İktidar gücünü kullanamayan Ordu geri gidiyor

“Ordu’nun bir Başbakan Yardımcısı var. Ayrıca milletvekilleri AKP’li, Büyükşehir Belediye Başkanı AKP’li, 19 Belediye Başkanı AKP’li. Bu durum büyük bir şans ama milletvekillerinin, bürokratların, belediye başkanlarının birbirleri ile araları yok. Ve bund

info@karadenizekonomi.com / 22.06.2017

İktidar gücünü kullanamayan Ordu geri gidiyor
  • ·21. Dönem MHP’li Ordu Eski Milletvekili Cemal Enginyurt Ordu ekonomisindeki değişimi, Ordu’yu yöneten iktidar milletvekillerinin performansını ve kendi dönümlerine ilişkin sorularımızı yanıtladı.

21 Dönem Milletvekili Cemal Enginyurt Karadeniz Sohbetleri köşemize konuk oldu. Enginyurt’un söylediklerinin özeti şöyle:

“Ordu’nun bir Başbakan Yardımcısı var. Ayrıca milletvekilleri AKP’li, Büyükşehir Belediye Başkanı AKP’li, 19 Belediye Başkanı AKP’li. Bu durum büyük bir şans ama milletvekillerinin, bürokratların, belediye başkanlarının birbirleri ile araları yok. Ve bundan Ordu vilayeti zarar görüyor, Ordu geri gidiyor.”

-Siz 21. Dönem milletvekilisiniz. O tarihteki Ordu ile bugünün Ordu’sunu kıyaslayabilir misiniz?

-Şimdi 1999 yılın da milletvekili olduğum ve milletvekili seçildiğim seçimlerde Ordu’nun milletvekili sayısı 7 ‘ idi. 2015 yılında 7 Haziran’da tekrar milletvekili 

adayı oldum. Ordu’nun milletvekili sayısı 5’e düştü. Dolayısı ile eski Ordu ile yeni Ordu’yu en bariz şekilde ortaya koyacak net ölçü budur. 2017’ye gelindiğinde büyük bir göç yaşamıştır. 1 milyonun üzerinde olan şehir nüfusu 600 binlere düşmüş. Demek ki Ordu çok ciddi bir gerileme yaşıyor. Bu gerilemeyi her anlamda görüyoruz, ekonomik anlamda, sosyal anlamda, kültürel anlamda ve şehrin demografik yapısı anlamında. Bundan 15 yıl önce Ordu şehir merkezini düşündüğünüzde 100 yıllık aileler yaşarken, eğer bugün şehirde Ordu’nun köklü aileleri göçmüş ve Ordu’yu terk edip İstanbul ya da Ankara’ya taşınmış ve ‘kırsal’ diye ifade ettiğimiz arka kesim şehirde demokrafik olarak güçlü hale gelmiş ise bu zaten Ordu’nun dünüyle bugünü arasındaki en büyük ölçüdür.

-Şehir ekonomik olarak geriye mi gitti?

-Şehir ekonomik anlamda geriye gitmiştir, sosyal anlamda geriye gitmiştir kültürel anlamda da geriye gitmiştir. 1964 yılında Türkiye’de şehir tiyatrosuyla olmakla övündüğümüz ve 30 35 yıl boyunca kültürel anlamda Türkiye’nin en önemli etkin şehirlerinden birisi olan Ordu maalesef ekonomik olarak geri giderken kültürel anlamda da geriye gitmiştir. Bir dönem Ordu, İstanbul ile eş zamanlı kültür moda ve sanat şehri olarak yaşar iken bugün bir Anadolu’nun kırsal bir ilinden, ilçesinden farklı olmayan bir şehre dönüşmüş ise yine bu da nereye geldiğimizin en büyük göstergesidir. Ordulular 15 yıl önce 8 ton fındık ile bir daire alabilirken bugün eğer 20 ton fındık ile bir daire alabilir hale gelmiştir. Ordu’nun her anlamda kalkınmasına yönelik çalışmalar hep geri plana itilip sadece gözü boyayan palyatif çözümlerle üretmişlerdir.

-Siyaset kültürü ve demokratik anlamda değişim var mı?

-Aslında davranış modeli olarak da Ordu çok geriye gitmiştir. Ben 1973 yılında genç bir il başkanı iken Ordu da televizyonlarda il başkanları olarak siyasi tartışmalara girerdik. Belediye başkanı adayı olarak toplu siyasi tartışmalar yapardık. Adaylar ekranlarda Ordu’nun meselelerini çöze bilmek çözüm üretebilmek adına fikirlerimizi ortaya koyardık. Bugün gelinen nokta da hiçbir siyasi parti özellikle muhalefet partileri televizyonlara dahi çıkarılmayacak, gazeteler tarafında haberi dahi yapılmayacak kadar baskı altına alınmış ise bu şehrin nereye geldiğinin göstergesidir.

-Peki şehirde çok sayıda AVM var, modern binalar var?

