7.11.2024
Önceki gün 182 numaralı çağrı merkezinden arandım.
Sağlık Bakanlığı beş soruluk bir anket yapıyormuş.
Bağlı bulunduğumuz sağlık ocağındaki aile hekimimizden memnun olup olmadığımızı merak etmiş bakanlık.
Her soruya cevap verirken, Aile doktorumuzdan memnuniyetimi belirttim elbette.
Bakanlığın hekimimizden memnun olup olmadığımızı sorması hoşuma gitti ayıca ama anketin yapılış biçiminde soruların kayıt işlemi de kafama takılmadı değil hani.
Serde gazetecilik var ya!.
Meraka dayalı bir iş yapıyoruz biliyorsunuz.
Kimi vatandaşların telefonda tuşlama yapamayacağı öngörüsüne dayanarak mı bilinmez, arayan görevlinin her soruda birden beşe kadar sunduğu seçeneklere verdiğim cevapları görevlinin yerine kendim işaretlemek isterdim aslında.
Öküzün altına buzağı aramak niyetinde değilim ama ankete verdiğim yanıtların olduğu gibi yansımayacağı duygusuna kapıldım nedense.
Umarım yanılırım.
Aile doktorumuzdan memnun olup olmadığımızın sorulması hoşuma gitse de anketin, aile hekimlerinin üç gün süreyle iş bırakma eylemine başlayacakları günün arifesine rastlaması da pek manidardı zira.
Yenidoğan ünitelerinde yaşanan son rezaletin ardından anlıyoruz ki, sağlık sistemimiz çatırdıyor maalesef.
Ki;
AK Parti'yi uzun yıllar iktidarın tek alternatifi yapan iki unsurdan biri ''Sağlıkta Devrim'' adıyla yapılan sistem değişikliğiydi.
SSK hastaneleri ile devlet hastaneleri Sağlık Bakanlığına bağlanmış ayrıca, ilaçların kent içindeki eczanelerden alınması gibi bir yöntemin geliştirilmesiyle özellikle SSK hastanelerindeki ilaç kuyrukları son bulmuştu.
Hastalara doktor seçme ve doktoru değiştirme hakkı verilmesi de sistemin getirdiği yeniliklerden biriydi.
Ve fakat.
Sistemdeki bu değişiklik, başta doktorlar olma üzere sağlık personeline saldırıları da beraberinde getirdi.
Hatırlayın, sosyal medyada yayınlanan sokak röportajlarının birinde Samsun'dan bir kadın, kendisine iyi niyetle verilmiş bu hakkı, ''Doktor bile dövüyoruz'' derken, bir anlamda sistemin kötüye kullanılma durumunu ifşa ediyordu aslında.
DOKTORUM HAKLIDIR
Aile hekimleri, Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ne itiraz ediyorlar ve bunun için Çarşamba gününden itibaren üç gündür iş bırakma eylemi yapıyorlar.
Ki;
Bu konuda bile tolumda iki farklı görüş var yani bunda bile bölünmüş durumdayız.
Oysa hak aramak, her yurttaşa anayasamızın verdiği temel haklardan biridir.
Çalışanların ki, bunlar işçi de olabilir memur da
Sağlık ocaklarındaki doktorlar da kamu çalışanıdır.
Başta aile doktorum olmak üzere, aile hekimlerinin de kendilerini köle gibi göstereceğine inandıkları yönetmeliğe itiraz hakkı vardır ve buna direnç göstermeleri de analarının hak sütü kadar helaldir.
İster ''Grev'' deyin, isterseniz bu durumu 'İş yavaşlatma olarak' tanımlayın ama bu hak uluslararası anlaşmalarla da bağıtlanmış anayasal bir haktır ayrıca.
Ailemin doktoru, eyleme katıldı mı bilmiyorum ama katıldıysa bile bunu yapmanın en doğal hakkı olduğuna inanıyor ve bu hakkı kullandıysa kendisini de, bu hakkı kullanan tüm aile hekimlerini desteklediğimi belirtmek istiyorum.