7.04.2023
Seçim dönemleri, demokrasilerde önemli bir yere sahip olsa da, "seçim ekonomisi" adı verilen tehlikeli süreç, ülkelerin geleceğini olumsuz yönde etkileyebilir.
Siyasetçiler, oy toplamak için akla gelebilecek her türlü vaatte bulunurken, uzun vadeli büyüme ve kalkınma hedefleri ikinci plana atılıyor.
Bu süreçte, halkın dikkatini çekmek adına yapılan popülist açıklamalar ve vaatler, ekonomik dengeleri zorlayabilir. Seçim ekonomisine dayalı politikaların benimsenmesi, hem devlet bütçesini zorlar hem de gelecek nesillerin omuzlarına borç yükü bırakabilir. Eğitim, sağlık ve altyapı gibi kritik alanlarda yapılan yatırımlar, seçim dönemlerinde anlık popülarite sağlayan projelere kaydırılıyor.
Kurumların bağımsızlık ve güvenilirliklerinin sarsılması, ekonomik ve sosyal istikrarın zayıflamasına yol açabilir. Popülist politikalar, merkez bankaları ve diğer ekonomik kurumların politika yapma süreçlerini olumsuz yönde etkileyerek, düşük verimlilik ve yavaş kalkınmayı beraberinde getiriyor.
Seçim ekonomisi tehlikesine karşı koymak, halkın elinde olan bir güçtür. Oy verirken, uzun vadeli ve sürdürülebilir politikalar sunan adayları desteklemek, gelecek nesillerin yararına olacaktır. Şimdiki nesillerin görevi, seçim ekonomisi tuzaklarından kaçınarak, ülkenin sağlıklı bir geleceğe ulaşmasını sağlamaktır.