28.01.2023

TEMA kurucusu ‘’ Yaprak Dede’’ olarak tanınan Nihat Gökyiğit’i (doğ.1925) yitirdik.
Onun ‘’ Yoksulluktan kurtulmak için üretim şart.Ama üretimin doğaya dost olması çok önemli. Sadece ekonomiye değil, eko-ekonomi konseptine sarılmamız lazım. Çünkü doğaya dost olmaya mecburuz ‘’sözlerini, ‘’bunlar yaşam rehberidir !’’ diyor, onu saygıyla anıyorum.
‘’Mübadele’’ olarak bilinen Türk- Yunan Nüfus Mübadele Sözleşmesi, 30 Ocak’da 100. yaşına basıyor. 1.2 milyon Ortodoks Hristiyan, Anadolu topraklarını terk etmek zorunda kalırken, 500 bin Müslüman Anadolu topraklarına getirildi. Tarihin ‘’ilk’’ ve ‘’tek’’ sistemli nüfus takası,günümüze dek çok az tartışıldı.
Mübadele, Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan sonra gündeme geldi. Tarafların nüfusunu etnik anlamda saflaştırma niyeti mübadeleyi kolaylaştırdı.
İnönü ve Venizelos’un imzasını taşıyan Protokol’ün 2 önemli hükmü var:
1-Mübadele, milliyet olarak ayrıştırılmadı. Dini inancı temel aldı. Türk olmayıp, Müslüman Ulahlar, Patriyotlar, Pomaklar ve Arnavut’lar bile Anadolu topraklarına getirildi. Karaman Türkleri’yse Yunanistan’a gönderildi. Mezhep tanımında ayrıma gidildi, Katolikler ve Protestanlar kapsam dışı bırakıldı. Ortodoks dünyasının başı Patrikhane ve Patrik, Lord Curzon‘un ‘’uygarlık dünyasının vicdanını yaralar ‘’yorumuyla kapsam dışı bırakıldı.
2-Ondokuz maddeli Protokol’ün on maddesi geride bırakılan mallar ve onların tazminini öngörür. Tazminatın ‘’altın para’’ rejimiyle ödenmesi kararlaştırıldı. Ama Türkiye’ye göç edenler için Protokol bir yana itildi ve sadece 6 dönüm toprak dağıtıldı. Saha çalışmalarının tümü bu konudaki haksızlığı belgeler. 1930’da imzalanan Ankara Anlaşması malların ‘’Türk ve Yunan Hükümetine geçmesini ‘’ karara bağladı, hukuk yolunu kapandı. Ortodoks Rumların Anadolu’da geride bıraktığı mal ve taşınmazlar ‘’mütegallibe‘’nin ( zorba takımı ) eline geçti. Mübadele İskan Yasası terk edilen malların dağıtımını öngörse de tersi yaşandı, haksızlıklar pekişti.
‘’Zorla’’ ve ‘’geriye dönüş yolu kapalı’’ tutulan mübadeleyle göç ettirilen 1.7 Milyon mübadil ‘’nüfus mühendisliği’’ olayının ne sonuç vereceğini bize anlatıyor.
Haksızlıkları teslim etmek için ‘’yüzleşmeye hazır olmalıyız’’ derken, kendi hesabıma mübadillerden ‘’özür’’ diliyorum.
‘’Bir Ada Hikayesi ‘’ ile mübadele’nin ‘’en gerçekçi’’ eserine yazan Yaşar Kemal ustamız ise ‘’Şimdi arkadaşlar, elaltı faşizminden vazgeçip hak ve adalet ve eşitlik üzre demokratik bir düzeni kurmak için el ele verip, sol ve sağ, uğraşalım mı ? ‘’diyor, ne dersiniz ?