20.08.2022
BM Göç ve Mülteciler Örgütü (UNHCR) yayınladığı Global Trends’de 2022’de dünyada mülteci ve göçmen sayısının ilk kez 100 milyon insana eriştiğini açıkladı.
10 yıl önce sayı bunun yarısıydı. 100 milyon göçmenin ancak beşte biri ‘’istemi dışında zorla ülkesinden sürülmüş‘’ olarak kabul edilip ‘’mülteci‘’ konumunda. Mülteci, BM‘nin resmen kabul ettiği bir kavram. 1951‘de Cenevre’de ‘’ Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme ‘’ (kısaca Cenevre Sözleşmesi olarak anılır ) mülteci için yerinden edilmişliği temel alıyor. Sığınmacı, göçmen ve mülteci farklı tanımlar. Göçmenliği ekonomik nedenlerle ülkesinden kendi olanaklarıyla ayrılanlar için kullanıyoruz. Sığınmacı ise statüsü belli olmayan iğreti konumdaki insanları kapsıyor.
Savaşlar ve iç savaşlar, sürgün halinin en önemli etkenleri. Despot yönetimlerden kaçışlar sürgünün üçüncü kategorisi. Venezuella, İran, Ukrayna, Rusya göçmenliği günümüzde besleyen en önemli ülkeler. Ukrayna 10 milyon, Venezuela 4.4 milyon insan ile başı çekiyor. Suriye İç Savaşı sonrası kaçan 10 milyon insan, hukuki statü alamadıkları için 3 ülkede (Ürdün, Türkiye ve Lübnan ) ‘’sığınmacı‘’ olarak kabul edildi. Türkiye, bir kısmına uzun süreli yerleşme izni verdi ‘’göçmen’’ yaptı, çok azına da vatandaşlık verdi.
Etiyopya, Kongo, Güney Sudan, Yemen iç savaşları, 2021 sonrasında yılda 100.000-500.000 arası insan kaçışıyla dünya göç kervanını besledi.
Göç kervanına yeni bir ülke grubu olarak Rusya katıldı. ‘’ Putin Kaçkınları ‘’ olarak anılan bu insanların toplamı 300.000‘e ulaştı. Bu insanların bir kısmı ‘’mülteci‘’ statüsü kazanıyor, ekonomik durumu daha iyi olanları ‘’göçmen‘’ olarak kalıyor.
Rusya’dan kaçanların rotası ağırlıklı olarak İstanbul ve Tbilisi. İlginçtir, bu göç rotasının 100 yıl içinde ikinci kez yaşanıyor. Rus Bolşevik İhtilali’nden kaçan Beyaz Ruslar yine aynı ülkelere, o tarihte Tiflis ve Constantinople adını taşıyan kentlere kaçmışlardı.
İstanbul‘a sığınan Beyaz Ruslar, Cumhuriyet Türkiye’sine kültür şırıngası yaptılar. Ankara’da Karpiç (1928), İstanbul’da Ayaspaşa Rus Lokantası (1943) ve Rejans (1924) adlı bu lokantalarda kravat zorunlu olur, müzikli dans eşliğinde yenirdi. Karpiç, yeni Cumhuriyet‘in siyasetinin konuşulduğu / biçimlendirildiği yer oldu. Kurucusu Juri Karpovitch ‘e ‘’Karpiç‘’ adını veren Gazi’dir, ondan sonra ‘’Karpiç Baba‘’ olarak anılacaktır. Karpiç, Mehmet Kemal ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun eserlerinde geçer.
İz bırakmış bir tarihçi olan Prof.Eric Hobsbawm (1917-2012) eserine ‘’Kısa 20.yy Tarihi-1914-1999,Aşırılıklar Çağı’’ (Çev. Yavuz Alogan, Everest yay.) adını vermişti.
Savaşlar ve despotlarla dolu bu yüzyıla ve 100 milyon göçmeniyle yeni eserine kimbilir ne başlık koyardı ?