29.10.2024

Türkiye'nin bayramı

Dün Cumhuriyetimizin 101. kuruluş yıldönümüydü.

Hainler, Cumhuriyet haftasına girerken terör saldırılarıyla gölgelemeye çalışsalar da, bayramımızı coşkuyla kutladık.

Resmi programlar da vardı belki ama benim dikkatimi çeken daha çok sivil oluşumların kutlama etkinlikleriydi.

Ki;

28 Ekim günü mesela Cumhuriyet kadınlarının yanı sıra, kadınlardan oluşan Samsun Ticaret Lisesi Mezunlarının Lise caddesi ile Samsun halkı tarafından ''Çiftlik caddesi'' olarak bildikleri İstiklal caddesi üzerindeki bando gösterileri, sivil oluşumların kutlama programlarından biriydi.

Ki;
Aslında Cumhuriyetçi kadınların yanı sıra, Ticaret Lisesi mezunlarının bando guruplardan oluşan gurupların neden resmi programlarda olmadığını da merak ediyorum doğrusu.

25-30 yıl öncesine kadar kutlama programındaki kortejlerde bu türden oluşumların gösterilerine de izin verilirdi.

Atatürk’ün ''En büyük bayram'' dediği Cumhuriyet Bayramını, Türkiye’nin bayramı olarak kabul ediyorsak, halkın katılımından uzak bayrama, nasıl Türkiye’nin bayramı diyeceksek onu da bilemedim.

Diğer sivil oluşum etkinlikleri de biri, ADD Samsun Şubesince düzenlenen Cumhuriyet Balosu ile bir diğeri de davetlisi olduğum Atakum Yelken Spor Kulübünün Atakum'un bir mekandaki Cumhuriyet Balosuydu.

Bu ve buna benzer birçok etkinlik düzenlendi.

Ki;

Yemekli toplantılara katılmama gibi ilkesel kararıma rağmen, Mustafa Engin’in, ''Bizi yalnız bırakmayın'' şeklindeki ısrarıyla katıldığım Atakum Yelken Spor Kulübünün etkinliği, bana ve katılımcılara uzun süre unutamayacakları bir gece yaşattılar.

İyi ki Mustafa Engin ısrarcı davranmış ve iyi ki Cumhuriyetimizin 101.yaşını kutlama etkinliğine katılmışım.

Dostum Mustafa Engin'e ve başta Kulüp Başkanı Serpil Tataroğlu olmak üzere diğer kulüp yöneticilerine teşekkür ederim.

''Neden iyi ki o etkinliğe katılmışım'' diyorum.

Şu nedenle elbette:

Biliyorsunuz, hainler Cumhuriyet coşkumuzu gölgelemeye çalışıyorlar.

Ki;

Terörün amacı zaten korku salmaktır.

Gözbebeğimiz, TUSAŞ'a düzenledikleri hain saldırının amacı da budur zaten.

Korktuk mu?

Elbette hayır.

İnadına coşkuluyuz.

Mutluyuz ve geleceğe dair de umutluyuz.

Nazım Hikmet'in, Kuvayi Milliye Destanı'ndaki şayak kalpaklı adam, topraklarımızın düşmanın düşman çizmeleriyle kirlettiği o günlerde, nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu ise, istiklal savaşını verdiğimiz o kara günlerden daha kötü  günleri yaşamıyorken, biz  ne diye rahat ve güzel günlerin geleceğine inanmayalım.

Hainlere inat, kardeşliğimizi, birliğimizi ve dirilimizi koruyarak rahat ve güzel günlere olan inancımızı her gün tazeleyeceğiz elbette.

Cumhuriyete sahip çıkacağız yani.

İnadına ''Yaşasın Cumhuriyet'' demeye devam edeceğiz.

Yine ve yeniden!

Bayramımız kutlu olsun.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar