19.07.2025

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB), iş dünyasına can suyu olması amacıyla hayata geçirilen “Nefes Kredisi” uygulamasında limit artışı talebi, reel sektörün içinde bulunduğu finansman dar boğazını bir kez daha gözler önüne serdi.
Mevcut faiz oranlarının yüksekliğine rağmen bu krediye olan yoğun talep, işletmelerin likiditeye olan ihtiyacının boyutunu açıkça ortaya koyuyor.
KOBİ'lerin üretimden yatırıma, ihracattan istihdama kadar ekonominin her alanında üstlendikleri hayati rol göz önünde bulundurulduğunda, bu çağrı sadece bir kredi artışı isteği değil; aynı zamanda ekonomik yönetimden yeni bir yol haritası beklentisidir. TOBB’un bu talebi, iş dünyasının artık günü kurtaran çözümler yerine uzun vadeli, sürdürülebilir ve güçlü destek mekanizmalarına ihtiyaç duyduğunu da anlatıyor.
FAİZLER YÜKSEK AMA TALEP DAHA DA YÜKSEK
Nefes Kredisi uygulaması, geçmiş yıllarda düşük faizli kaynaklarla KOBİ’lere doğrudan destek sağlamış, ticaretin ve üretimin devamlılığını teminat altına almıştı. Ancak 2024-2025 döneminde faiz oranlarının %50’lere yaklaşmasıyla birlikte aynı etkiyi yaratmak zorlaştı. Buna rağmen TOBB’un “limit artışı” çağrısı, KOBİ’lerin hala bu krediye sıkı sıkıya tutunduğunu, nakit akışı sağlamak için her fırsatı değerlendirme çabasında olduklarını gösteriyor. Bu durum, piyasadaki finansman daralmasının ne denli yakıcı hale geldiğini de ortaya koyuyor.
KOBİ'LER İÇİN YENİ BİR EKONOMİK PAKET ŞART
Krediye ulaşmakta güçlük çeken ve mevcut kredi koşulları altında faaliyetlerini sürdüremeyen binlerce işletme, bugün üretimden çekilme riskiyle karşı karşıya. Bu durum sadece KOBİ’leri değil, onların oluşturduğu tedarik zincirini, istihdam yapısını ve bölgesel kalkınmayı da doğrudan etkiliyor. Özellikle Anadolu’nun üretim üsleri olan Karadeniz gibi bölgelerde bu sıkışıklık, ekonomik faaliyetlerde yavaşlama ve işsizlik riskini beraberinde getiriyor.
Bu nedenle, sadece Nefes Kredisi’nin limit artırımı değil; aynı zamanda vergi teşvikleri, faiz sübvansiyonları, ihracat destekleri, dijital dönüşüm hibeleri gibi kapsamlı ve çok katmanlı yeni bir ekonomik destek paketine ihtiyaç var. Ekonomi yönetiminin bu ihtiyaca kulak vererek, iş dünyasına yeniden yatırım yapma motivasyonu sağlayacak, istihdamı artıracak ve piyasaya güven verecek adımlar atması elzemdir.
YATIRIM İKLİMİ İÇİN GÜVEN VE DESTEK ŞART
İş dünyası, üretmek, istihdam sağlamak ve Türkiye ekonomisinin büyümesine katkı sunmak istiyor. Ancak bunu yapabilmek için finansmana erişimden daha fazlasına, öngörülebilir bir yatırım iklimine, güçlü kurumsal desteklere ve doğru regülasyonlara ihtiyaç duyuyor. TOBB’un çağrısı tam da bu noktada bir alarm zili niteliğinde: Artık iş dünyası yalnız bırakılmamalı, kamu-özel sektör iş birliğiyle yeni bir büyüme hikayesi yazılmalıdır.
Bugün küçük gibi görünen bir kredi limit artışı talebi, aslında daha büyük bir sorun alanını ve çözüm beklentisini temsil ediyor. Bu sese kulak verilmeli; KOBİ’lerin sesi, aynı zamanda Türkiye ekonomisinin sesi olarak görülmelidir.
HAFTANIN SÖZÜ:
“En iyi yatırım, kendine yapılan yatırımdır.”