinde yeni dönem: 

Japonya, Çin ve Güney Kore’ye karşı rekabet gücünü artırmak isteyen Nippon Steel, US Steel’in varlıklarıyla özellikle otomotiv ve ileri teknolojili çelik segmentlerinde avantaj elde etmeyi hedefliyor. 

4- Avrupa üreticilerine baskı artabilir: 

Amerikan ve Japon entegrasyonu, Avrupa’daki ArcelorMittal ve Thyssenkrupp gibi üreticilere rekabet baskısı yaratabilir. Özellikle ABD pazarında kârlı segmentlerde fiyat baskısı oluşabilir.