Akıllı teknolojiler tarımın cazibesini artırıyor

Tarımda dijitalleşme, üretimin desteklenmesinin yanı sıra kırsal alanlardaki yaşamları büyük ölçüde dönüştürmede önemli bir rol oynuyor.

info@karadenizekonomi.com / 9.09.2022

Akıllı teknolojiler tarımın cazibesini artırıyor

Dijitalleşmeye uyum sağlayançiftçiler, etkin sulama, gübreleme ve tarımsal ilaçlama konularında bir adım öne çıkıyor. Akıllı teknolojilerin tarımda kullanılması tarımın cazibesini de artırıyor. Teknolojik yatırımlarda ise işletme büyüklüğü belirleyici oluyor. Türkiye’deki çiftçilerin yüzde 80’ini oluşturan küçük üreticiler, dijital yatırımlara ön yargılı yaklaştıkları için tarımdateknoloji yatırımları yavaş ilerliyor. Yeni yatırımlarla kazançlarını riske atmak istemeyen küçük çiftçiler, ancak çevrelerinden takip ettikleri uygulamaların sonuçlarını gördükten sonra yatırım yapmaya yöneliyor. Tarımda dijital teknolojilerin kullanılması için devlet teşviki gerektiğini aktaran TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) İzmir Şubesi Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, üreticinin teknolojiye ulaşacak kazancıolmadığını belirtirken, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri ve Teknolojileri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Behiç Tekin, çiftçilerin dijitalleşme yatırımlarına ön yargılı olduğunu ifade etti.

 

“TEKNOLOJILERLE KIMYASAL KULLANIM VERIMLILIĞI %90 ARTIRIYOR”

     Çiftçilerin dijitalleşme yatırımlarına ön yargılı olduğunu belirten Prof. Dr. Tekin, “Yapılacak yatırımla ilgili bir ön yargı var. Çünkü çiftçiler yılda bir ya da iki defa gelir elde ediyor. Bu kadar az kazancı kimse riske atmak istemiyor. Ölçek büyüklüğü ile tarımsal üretim alanı yatırım kararında belirleyici oluyor. Özellikle hayvansal üretim ve seradaki tarımsal üretimde dijital teknolojilerin adaptasyonu oldukça yüksekken, tarla tarımında büyük işletmelerin adaptasyon sürecine uzun bir süre önce başladığı biliniyor.Genelde her köyde büyük çiftçiler öncülük yapıyor. Onların öncülüğüyle birlikte diğer çiftçiler de başlıyor” ifadelerinde bulundu. Çiftçinin satın alma ve hizmet alma yoluyla dijital teknolojilere adaptasyon sağlayabileceğini söyleyen Prof. Dr. Tekin, “Satın almada devlet desteğinin olması şart” diye konuştu.Prof. Dr. Tekin, “Teknolojiler yardımıyla kimyasal kullanım verimliliği geleneksel uygulamaya göre yüzde 90’lara varan oranda artırılıyor” dedi.

     İHA’ların hizmet alım yoluyla tarımda kullanılmaya başlandığını belirten Prof. Dr. Tekin, “İHA’lar dünyada yaklaşık 20, Türkiye’de yaklaşık 6 yıldır kullanılıyor. 2021 yılında ilaçlama için İHA’lara talep arttı. Dünyanın geldiği noktada akıllı tarım teknolojilerinin ve İHA’ların tarımda kullanılmama gibi bir durumu olamaz. Bu bir seçenek değil, zorunluluk. Ülke olarak teknoloji geliştiriyoruz bakanlıklar, üniversite, özel sektör konuyla ilgili. İnsan kaynağımız ve finans var. Teknolojiyi geliştirip hızlıca kullanıma sunma şansına sahibiz” diye konuştu. Traktörle otonom aracın fiyatının aynı olacağını söyleyen Prof. Dr. Tekin, “İHA’ların fiyatları 150 bin TL’den başlıyor. Tarlada ilaçlamada kullanılan bir ekipmanı satıp yerine bir İHA alması mümkün olabilir. Bitki koruma ürünlerinin uygulanmasında kullanılan İHA’lar farklı depo hacimlerinde kullanıma sunuluyor. Barındırdıkları teknoloji ve dolayısıyla her birinin edinim maliyeti farklı. Seçimde belirleyici olan üreticinin tarımsal alanının büyüklüğü” dedi.

