20.06.2024

Mehmet Aksoy'un ardından

Bayram hazırlıkları ''Mehmet Hoca, solunumu ve kalbi durduğu için hastane kaldırıldı, sağlıklı olarak geri dönememesinden endişe ediyoruz'' şeklindeki haberle sarsıldık.

Karım Nesime'yle birlikte hastaneye koştuk haliyle.

Hoca fenalaştığında eşi ve kızları da yanındaymış.

Bana haber verildiği gibi, Mehmet Hoca ile yakından ilgilendiğini bildiğim Şaban Kılıç'a da haber verilmişti.

Dolayısıyla Medicana Samsun hastanesinin acilinde Hoca'dan iyi bir haber beklerken, doktorun ''Ne yaptıysak cevap vermedi, başınız sağolsun'' dediğinde dünya başımıza yıkıldı adeta.

Mehmet Aksoy 25 yıl önce Samsun Anadolu Lisesinde oğlum Doğuşcan'ın Almanca öğretmenlerinden biriydi ama 12 yıldan bu yana aralıksız yazdığım Hedef HALK gazetesinde köşe komşumdu.

Yaklaşık 12 yıl boyunca yan yana masalarda birlikte çalıştık Mehmet Aksoy ile.

''Hoca'' derdik kendisine.

Ve fakat.

Geçmişinde öğretmen olduğu için ''Hoca'' diye anılması normaldi elbette ancak, bizim Mehmet Aksoy'a ''Hoca'' diye hitabımızın nedeni, onu bir fikir adamı yani 'Mütefekkir' olarak kabul etmemizdir aslında.

Dünya görüşümüz uymasa da Mehmet Aksoy'u hep bir fikir insanı olarak kabul etmiştim.

Hoca, Türk Dil Kurumu tarafından,''Bir fikir, bir konu hakkında bilgi ve kültür sahibi olup, o konu hakkında fikir yürüten kişiye 'Mütefekkir' denilmektedir.'' şeklindeki tarifine tam uyan biriydi aslında.

Cumartesi günü bir süredir yaşamakta olduğu sağlık sorunları nedeniyle yaşama veda eden Mehmet Aksoy'u geçen hafta içinde iki kez ziyarete gitmiştim.

Bir hayli yorgun ve bitkindi.

''Seni hastaneye götürmemi ister misin?'' diye sorduğumda, ''Sağ ol Şaban ilgileniyor'' demişti.

Ki; Şaban Kılıç, son anına kadar hiç yalnız bırakmamıştı.

Yorgun ve bitkin halde iken bile yazılarına ara vermemişti.

Kendisini son ziyaretim de, Perşembe günüydü zaten.

Son günlerde Sinan Ateş cinayeti üzerine kafa yoruyordu.

Konu üzerine bir süre sohbet ettik, yanından ayrıldıktan sonra yatağında kaleme aldığı son yazısı da ''Lider, teşkilat, doktrin ve ülü’l- emr'' başlığı altında Sinan Ateş Cinayeti üzerine düşüncelerini dile getirmişti.

Bir gün önce konutçuğumuz konuyu yazınca ''Cinayetin sorumlularını tarif etmişsin ama bir tek isim yazmamışsın'' demek için atamıştım ama daha sonra Şaban Kılıç'tan, kendisini aradığım sıralarda sağlık durumu ağırlaştığı için hastaneye götürüldüğünü öğrenmiştim.

Mehmet Aksoy iyi bir ülkücüydü.

Dünya görüşümüz ve siyaset anlayışımız çoğu zaman uyuşmazdı ama bir ülküde birleşirdik.

O ülkü de,  ''Vatan ve millet'' sevgisiydi.

Ki;

Benim için olduğu gibi bu ülkenin yurttaşları için de, söz konusu vatan olduğunda, geriye kalan her şeyin teferruat olarak kaldığına inanırım.

Özel yaşamıyla ilgili çok şeyi paylaşmazdı.

Bu konuda ketumdu Mehmet Hoca.

Ve fakat.

''Bir fikir insanıydı'' dedim ya, bu özelliği nedeniyle inandığı ve yaşamı boyunca savunduğu siyasi düşüncelerini paylaşmaktan büyük keyif alırdı.

Trabzon'un Sürmene İlçesine Bağlı Köprübaşı kasabasında doğmuş biriydi Mehmet Hoca ama meslek yaşamının neredeyse tamamını yaşadığı Samsun'u kendisine memleket olarak seçmişti ki; ebedi istirahatgahını da Samsun'da seçti.

Samsun, aralarında evladım olmak üzere çok sayıda öğrenciyi yetiştirmiş iyi bir  eğitimciyi, ülkücü camia iyi bir dava adamını, ben de iyi bir dost ve arkadaşı yitirdim.

Çok üzgünüm.

Allah rahmet eyledin, mekanı cennet olsun.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar