Un Sektörünün köklü firmalarından Amasya Un Türkiye'nin kendine yetecek unu ve buğdayı olduğunu belirterek " Dünya un ticaretinin yüzde 30'unu karşılayan bir ülkeyiz. Yani depolarımızda Türkiye'nin iç tüketimine yetecek buğday stoku mevcut. Gerekirse ihracata gidecek mallar içeride tüketilir ancak buna gerek kalmayacağını görüyoruz. Un sanayi sektöründe ham madde kaynaklı bir dar boğaz yaşanmayacaktır. Süreç başladığında panik alımlarının artışıyla özellikle perakende tarafında ciddi hareketlilik gözledi, toptan ve fırın kanalından gelen yoğun taleplerle kapasite kullanımımız yüzde 80 seviyesini aşmış durumdaydı ama şu an paniğin azalmasıyla normal seviyelere dönmeye başladık. Dilerim virüs etkisini tamamen yitirir ve Ramazan Bayramı ülkemiz çifte bayram olur. Ama bu süreç bize tarımın ve gıdanın ne kadar önemli olduğunu göstererek çiftçileri tekrar milletin efendisi yaptı. Sektör adeta iade-i itibar kazandı. Salgın ülkemizde görülmeye başladığı ilk günlerde una olan talep bunun en belirgin örneğiydi. Virüsün kontrol altına alınmaya başlamasıyla birlikte bu talep azalmış olsa da yine de tarım konusunda yatırımların artması gerektiğini anlamış olduk.”

Ekmeklik buğday satın alımında sorun yok

Avrasya Ekonomik Birliğinin tahıl, un, soya fasulyesi ve ayçiçeği ihracatı yasaklaması kararını anımsatan Gür sektörün kullandığı ekmeklik buğdayın satın alımında bu karar kaynaklı herhangi bir sorun bulunmadığını belirtti.

KUTU

Geleneksel ticaret anlayışını günümüz teknolojik olanaklarıyla birleştiren Amasya Un şirketin kurucusu İbrahim Gür’den sonra görevi devralan 2.kuşak yöneticilerin kontrolünde kurumsal bir kimliğe kavuşmuş. 75 kişilik istihdamı ve bölgedeki üç ayrı deposu ile günlük 450 ton üretim kapasitesine sahip firma üretiminin yüzde 75’ini Suriye, Irak ve Afrika ülkelerine ihraç ederken kalan kısmını iç pazara satıyor.  “Sürekli ve Kaliteli” ilkesinden ödün vermeden üretim yapan firma küresel yüksek kaliteli un ürünleri pazarında öncü bir oyuncu olmayı hedeflemektedir