 

“TEKNOLOJIYLE GENÇLER TARIMA DÖNMEYE BAŞLAYACAK”

     Kırsaldaki insanlarının yapısının değiştiğini söyleyen Prof. Dr. Tekin, “Geleneksel tarıma dayalı üretim yapanlardan çok teknolojiyi kullanan, yatırım yapan insanlara dönüyor. Kırsaldaki yaşam koşulları kente göre farklı. İnsanları kırsaldan kente iten nedenlerden biri insanca koşullarda yaşamak. Kentsel dönüşüm gibi kırsal dönüşüme de ihtiyaç var. Alışkanlıkların kırsala taşınmasıyla değişim yaşanacak. Teknoloji de gençlerin oraya gidişini kolaylaştıracak. Büyük çiftçilerin çocukları asgari ücretle kentte çalışmak yerine ailesinin işini yapmaya başladı. Teknoloji daha çok kullanılmaya başlandıkça gençler tarıma dönmeye başlayacak. Teknolojiyle üretim süreçlerini kolaylaşıyor ve prestij kazanıyor” dedi.

     Tarım teknolojilerinin emek ve işçiliği azalttığını ifade eden TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) İzmir Şubesi Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, “Teknolojiler çiftçinin yükünü azaltıyor. Ancak çiftçi bırakın yeni teknolojilere geçmeyi, üretimden kaçıyor. Çiftçinin sıkıntılarının başındaürününü ne kadara satacağını bilememesi, üretim için önünü görememesi, gelirinin düşük olması, tarımsal üretim maliyetlerininyükselmesi geliyor. Gübre, mazot, elektrik, ilaç gibi tarım girdilerinin fiyatlarıçok yükseldiği için çiftçi bunun altından kalkamıyor. Yanlış tarım politikalarımız var.

     Çiftçiyi teşvik edecek, gelirini yükseltecek, para kazandıracak, girdi maliyetlerini düşürecek, desteklemeler yapılmalı, taban fiyatlarını doğru belirlenmesi gibi adımlar atılmalı. Tarımda kullanılan teknolojik ürünler de birer girdi, hepsi birer maliyet. Çiftçilerbunların çoğunubir profesyonelden destek alarak yapabiliyor. O da bir maliyet olarak yansıyor” diye belirtti. Dr. Çakıcı, “Çiftçi üretiminin arttığını, işçilikten tasarruf ettiğini, emeğinin azaldığını görürse teknolojiye yatırım yapar. Ancak bunların da devlet desteklemeleri kapsamına alınması gerekiyor. Akıllı teknolojinin tarımda kullanılması tarımın cazibesini de arttırır” dedi.

 

“KÜÇÜK ÇIFTÇILERIN TEKNOLOJIK ÜRÜNLERI KULLANMASI EKONOMIK DEĞIL”

     Türkiye koşullarında küçük işletmelerde yüksek maliyetli teknolojikürünleri kullanmanın ekonomik olmadığını belirten Dr. Çakıcı, “Avrupa’da yüzde 85 civarında küçük üretici var. Bu çiftçiler ortalama 20 hektar tarım arazilerine sahip. Türkiye’de çiftçi başına ortalama 6 hektar,küçük üretici oranı yüzde 80 üzerinde. Küçük çiftçilerimizin parselleri de çok küçük veçoğu hisseli. 85 milyonluk nüfusumuzun 40 milyonun kırsalda hissesi var. Kırsalda yaşayan o kadar insan yok” dedi. Ekonomik tarım yapmak için parsel sınırı olduğuna dikkat çeken Dr. Çakıcı,“Parsel ne kadar büyürse o kadar ekonomik üretim yapılıyor. Küçük işletmelerde yüksek maliyetli teknolojik ürünleri kullanmak ekonomik olmuyor. Gelişmiş ülkelerde de 20 hektarın altındaki çiftçilerde bunu kullanmıyorlar. Avrupa’da 50 ila 100 hektar, 500 ila bin dönüm arazi olan üreticilere öneriyorlar. 50-100 hektar üzerinde tarım alanına sahip çiftçilerin çoğunluğu topraktaki sensörler, İHA’lar gibi teknolojilerin mutlaka birini kullanıyor. AB ülkelerinde bu teknolojiler yüzde 25’lerde kullanılıyor” dedi.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar