9.05.2025

2025 fındık sezonuna girerken: Tehditler, gerçekler ve yeni yol haritası

2025 fındık sezonuna, henüz bahar aylarında yaşanan zirai don endişeleriyle başladık. İklimsel tehditlerin yanı sıra kahverengi kokarca gibi biyotik faktörler, fındık üretimimizi her geçen yıl daha fazla riske sokuyor.

Temmuz ayı geldiğinde bu yılın rekolte tahminleri konuşulacak, ancak sorunlarımız yalnızca üretimle sınırlı değil. Fındık sektörü; üretim, maliyet, pazar yapısı ve destekleme politikalarında yapısal bir dönüşüme ihtiyaç duyuyor.

DOĞU KARADENİZ'DE ÜRETİCİ ZOR DURUMDA

Özellikle Ordu ve Giresun gibi illerde yamaç arazilerde üretim yapan çiftçiler, hem fiziki zorluklarla hem de artan maliyetlerle başa çıkmakta zorlanıyor. Son yıllarda fındıktan gelir elde etmek, üretici için giderek imkânsız hale geldi. Üstelik ÇKS kayıtlarına göre Ordu’da doğrudan gelir desteği alan üreticilerin %65’i il dışında yaşıyor. Bu durum, tarım arazilerinin aktif tarımsal üretim dışına çıkma riskini artırıyor.

PLANLAMA EKSİKLİĞİ VE PAZAR DARALMASI

Türkiye dünya fındık üretiminin %85’ini gerçekleştiriyor olsa da, küresel pazardaki etkinliği azalıyor. Üretim iç pazarda ve geleneksel ihracat pazarlarında sıkışmış durumda. Öte yandan, ABD'nin badem üretiminin %85’ini tek başına ithal eden Hindistan gibi dev pazarlara Türkiye henüz fındıkla girebilmiş değil. Çin ve Hindistan gibi yeni pazarlara yönelik özel stratejiler geliştirilmeden bu darboğaz aşılamaz.

FINDIKTA GELECEK 10 YIL: RİSK ALTINDA

Plansızlık ve politik atalet devam ederse, fındıkta gelecek 10 yıl içinde üretim düşer, üretici sayısı azalır, iç göç hızlanır ve küresel rekabet gücümüz kaybolur. Bugün konuşmadığımız çözümleri yarın çok daha ağır koşullarda konuşmak zorunda kalabiliriz.

YENİ BİR YASA, YENİ BİR PERSPEKTİF

Fındıkta artık günü kurtaran değil, geleceği planlayan politikalara ihtiyaç var:

Fındık Yasası: Üretimden pazarlamaya kadar tüm süreci kapsayan, rekabeti teşvik eden, üreticiyi destekleyen ve sanayiciyi sürdürülebilirliğe yönlendiren kapsamlı bir yasal düzenleme şart.

Yeni Destekleme Mekanizmaları: Engebeli arazide üretim yapan üreticiye özel destek modelleri geliştirilmeli.

Pazar Genişletme Stratejileri: Çin ve Hindistan gibi yüksek potansiyele sahip pazarlarda marka bilinirliği artırılmalı, özel ihracat teşvikleri sunulmalı.

Üretici Kooperatiflerinin Güçlendirilmesi: Çok sayıda üreticinin çok az sayıda alıcı karşısında ezilmemesi için örgütlenme teşvik edilmeli.

SONUÇ: 2025 ZOR BİR YIL OLACAK, AMA GELECEĞİ KURTARMAK MÜMKÜN

Bu yıl hem üretici hem de sanayici için zorlu geçecek. Ancak bu dönemi, yapısal reformlarla geleceği kurtaracak bir fırsata çevirmek de elimizde. Bugün atılacak adımlar, fındıkta hem üretici hem ülke ekonomisi için güçlü bir çıkış yolunun başlangıcı olabilir.

 

HAFTANIN SÖZÜ

Zirveye giden yol, çabayla döşelidir.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar