31.08.2024

Kadının fendi...

Dün gibi...: 2015 yılında Artvin’e gelmiş , helezonu andıran, kıvrım kıvrım yükselen kent merkezine ulaşmıştım. Yürürken, araçların arkasındaki ‘’Altına Hayır!’’ afişleri dikkatimi çekmişti.

Türkiye  Kültür Atlası adlı ortak çalışmamızda Artvin’deki bu definecilere insanların tepkisini şöyle yansıtmıştık:     

’Artvin TSO Başkanı Kurtul ÖzelÇoruh Vadisi tümüyle kamulaştı, artık burada üretici vatandaşın yeri yoktu, 400 köyümüzde 52 okul söndürüldü, yok oldu. Yoksullaşma derinleşmesi yaşandı.’ Artvin Gazeteciler Derneği Başkanı Zeki Alkan ekliyor: 

                  -Bizler devletin kamu harcamaları ve açtığı ihalelerle yaşayan bir iliz.Bu ihaleler bitti. Anladık ki, yatırımlar Artvin’e değil,Türkiye’ye dönükmüş.

                  Artvin ve çevresinde 6 enerji barajı kuruldu / kuruluyor.Toplamda irili-ufaklı olarak 20   baraj ortaya çıkacak. Bu barajlar ülke enerjisinin %20'sini üretecek. Yeşil Artvin Derneği, 2005’de kurulmuş gönüllü çalışan bir oluşum. Başkan Nur Neşe Karahan yaşadıklarını şöyle anlatıyor: 

                 -Artvin’de her yer kazılıp, didiklenince zenginliğimizi anladık.. 1995’de derneğimiz kuruldu. Ortak karar alıyoruz.Özde tüm maden aramalarına karşıyız.Türkiye’nin ‘tek’ biosfer alanı olan ve resmi kimliğiyle Kafkasor Turizm Merkezi’nin aynen korunmasını istiyoruz. Maden araması ÇED raporlarına aykırı. Hukuk uygulansın, çevre korunsun. 2014 sonundan bu yana maden kapılarında nöbete duruyoruz,çünkü bu maden aramaları bölgeyi insansızlaştırma projesidir. Bunun anlamı ‘bize buralardan göç edin’ deniyor…   

                    325 maden  ve 176 için  HES  yapım  ruhsatı  var. Olayı “tekil bir tepki” olarak görmemek gerek.’Tabiatı kaybedersen tekrar kazanamasın, biz Artvin olarak bunu öğrendik.’ saptaması,bir ‘Artvin doğrusu’ olduğu kadar, Türkiye için de bir ‘gerçek’. ‘’

Neler mi neler? Bal üretimi azaldı da, azaldı… 60 bine yakın ağaç kesildi…Bölgeye  has  Butko tipi zeytin tükendi, bitti…Ülkenin tek biosfer alanıydı, Şavşat Vadisi bir kültürel turizm projesiydi, o da öldü gitti.

Ama  Artvin’in o güzel insanları  yılmadı / bıkmadı, her gün 24 saat nöbet tuttu, definecilere  geçit vermedi.

Yargı 10 yıl sonra,  2024’ün Temmuz ayında ‘’hak ihlali var ‘’gerekçesiyle,  altına  ‘’evet’’  diyen ‘’ ÇED Raporu’’ nu ‘’yok hükmünde‘’ saydı.Artvin  Valiliği de ‘’faaliyeti durdurdu.

’Artvin’in Üstü, Altından Değerlidir‘’ diyenler, haklı çıktı…

Yeşil Artvin Derneği’’nin afişindeki sözlerle   ‘’Geldikleri Gibi Gidecekler’’  olanlar ‘’gitti’’.

Bütün bunlara değer mi?  Siyanür kullanılmasına izin verilen altıncılıkta, 3213 sayılı yasayla ‘’devlet hakkı’’ beyanla ve sadece % 1 (yüzde bir)… 2020’de bu oran  % 25 arttırıldı, %1.25 oldu.

Siyanürle arama izni veren dünya  ülkelerini sayıyorum: Sudan, Gana, Habeşistan, Fas, Zimbabve ve Türkiye…

Gözüpek kadın, Başkan Nur Neşe Karahan son sözü söylüyor: Yasadışı olarak geldiler, yasal olarak gidecekler, kolay kolay geri gelemeyecekler…

Artvinli kahramanlara helal olsun…      

Yaşar Kemal usta, Bu Bir Çağrıdır adlı eserinde  şöyle diyor: Demokrasi bir bütündür. Demokrasi bütün insanlık için olmalıdır…

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar