14.12.2024
İzmir Devlet Senfoni Orkestrası 50.yaşında. Konak’ta çaldıkları günlerden, günümüzde çaldıkları Adnan Saygun Sanat Merkezi Salonu’na uzanan yol, İZDSO’nun ustalaşma evrimini de anlatıyor.
6 Aralık Konseri’nde, Rus solist Anastasia Kobekına(doğ.1994) ki dünyada ilk 10 arasında anılıyor, Dmitri Şostakoviç’in hibrit sesleriyle bilinen, viyolonsel konçertosunu, 1698 yapımı viyolenseliyle, olağanüstü bir yetkinlikle icra etti. Babası Vladimir Kobekına’nın (doğ.1947) bestelediği Galja’yı ‘’bis’’ olarak anons ederken, babasını selamladı.
Baba Vladimir, 3 yıldır kızını görecek vizeyi alamıyordu.
Baba kızına, İzmir’de kavuşmuştu...
Aynı saatlerde Mağusa’nın ünlü Retro Çalgıları Orkestrası İzmir BŞB konuğuydu ve Kültürpark’da müzik yapıyordu.‘’Mağusa limanı limandır liman / Beni öldürende yoktur din iman / Uyan Alim uyan’’ ancak seslendirilmişti ki, şef Kurultay Akbay hoca ‘’ bir saniye ‘’ dedi. Bir ‘’ mesaj ‘’ okundu. 6 Şubat’ta evladını kaybeden annelerden Ruşen hoca’nın mesajı şöyle diyordu:
-Bugün burada, tarifsiz bir acının ve sarsılmaz bir kararlılığın sesi olarak sizlerin karşısındayız.
6 Şubat 2023 günü yaşanan depremde, çocuklarımızı, rehber gençlerimizi, öğretmenlerimizi, dostlarımızı Grand İsias Otel adı verilen bir ölüm tuzağında kaybettik.
Bu kayıp sadece bir doğal afetin değil, ahlaksızlığın, açgözlülüğün ve vicdansızlığın bir sonucudur. Bizlere evlatlarımızın mezar taşlarını bırakmalarına neden olanlar, bugün hala adaletin karşısında hesap vermeyi beklemektedir.
Kıbrıs’ın Şampiyon Melekleri, Türkiye Yıldızlar Voleybol Yarı Finalleri için Adıyaman’a gittiklerinde birer umut ve gurur taşıyorlardı.
Ancak, denetimsiz yapıların, sorumsuz yaklaşımların ve insan hayatına verilen değersizliğin kurbanı oldular.
Biz aileler olarak, çocuklarımızın anılarını yaşatmak ve bu felaketin sorumlularını adalet önüne çıkarmak için bir mücadele başlattık.
Bugün burada olmamızın sebebi de bu mücadelede siz değerli İzmir halkından destek istemek.
Adalet arayışımız bir kişisel mesele değil, bir toplumsal mücadeledir. Bu dava yalnızca bizim değil, deprem coğrafyasında yaşayan her bireyin ortak davasıdır. Çocuklarımızı, öğretmenlerimizi ve sevdiklerimizi kaybettik, ancak bu acıyı başka annelerin, babaların ve toplumların yaşamaması için durmadan çalışıyoruz.
Sorumluların “olası kast” ile yargılanmasını talep ediyoruz. Çünkü yapılanların kaza olmadığını, göz göre göre alınmış yanlış kararlar ve usulsüzlükler zincirinin sonucunda yaşandığını biliyoruz.
Bunun bir daha asla tekrarlanmaması için bu dava bir dönüm noktası olmalı. Türkiye’de yapı güvenliği ve insan hayatına verilen değerin yeniden tanımlanması gerekiyor.
Şampiyon Melekler adına kurduğumuz derneğimiz ile sadece adalet için değil, eğitim ve bilinçlenme için de çalışıyoruz.(...)
Sizlerden ricamız, sesimize ses olmanızdır. Adalet çağrımızı duyurmak, mücadelemize omuz vermek ve İzmir’in aydınlık yüzünü bu davanın ışığına çevirmek istiyoruz.
Sizlerin desteği, mücadelemize güç katacaktır.
Biz Şampiyon Meleklerin aileleri olarak söz verdik: Çocuklarımıza, öğretmenlerimize, dostlarımıza adaleti sağlayana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.
Nefesimiz tükenene kadar bu yolu yürüyeceğiz.
Çünkü biliyoruz ki, adalet güçlü bir irade ve dayanışma ile kazanılır.
İzmir’in güçlü yüreklerini yanımızda görmek istiyoruz.’’
Kıbrıs Türkü, Adıyaman Ağır Ceza’daki 5 duruşmaya, iktidarı / muhalefeti, hukukçusu velhasıl insanlarıyla birlikte katıldı.
Bununla ‘’hak mücadelesi’’nin nasıl olması gerektiğini bizlere anlatıyorlar.
24 Aralık Perşembe günü, 6’ncı ve Karar Duruşma’sında 34 şampiyon meleğimizin annesine adalete kavuşmalarını diliyorum.
Yaşar Kemal usta Allahın Askerleri’nde diyor ki: Bir insan bir işin üstüne düşmeyegörsün, bir insan bir uykuda düşte bile düşmeyegörsün, onun elinden kurtuluş yok. Ölüm bile kurtulamaz onun elinden...