Resmi adıyla Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası, kısaca Yerli Malı Haftası Birinci Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik darboğazın ardından yabancı ülkelere para akışının önünün kesilmesi ve toplumsal tutum bilincinin oluşması amacıyla ilan edilmiştir. Atatürk’ün başkanlığında, 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi toplanmış ve bu kongrede yurdun bağımsızlığının korunması, yerli mallar üretilmesi ve kullanılması kararı alınmıştır.

Bu haftanın amacı, yerli tüketimin bilinçli olarak artırılmasıdır. Bu hafta süresince tutumlu olmanın, yatırım yapmanın ve ”yerli malı kullanmanın önemi” vurgulanır. İnsanların parasını, malını, eşyalarını, zamanını ve sağlığını gerektirdiği gibi korumak ve dikkatli kullanmasına tutumlu olmak denir. İhtiyaçlara harcandıktan sonra artakalan para ile yatırım yapmanın önemi üzerinde durulur. Tüketilecek ürünlerin ülkede üretilen ürünlerden seçilmesinin gerekliliği anlatılır. Bu şekilde ülkenin zenginliklerinin artması hedeflenmektedir. Ayrıca bilinçli tüketicilik konuları da ele alınır.

Peki, elimizdeki yerlilik oranı yüksek hangi ürünü, hem üretirken hem de tüketirken israf sorununu çözebilmiş durumdayız? ‘Türk Malı’ veya ‘yerli ve milli ürün’ diye tabir ettiğimiz zaman pek çok marka ve ürün aklımıza geliyor. Ancak milli kimliğini koruyan sektörleri yabancı firmalar ele geçiriyor. Bunun sebebi ise üretim ve tüketim süreçlerinde israf dolu oluşumuz. Çaresi yok mu? Elbette var. Ürettiğimiz ve tükettiğimiz ürünleri teknolojiyle geliştirerek, sağlıklı depo alanları yaparak, inovasyonla ve verimliliği artırarak sağlayabiliriz. Bu başlıklar muhakkak artırılır ancak temeldeki sorunları çözersek işte o zaman en azından israfı korumuş oluruz.