4.12.2021
Fereral Almanya’da kayda değer bir olay yaşandı, yeni koalisyonu oluşturacak olan 3 parti, tam tamına 2 aylık bir çalışmadan sonra 175 sayfalık bir ‘’ protokol metni ‘’ yazdılar, tümünü dikkatle okudum. Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve Özgür Demokratla
Zira yurttaşın devlet için değil, devlet denilen aygıtın yurttaşı için varolduğunu hatırlıyor.
Protokol’ün ilk dikkat çeken yanı, kaynak tahsisinde bulunacağı konuları tek tek / kalem kalem sayması.
İkinci nokta,piyasanın değil,sosyal dokunun hatırlanması. Kreş yapımı, devletçe konut üretimi, kadın-erkek ücret farklılığının giderilmesi bu Protokolü farklı kılıyor.
Üçüncü nokta, Almanya’nın bir ‘’ göç toplumu’’ olarak kabullenilmesi. Çok yurttaşlılık olanaklaşıyor, Alman vatandaşlığına geçiş kolaylaşıyor.Din ve vicdan özgürlüğünün ve güvencesinin altı çiziliyor, imamların Almanya ‘da eğitim görmesi koşulu getiriliyor.
Dördüncü nokta, Avrupa ve AB içi ve uluslararası işbirliği, metnin hemen her yerinde karşınıza çıkıyor. Bu Koalisyon AB’yi güçlendiriyor, neye öncülük, nerelere ardçılık yapacağı çok açık seçik anlatıyor. Bu bağlamda ‘’Federal Avrupa’’, ‘’ Avrupa Bağımsızlığı ‘’ gibi deyimlerle karşılaşıyoruz. Türkiye, açık bir biçimde AB olayının içinde yok, çok açık altı çizilmiş.
Beşinci nokta, ırkçılık ve sağ tedhişçilik ile mücadele devletin asal konusu haline geliyor.
Son nokta*, doğamızın korunması ve iklim hedefleri,bunu da başlıklar altında vermek istiyorum :
+Atom enerjisinden kesinlikle çıkılacak.Kömür kaynakları en geç 2030‘da tümüyle terk edilecek.
+Yıllık enerji tüketiminin 2030’da 680-750 TWh’a çıkacağı varsayımıyla, artan tüketimin % 80‘i yenilebilir enerji kaynaklarından sağlanacak.
+Hedef,yenilebilir enerjide geleceğin teknolojileriyle buluşmak olacak. Bununla, BM‘nin ‘’Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ‘’yle uyumlu olunacak.
+Avrupa genelinde ‘’Yeşil Hidrojen Enerjisi Anlaşması’’ yapılacak ve bu doğrultuda üretim gerçekleştirilecek.Almanya ve AB’de enerji kaynaklarının çeşitlenmesi esas olacak.
+Devletçe üretilen enerji sektörü girdilerinde fiyatlandırma sistemi reforme edilecek.
+Enerji fiyatlandırmasında sosyal ve adaletli olunacak.
+Akıllı pil üretiminde Avrupa’da öncülük yapılacak.
+Özellikle rüzgar enerjisinde türlerin ( insan ve hayvan ) korunması esas olacak ve yenilebilir enerji kaynaklarının fiziki sınırı, ülke topraklarının % 2’sini geçmeyecek.
+Vatandaş Enerjisi ( yurttaşların enerji üretimi ) esas olacak ve teşvik edilecek.
Sonuç,sivil toplumu ve demokrasiyi güçlendirmeyi hedef edinen rasyonel aklın ürünü bir metinle karşı karşıyayız.
‘’Yoğurt yiyişlerini ’’uygulamada göreceğiz, ama hem yoğurt üretmeyi, hem de bu yoğurdu nasıl yemek istediklerini iyi tanımlıyorlar.
Bu siyaset belgesi, Can yayınlarının entelektüel çocuğu olarak doğan Tellekt‘in yayını olan ve Barış Gönülşen‘in usta diliyle Türkçemize kazandırdığı Profesör Robert Skidelsky‘nin (doğ.1939) ‘’Para ve Devlet’’ deki bir çok anlamlı ifadesini haklı kılıyor :
-Toplum piyasallaştırılamaz, piyasayı şekillendiren toplumdur...