-2001 yılında AVM’lerin Anadolu’da özellikle Ordu gibi vilayetlerde hem ekonomik anlamda sıkıntılar doğurabileceğini hem de görsel anlamda şehrin siluetini bozduğunu düşünerek Milliyetçi Hareket Partisinin ortağı olduğu 57. Hükümet bir kanun tasarısı hazırladı. Kanum Meclisten geçti, AVM şehrin 10 km uzağında kurulacaktı. Burada maksat şehir esnafını korumak, şehir trafiğini bozmamak, burada maksat ekonomik olarak şehirde oluşacak kazancın tek bir yönde toplanmasına engel olmaktı. Ordu Türkiye’nin değil belki de Dünyanın en güzel şehirlerinden birisi olmasına rağmen çok katlı binalara müsaade edilerek bunun adına da kalkınmışlığın göstergesi diyerek bir taşlaşma betonlaşmaya müsaade ediliyorsa bu bize göre kalkınmanın ölçüsü değildir. Bu rantın, bu birilerinin menfaatinin birilerinin zenginliğinin önünü açmaktan başka hiçbir şey değildir.

-Sizin döneminizde neler yaptınız?

-Bakın bizim iktidarımız dönemin de Allah mekanını cennet eylesin rahmetli Bülent Ecevit’in hayali olan köy kent projeleri vardı. O proje ile köylerde biz çiftçiyi köylüyü köyden göç etmeyecek projeleri hayata geçirmeye başlamıştık. Köylerde okullar açtık, köylerde sağlık ocakları vardı. Köylerde sağlık ocağı ve okul olduğu müddetçe şehre göç olmayacak tarım yok olmayacak, çiftçilik yok olmayacaktı. Köydeki kültür seviyesi her daim yüksek olacaktı. Biz 57. Hükümet olarak iktidara geldiğimizde bugün doğrudan gelir desteği diye ifade edilen destekleme Türkiye’nin gündeminde dahi yoktu. Bu desteği tüccarlar alırken Milliyetçi Hareket Partisi’nde olan Tarım Bakanlığı ilk kez doğrudan gelir desteğini çiftçiye tahsis ederek ekonomik bir zenginlik oluşturmuştur. Bizim iktidarımız döneminde yine Korgan-Kumru-Niksar yolu ihalesi açılmıştı. Aradan 16 yıl geçti hala bir şey yok. Aybastı Fatsa Kabataş yolunu ihale etmiştik hala yapılan bir şey yok. Çambaşı Yolunu ihale etmiştik, hala ortada bir şey yok. Ordu-Ulubey Gölköy-Mesudiye yolunu ihale etmiştik, 2001 tarihinde. Aradan 15 yıl geçti hala bir şey yok. Palyatif çözümler üretiliyor, arada bir firmalara veriliyor, firmalar kaçıyor, battı deniliyor, iflas etti deniliyor.

-İktidar milletvekilleri yeterince çaba gösteremiyor mu?

-Şimdi hükümetin yetkilileri AKP Ordu’da olmayan milletvekilleri Ordu’da maalesef görünürde milletvekili var. Şimdi mesela ne diyorlar; yollar neden yapılmıyor, çevre yolumuz niye bitmiyor diye soruyoruz? Ne diyorlar ‘müteahhitler kaçıyor’, hayırdır arkadaş bu ülkenin güneydoğusunda en sonunda OVİT Tüneli gibi yollar tüneller bitiyor. Batak müteahhitler hep Ordu’ya mı denk geliyor? Milletvekilleri bakanlara, ‘Ordu’da verdiğiniz ihaleler hep patlak müteahhitlere mi denk geliyor? Bu Ordulunun suçu, günahı nedir’ diye neden sormuyorlar?

-Vaatedilen projeler vardı, takip ediyor musunuz?

-Numan Kurtulmuş Başbakan Yardımcısı 5 tane mega proje sözü verdi, teleferik var Çambaşı’na, Ünye’den Gülyalı’ya raylı sistem var, liman var.. 5 tane proje hangisi hayata geçti? Ordu milletvekilleri kendi başbakan yardımcılarına soramıyor mu, hayırdır sayın başbakan yardımcım, ‘biz Orduluya söz verdik sizin, o söze biz de tabi olduk, niye demiyorlar? Yok, çünkü Ordu milletvekilleri yok. Ordu maalesef iktidar açısından çok güçlü olmasına rağmen hizmet açısından çok geri kalıyor. Başbakan yardımcı ile büyük şehir belediyesi başkanın arası yok, bürokratların bir biriyle arası yok, vekillerin bir biri ile arası yok. İlçe belediye başkanlarının bir birbirleri ile arası yok. Bunun zararı kime oluyor Ordu’ya oluyor. Aslında düşünün büyük bir şans değil mi başbakan yardımcısı Ordulu büyük şehir belediye başkanı AKP’li 19 ilçe başkanı AKP’li bundan daha güzel bir şans olabilir mi? Bu şansın Ordu için kullanılması gerekirken maalesef siyasi ihtiraslara Ordu kurban ediliyor.

-Yol yapıyorlar, kentin altyapısı yapılıyor..

