Fındıkta üretim zengini, gelir fakiriyiz
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Meclis Üyesi ve Kuruyemiş ve Kuru Meyve Ticareti Meslek Komitesi Üyesi Çetin Topaloğlu, Türkiye’nin fındıkta üretim zengini, gelir fakiri olduğunu belirterek, “Fındıkta verimliliği artırmaz, katma değerli olarak satmayı başaramazsak dünya liderliğini elimizden alırlar.” ifadelerini kullandı.
info@karadenizekonomi.com / 9.02.2022
İSTİB’den yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Topaloğlu, üretimde yıllardır süren liderliğin verdiği rehavetle fındığın yeterince önemsenmediğini aktararak, lider kalmak için emek ve çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Fındığın en değerli tarımsal ürünlerden biri olduğunu bildiren Topaloğlu, “Fındık adeta toprakta yetişen altındır. Buna rağmen ne yazık ki gereği gibi değerlendiremiyoruz. Fındıkta üretim zengini, gelir fakiriyiz. Fındıkta verimliliği artırmaz, katma değerli olarak satmayı başaramazsak dünya liderliğini elimizden alırlar. Türkiye’de yaklaşık 400 bin aile fındık tarımı yapıyor. Ancak maalesef fındık üreten ülkeler arasında en düşük verim bizde. Bir dönümden elde edilen ortalama ürün ABD’de 236 kg, Fransa’da 225 kg, İtalya’da 128 kg iken Türkiye’de 96 kg civarında. Bu oranın düşüklüğünün nedeni, bölünmüş bahçeler, yaşlı fındık ağaçları ve doğru yöntemlerin kullanılmaması.” ifadelerini kullandı.
Topaloğlu, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yapılan örnek bahçelerde, dönüm başına verimliliğin 350-400 kiloya kadar artırıldığını kaydederek, “Yani doğru yöntemlerle üretimimizi katlamamız mümkündür. Hükumetimiz birçok ürün gibi fındığa da destek veriyor. Bahçelerin ıslahı ve modern yöntem kullanımının teşviki için de bir proje başlatmak yararlı olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Fındıkla ilgili üretim sorunlarının yanında pazarlama ve katma değer kazandırma ile ilgili sorunlar olduğunu belirten Topaloğlu, şöyle devam etti:
“Ürettiğimiz fındığı değerinde satamadığımızın en önemli göstergesi ihracat verileri. Fındık ihracımızın yüzde 56’sı natürel iç fındık olarak yapılıyor. Yüzde 18’i işlenmiş, yüzde 26’sı ise ileri işlenmiş ürün olarak ihraç ediliyor. Yani ürünümüzün çoğunu ham madde olarak dışarı gönderiyoruz. Üretim verimliliğini artırmak için nasıl devletimizin teşvik çeşitlendirmesi gerekiyorsa, fındığın değerlenmesi için de girişimcilerimizin fındığı değerlendirmesi gerekiyor.
Yani bu yararlı ürünü ne yeterince tüketiyoruz, ne de gelirinden yeterince faydalanıyoruz. Biz fındığı ham madde olarak satarak elde edebileceğimiz gelirin en azını elde ediyoruz. Oysa örneğin fındık ezmesi haline getirerek satan ülkeler bundan en büyük geliri elde ediyorlar. Yani Türkiye fındığın üretim zengini, gelir fakiri bir ülke. Bu kısır döngüden kurtulmalıyız. Fındıktan elde edeceğimiz en yüksek geliri elde etmek için çabalamalıyız.”