Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanan program, Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş oldu.

Uygulama, Bakanlığın internet sitesinde, ''Bitkisel Üretimde Yeni Destekleme Modeli'' olarak duyuruldu.

Tarım ve Orman Bakanı, desteklerin ilk defa 3 yıllık ve üretim döneminden önce açıklandığını belirterek, ''Destek kalemlerinde sadeleştirmeye gidildi, bitkisel üretim yapan Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) kayıtlı tüm üreticiler destek alacak. Üretim planlaması kapsamındaki stratejik ürünlere ilave destek verilecek. Su kısıtı olan havzalarda münavebeye uygun üretime ilave destek sağlanacak.'' dedi.

Bakan Yumaklı ayrıca, kamu kuruluşları tarafından ıslah edilen milli tohumla üretim yapanların ilave destek alacağını da sözlerine ekleyerek, ''Destek tutarları girdi maliyetlerindeki değişikliklere göre her yıl güncellenecek. Bunun bir sonucu olarak çiftçilerin, üretime karar vermeden önce, hangi havzada, hangi ürüne, ne kadar destek alacağını da bilmiş olacak ve böylece çiftçilerimizi, planlı üretime yönlendirecek, plansız üretim son bulacak'' diye konuştu.

Destek programı kağıt üzerinde çok güzel duruyor elbette ancak uygulama farklı oluyor maalesef.

Programın yazılı hedeflere ulaşmamasının nedeni de, enflasyona dayalı olarak girdi maliyetlerinin sürekli artıyor olmasıdır.

2025-2027 yıllarını kapsayacak 3 yıllık destek programı açıklandı açıklanmasına da, mesela 2025 yılının destek ödemesi 2026 yılında yapılacak.

Destek programları üç yıllık olarak hazırlansa bile, ödemeler bütçe olanaklarına göre yapılıyor ve bütçele her yıl yeniden hazırlanıyor, bu durumda, destekler de enflasyon karşısında sürekli erimekten kurtulamıyor.

Geçenlerde açıklanan alan bazlı desteklerin 11 yıldır aynı kaldığı görüldü.

Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği Eski Genel Müdür Yardımcılarından Mehmet Cengiz,

destek programının 3 yıllık olarak açıklanmasına rağmen ödemelerin bütçe olanaklarına göre yapılacak olmasına dikkati çekerek, ''Burada nasıl bir disiplin sağlanacağı belli değildir. Destek miktarları belli ama bütçe her yıl Orta Vadeli Program hedefleri dikkate alınarak bütçe imkanları dahilinde hazırlanıyor.

Ekonominin durumu belli, acı reçete uygulanıyor.  Çiftçinin kaybı hiçbir zaman ödenmedi. Bu da ödenmeyecek. Bugüne kadar desteklemelerin etki analizleri paylaşılmadı. Kimse sonuçlarını bilmiyor. Bu konuda da bilgi yok. Ayrıca 2001 yılından beri tarım sayımı yapılmadı. Doğru ve güvenilir veri olmadığından nasıl doğru ve güvenilir analizler yapılacak. İşletmelerinde sınıflandırılması ayrıca, tarımsal desteklemelerde sınırlamaya göreve bir destekleme politikası da gerekir. Örneğin aynı havzada iki tarımsal işletme olsun.  İkisi de buğday desteği alsın. Ama biri gelişmiş teknoloji kullanıyorsa, buna buğday desteği yerine daha fazla teknoloji desteği verilmelidir.'' ifadelerini kullandı.

Pandemi döneminde gördük ve anladık ki, tarımsal üretim ülkemiz için olmazsa olmaz bir durum.

''Paramız var ki ithal ediyoruz'' diyen Eski Bakana, bu gerçek bir türlü anlatılamamıştı.

Umarım ve dilerim, aynı yanlışa tekrar düşmeyiz.