- Süleyman Felek Caddesini trafiğe kapattınız. Cemal Enginyurt olarak buradan ilan ediyorum ben kapatılmasına karşıyım. Caddeyi kapatarak esnaf zenginleşseydi, yeni mahalledeki yeni İsmet Paşa Caddesi’ndeki esnafın zengin olması gerekirdi. Ama oradaki esnaf da battı. Demek ki caddeleri kapatmak esnafın iş yapacağı anlamına gelmiyor. Esnafın iş yapmasını ne ile sağlayabilirsin; o sokakta gezenin cebinde para olmasını temin ederek sağlayabilirsiniz, alım gücünü artırarak bunu yapabilirsiniz. Sadece ‘yol yaptık’ diyorlar. Yolları da nasıl yaptılar ne etiler, bunlar da tartışılır bir gün. Şehirde şimdi hiç kimse ses çıkarmıyor, gazeteler yazmıyor hep güzellikleri anlatıyor. Bir gün birileri çıkacak o günde geldi; 2019’a birbuçuk yıl kaldı. 2019 geldiğinde birileri çıkacak yaptınız mı, yapmadınız mı ne söz verdiniz de yapmadınız, ne söz verdinizde yaptınız; hesap defterini çıkaracağı günüde yakındır. Benim hep yıllardır söylediğim bir söz var; yol yaptık diyorlar da yolda gidecek parayı koydun mu vatandaşın cebine?

-İlin özel sektörü ve sanayicileri hakkındaki görüşünüz nedir?

-Bakın çamsan ve soya gibi iki tane büyük fabrikanın hammadde ihtiyacı bu limandan indirilip maliyet nakliyat açısından düşük iken siz bu limanı kapatarak bu iki firmayı Fatsa’ya ve Giresun’a mahkûm ettiniz ve nakliyeyi artırdınız nakliye artınca maliyette arttı sizin hiçbir katkınız hiçbir artınız olmadı yani şimdi limanı bir firmaya verip oraya bir kafe kurarak orduya istihdam mı sağlamış oldunuz limana inen bir geminin şehre katma değeri diyelim ki aylık 10 trilyonsa sizin kafenizin aylık şehre yaratacağı 500 milyar olmaz o sebeple maalesef göz boyayıcı günü kurtarıcı faaliyetler yapılıyor buna da yandaş medya destek veriyor,

40 yıldır yapılmayan alt yapıyı yapıyoruz, sözüne ben itibar etmiyorum. Siz de basın olarak takip ediyorsunuz ki Avrupa Birliği’nden gelen bir parayla alt yapıyı yenileme faaliyetidir. Demek ki siz alt yapıyı yapmıyorsunuz; Avrupa Birliği’nden bir para geldi, bu parayı kaçırmayalım diye 40 yıldır yapılmayan alt yapı şimdi Seyit Torun’un cevap vermesi gerekiyor Ama Seyit Torun yok ortalıkta, Seyit Torun’un cevap vermesi gerekiyor. Yeniliyorlar mı alt yapıyı yoksa yenilemiyorlar mı?

-Son olarak eklemek istedikleriniz?

-Bakın tekrar söylüyorum Ordu çok talihsiz bir vilayete dönüştü; bürokratlar birbiriyle kavgalı Başbakan Yardımcısı Büyük Şehir Belediyesiyle kavgalı, belediye başkanları birbirleri ile kavgalı… AKP’de 3-4 tane il başkanı geziyor sokakta, onlar bir biriyle kavgalı. Dedikodu almış başını gidiyor ama Ordulunun derdiyle ilgilenen hiç kimse yok, sanayicinin derdini anlatacağı hiç kimse yok. Ordu İskelesi gemi trafiğine kapatılırken, hiçbir sanayiciye soruldu mu? Bugün bu sanayi kuruluşları Ordu’dan gitmenin yolunu gözlüyor. Onlara kim sahip çıkacak. Ordu maalesef sahipsiz bir şehre dönüştü.

-Bir grup Arap ülkesi ile Katar arasında sorun çıktı. Araplar bölge turizmi açısından önemli olduğu için soruyorum. Sizce Türkiye ne yapmalı?

-Bu hareket bana göre Türkiye’den intikam alma operasyonudur ve bunu Katar üzerinden yapıyorlar. Bizim birlik ve beraberlik içerisinde olmamız lazım. Katar’ın yanında durmamalıyız Biz ara bulucu olmalıyız. Biz diyalog kurucu olmalıyız. Rahmetli Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözü var; siz Arapların kavgasına dahil olmayınız, çünkü Arapların ne yapacağı belli olmaz. Bugün Sudi ile Katar birbirine düşman olur, yarın bizden fazla dost olurlar. Geçmişte bunların derdi en çok Mısırla, Suriye İsrail’le, Sudi Arabistan birbiriyle o kadar kanlı bıçaklıydılar. Ama şimdi dostlar. Hiçbir sıkıntı yaşamıyorlar. Biz kötü olursak kötü kalırız, onlar iyi olur. O yüzden Arapların kavgasında bizim asla taraf olmamız gerekir.

-Teşekkürler Sayın Enginyurt

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar