24.02.2023

Samsun'un riskli yapıları

Samsun Akademik Odalar Birlikteliği Dönem Sözcüsü Cevat Öncü ki, uzun yıllar İnşaat Mühendisleri Odası Başkanlığı yapmış bir bilirkişidir.

Öncü, katıldığı bir televizyon programında Samsun'daki yapılan yüzde 60-70 dolayındaki bölümünün problemli olduğunu söylüyordu.

Biliyorsunuz heyelanlı bölgede köylülerin bir 'Ali Cengiz' oyunuyla ellerinden alınan tarlalarına arsa niteliği kazandırılmış sonra da imara açılarak, üstüne çok katlı gökdelenler yapılmıştı.

Ki;

Bölgenin heyelanlı olduğu biliniyorken yapıldı bütün bunlar.

Heyelanlı bölgede toprak kaymalarıyla ilgili onlarca haber yaptığımızı hatırlarım.

Yusuf Ziya Çakır ve Rahmetli Ali Orhan'la Samsun sokaklarında haber kovaladığımız 80'li yıllar boyunca, her yıl bir kere Kadıköy'deki Kuyu Sokağa gider, toprak kaymasıyla yamulan evleri fotoğraflar, haberini yapardık.

Gevşek zeminlere bina yapılmamalı.

Bunu en iyi bilecek olanlar, Mimarlar ve İnşaat Mühendisleri Odalarının yöneticileriyle Belediyelerin imar dairelerini yönetenlerdir.

Bunu söylerken, Mimarlar Odası ile İMO yöneticilerine haksızlık etmeyelim ama Samsun'da o sorunlu toprakların imara açılmasına belediyelerin öncülük etmesine şaşırmayalım mı şimdi.

Hem heyelanlı bölgeleri yapılaşmaya açıyoruz, hem de yapı denetimlerini gereği gibi yapmıyoruz.

Geçen akşam, Habertürk TV'de Fatih Altaylı'nın programına katılan Deprem Uzmanı Prof. Dr.Mustafa Erdik, 2010 yılında Şili'yi vuran 9.2 şiddetindeki depremin, Kahramanmaraş merkezli depremlerden 35-40 kat daha yıkıcı etkiye sahip olmasına rağmen sadece 500 kişinin hayatını kaybetmiş olmasına dikkati çekiyordu.

''Asrın Felaketi'' diyoruz biliyorsunuz yaşadığımız bu duruma.

Doğrudur.

Böyle acıyı daha önce yaşamadık.

41 binin üzerinde can kaybımızın yanı sıra on binlerce bina yıkıldı.

Şehirlerimiz, kasabalarımız ve köylerimiz neredeyse haritadan silindi.

Şehirlerimizi yeniden imar edeceğiz elbette.

Keşke hiç yaşanmasaydı bu felaket ama bu büyük felaket çok önemli bir hasletimizi de gün yüzüne çıkardı.

Halkımız büyük bir dayanışma örneği sergiledi.

Siyaseten çekişmeler yaşanırken, bir birimize demediğimiz kötü söz kalmadı ama iyilikte de yarıştık.

Bir Anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğacak kadım şehir Hatay'ımızın yansı sıra, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Gaziantep, Adıyaman, Malatya, Osmaniye Mersin, Adana ve Elazığ’ımızı yeniden ayağa dikeceğiz.

Yaşadığımız bu büyük felaketten ders alarak elbette.

Niye bunu söylüyorum!

Prof. Mustafa Erdik, bizim depremlerden daha şiddetli olmasına rağmen can kaybının çok daha az yaşandığı o Şili örneğini verirken, bir şeye dikkat çekiyordu ve ''Şili'de deprem şartnamesi ile şartnamenin uyumu farklıydı'' diyordu.

Bizde de cunta dönemleri yaşandı ama Şili'nin o büyük felaketi az can kaybıyla yaşamasının nedenini Diktatör Pinochet'e bağlıyordu Hoca ve deprem şartnamesine uymayanların çok büyük cezalara çarptırıldığını anlatıyordu.

Sopa zoruyla yapılan işleri örnek olarak göstermemek gerekir elbette ama Allende sonrası çok acılar çeken Şili o büyük depremi, can kaybı bakımından çok daha az hasarla geçirmiş.

Şili'deki yapılarda perde beton kullanılmış ki, yüzde 6'ları buluyormuş.

Bizdeki perde beton kullanılma oranının sadece yüzde bir olduğuna dikkati çekiyordu Mustafa Erdik.

Gökdelenlerde deniz manzarasının keyfine diyecek yoktu bu nedenle fiyatlar 10 milyonu aşmıştı ancak, 500 Km. uzağımızdaki depremler sonrası yaşanan zemin kaymaları sonucu mu bilmem ama binalarda çatlaklar oluşunca fiyatlar üçte bir oranında düşmüş bile.

Samsun için Cevat Öncü'nün söyledikleri de can sıkıyor.

Ve fakat.

Gerçek acıdır.

Tıpkı Aristo mantığı gibi yani.

İşitmek canımızı sıksa da, gerçeklerle yüzleşeceğiz başka çaremiz yok.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar