27.06.2021
Ondokuzmayıs'ta bir muhabir arkadaşımız, ilçede yapımı tamamlanan hastanedeki eksiklikleri tespit etmek için haber çalışması yaparken, müteahhidin adamları olduğu iddia edilen kişilerce saldırıya uğramış.
Ondokuzmayıs'ta bir muhabir arkadaşımız, ilçede yapımı tamamlanan hastanedeki eksiklikleri tespit etmek için haber çalışması yaparken, müteahhidin adamları olduğu iddia edilen kişilerce saldırıya uğramış.
Yeniçağ gazetesinin muhabiri olan İbrahim Akkuş'u, Samsun'un batısındaki Ondokuzmayıs'ın yanı sıra Bafra ve Alaçam'dan verdiği haberlerle tanıyoruz.
Ondokuzmayıs'taki Zekiye Nine'nin tek başına yaşadığı evdeki çaresizliğini ve yenemediği yoksulluğunun sonucunda yitirdiği yaşamına dair haberleri ülke gündemine İbrahim Akkuş taşımıştı.
Uzun yıllar boyunca yaygın basına dair gazetelerde büro şefi ve bölge temsilciliği gibi görevlerde bulunmuş biri olarak bilirim ki, ilçelerde ve hatta kimi illerde haber servisi yapan muhabir arkadaşlarımızın para kazanamadığını bilirim.
Gönüllü gibi çalışır çoğu.
Merzifon'da rahmetli Fehmi Uman, Havza'da Abdullah Uyaroğlu, Vezirköprü’de Vefai Teker, Allah selamet versin Ordu'da Ahmet Gürpınar, Amasya'da Erol ve Necati Apaydın kardeşler, Tokat’ta Mehmet Kaynarpınar, Hüsamettin Turgut ve ismini sayamadığım onlarca muhabir arkadaşımız il ve ilçelerinden verdikleri haberlerle yaşadıkları yörelere hizmet yağmasını sağladılar.
Allah hepsinden razı olsun.
İbrahim Akkuş da bunlardan biri.
Tanışıklığımda yoktur.
Bir kere karşılaştım kendisiyle o da ayaküstü ‘’Merhaba’’ derken sadece.
Haber geçtiği ilçelerde sevilmediği söyleniyor.
Ve fakat.
Gerek sosyal medya paylaşımlarından ve gerekse geçtiği haberlerden anladığım kadarıyla çoğu kişinin ondan rahatsız olmasını da normal bir durum olarak karşılıyorum aslında.
Bizimle de selamı sabahı kesenler oldu zamanla.
Yener Cabbar'ın yıllar önce Sabah Gazetesi Bölge Temsilciliği için önerildiği sıralarda birileri tarafından, zamanın Sabah Haber Ajansı'nın Genel Müdürü Ahmet Vardar'a ''Yöneticiler onu Samsun'da sevmezler'' diyerek şikayet etmeye çalıştığında, Ahmet Vardar’ın ''Aradığımız adam tam da budur'' diyerek görevi Yener'e verdiğini bilirim.
Yönetici kesiminden sever gibi görünenler oldu ama bu kesimden çoğu kişi gazetecileri bir türlü sevemediler.
Oysa gazetecilerin kimseyle kişisel sorunu olamaz.
Gazetecinin verdiği haberler bir anlamda aslında onlar için hatalarını görme ve düzeltme imkanı da sağlıyor ama bunu bir türlü anlayamayanlar oluyor.
Basın'ın özgür olma zorunluluğunun nedeni de buradan doğuyor aslında.
''Gazeteci özgür olmalı'' diyoruz ya.
Bu istek gazetecinin kişisel rahatlığı için değildir aslında.
Gazetecinin özgür olması demek aslında bir anlamda senin özgürlüğündür.
Haber alma kaynaklarının ve haber verme yollarının önüne engeller konulduğunda vergilerden oluşan kamu kaynaklarının nerelere, kimlere ve nasıl harcandığına dair bilgileri nereden alınacak.
Bu konuda kimi usulsüzlükleri haberleştirdikleri için sevilmiyor gazeteci milleti.
Gazeteci de suç işler elbette.
Görevini yaparken hata yaptığı da olur ama bunun hesabını bağımsız mahkemeler önünde verir.
Ve fakat.
Mahkemelerin verdiği kararlar ile yetinmeyenler de oluyor.
Şiddet gibi çağdışı uygulamalarla gazetecilerin görev yapmasını engellemeye çalışanlar da oluyor maalesef.
Ondokuzmayıs'ta İbrahim Akkuş'un başına gelen de böyle bir durum olmuş.
Tıpkı, Kocaeli'nde İHA Muhabiri Mustafa Uslu'nun başına gelen gibi.
TGRT Haber'de izledim ben Mustafa Uslu'nun başına gelenleri.
Şiddetle kınıyorum.
TGRT'deki haberi, İHA Kocaeli bürosu servis etmiş.
Yazıyı hazırlarken, Yazı İşleri Müdürümüz Zekeriya Fırat'a ''İHA, İbrahim Akkuş'un haberini servis etti mi?'' diye sordum.
İHA o haberi servise koymamış.
Sadece İHA değil, DHA'da haberi vermemiş.
Kocaeli'ndeki muhabire şiddet, muhalefete mensup bir milletvekilinin adamları tarafından yapılmış.
Ondokuzmayıs'ta İbrahim Akkuş'u doğalgaz borularıyla dövenler bir siyasetçinin adamları değildi, bu nedenle mi habere değer bulunmadı bilmiyorum ama İbrahim Akkuş'un kimi AK Parti mensuplarının da öfkesine maruz kaldığı anlaşılıyor ancak, Akkuş'un Cumhurbaşkanı Erdoğan'a muhabbetle beslediğini de, kişisel sosyal medya hesabındaki profilinde Erdoğan'ın resmini kullanmasından anlıyoruz.
İHA ve DHA'nın, Erdoğan sevgisini gösteriyor olmasına rağmen İbrahim Akkuş'u 'yandaş' kesiminden görmediklerini tahmin ediyorum.
Gazetecilere uygulananlar dahil olmak üzere şiddetin her türlüsünü lanetlerken Ondokuzmayıs'taki olayın kimi basın kuruluşlarınca görmezden gelinmesine de şaşırdığımı belirtirken ''Mesleğim nereye doğru sürükleniyor?'' diye sormaktan da kendimi alamıyorum.