26.09.2024

İsveç’in ataları kim?

Sapmiland’’ (Sami’lerin Toprakları) İsveç, Norveç,Finlandiya ve Rusya’ya yayılıyor.

Bu 4 ülkede, kala kalan nüfus  60.000 nüfus yaşıyor.   Bu nüfusun 15 bini  İsveç’te yaşıyor. Onları soy(ırk)  olarak  Türklerle eşleştiren görüşler var  ama 2022 Nobel Tıp Ödülü sahibi  Prof.Svante Pââbo ırk görüşünün yanlış olduğunu kanıtladı.

Köy esaslı bir cemaatleşme içinde yaşanıyor.’’Gakti’’ adını verdikleri  kıyafetleri hayvan derisinden üretilme. Sapmi sözünden türetilmiş  olan, Latin alfabesi kullanan  Sami -İsveç’ce de Laponca deniliyor-dilini konuşuyorlar, Doğu Sami, Güney Sami ve Merkez Sami diyalekti var. Sami dili Fin-Uygur Dil grubu içinde yer alıyor.Dilleri 2000’de ‘’azınlık dili’’ olarak kabul edildi ama bu hak Norveç ve Finlandiya’dan farklı olarak yasal bir düzenleme değil. Dahası idari organlar önüne bu dili sadece  ‘’Sapland’’  bölgesinde kullanma hakkına sahipler. Oysa İsveç 1994’deki AB üyeliği sonrasında  3. No’lu ‘’Sami Protokolü’’ ne imza koydu. Bu Protokol mülkiyet dahil  her türden Sapmi halkı doğal egemenlik  hakkının korunmasını  öngörüyor. Protokol uygulanmıyor.  

İsveç’li polisiye yazarı Henning Mankell eserlerinde  İsveç’teki toplumsal eşitsizlik ve adalet yoksunluğunu acımasızca eleştirir.  Roman kahramanı polis müfettişi  Kurt Wallander’i konuşturarak, İsveç coğrafyasının  kokuşmuş ve yozlaşmış yüzünü gösterir. Faceless Killer polisiyesinde bir çiftlikte yaşayan yaşlı karı-kocanın öldürülmesiyle gelişen fikri saplantıları sergiler: Toplumdaki egemen kanı, bu yaşlı çifti olsa olsa  ve nedense ırkçıların öldürdüğüdür.             

Boden / Gallivaro / Kiruna / Abisko  yerleşimlerindeki demir cevher kaynaklarının çokluğu,  Sapmi’lerle  İsveç’lilerin toprak üstündeki  egemenlik mücadelesinin  dar bir  toprak mülkiyeti konusunun çok ötesine çıktığını anlatıyor. 1993’de 31 üyeli ‘’Sami Parlamentosu’’ kurdular. Parlamento İsveç devletince bir ‘’ devlet kurumu’’ olarak kabul ediliyor, ancak organ olarak İsveç Parlamentosu’na bağlılar, aldıkları her karar Riksdag’da onaylanması gerekiyor.

Sami’ler ‘’Kendi Kaderini Tayin Hakkı’’ nın  verilmesini talep  ediyorlar, bu konu ‘’çıkmaz’’ da.Oysa BM ‘nin 2007’de kabul ettiği Yerli Halklar Deklarasyonu’na göre  ‘’kuzeyin doğal ve ıslak  alanlarında ‘’  kendi geleceğini tayin hakkının uygulanması  kadar doğal bir istem yok. Zaten  İsveç’in AB’ye kabul edildiği  1994 Anlaşmasıyla  İsveç, Sami halkının  özgünlüğünü korumayı yükümlendi. 

Sami’ler  kuzeyin ünlü Ren Geyiği’nin  ve antilopların koruyucusu kabul edilirdi. Geyiklerin 250 bin olarak kestirilen sayısı  geriliyor, çünkü onları kollayacak Sami’ler artık yok.  4 mideden  oluşan sindirim yapılarıyla ‘’stokçu’’ olarak kabul edilen bu özgün geyikler  beslenme alanı bulamıyor.  Bunun dışında yerleşik kuşlar azalıyor, koruyucu buzul permafrost’lar  daralıyor.

Ama her şey bir ‘’proje’’ nin konusu…

İsveç Devleti 1902 de bir ‘’ stratejik ‘’ karar  verdi ve kuzeye, kutuplara oradan da Norveç’in  buzul tutmayan Narvik limanına uzanan bir  ‘’demiryolu hattı’’ döşedi. İsveç ihraç edeceği demiri  limana ulaştırmak  zorundaydı. 

Bu uğurda 6.000 yıllık yaşamın tüm izleri ortadan kaldırıldı, kuzeyin Abisko  Bölgesi bir kış turizmi  beldesine  dönüştürüldü. Bununla kalmadı, demir  cevherinin  bulunduğu bölgede ‘’Kiruna ‘’ adıyla bir kent kuruldu.  Sami’lerin  ‘’ Giron ‘’ olarak  isimlendirdikleri bu bölgede  bu cevherin varlığını Sami’ler çok uzun süredir biliyorlardı.

İsveç’in bir  yetkilisinin  ‘’Kuzey Bölgesi stratejik konumuz’’ sözlerinin nedeni anlaşılmıyor mu?           

Yaşar Kemal Bir Bulut Kaynıyor‘da bize diyor ki: Deniz güme gitti.Kör kör, yaslı dolanıyor şimdi yöremizde. Yüreği kir içinde. Onu kör edenlerin, öldürenlerin yüreği gibi.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar