28.12.2024
‘’Yerli ve Milli ‘’ kavramı haklı olarak bir tartışma yarattı. Floteks’in kurucusu dostum Celâl Beysel ‘’Yüzde 100 yerli ve milli kavramı açıklanmaya muhtaç:
Firmamızın ‘yerli ve milli’ oranında en yüksek becerisi, tasarım ve inovasyonlarımızdır. Bu konuda ‘kapalı havza’yız.Dışarıdan hazır bir beceri satın almayız,kendimiz geliştiririz’’diyor.
Enfeksiyon hastalıklarında erken tanı için tanı kitleri ve lab. aygıtları üreten dostum Prof.Dr.Tanıl Kocagöz ise %90 yerlilik oranıyla yıllar yılı kamu ihalelerine girememişler. Yerli İmal Belgesi’ni zor-bela almışlar. Diyor ki: Devletin bu tür ürünlerin farkına varıp, sahip çıkıp Türkiye için önemli ekonomik değere dönüştürmesi, çok yavaş işleyen bir süreç.
Prof.Dr. Çelik Kurdoğlu dostum ise ‘’Yerli malı yanıltıcı bir kavram.Artık elmanın-portakalın bile yerlisi söz konusu değil. TOGG tam bir dalavere ve şarlatanlık örneği. Bu toplumu yerli ve milli diyerek kandırmak günah’’ diyor.
Ben de ‘’yerlileştirilme‘’ yanlısıyım, ‘’yerli ve milli’’in içi boş bir kavram olduğuna inanıyorum.
Meraklısına, Dr.Çelik Kurtoğlu’nun Değer Zincirinin Evrimi (Efil yay) eserini öneriyorum, bir başucu eseridir.
Denizli Büyükşehir Belediyesi‘nin ev sahipliğinde, Dr.Figen Gürsoy’un Yaşar Kemal’in 57 eserinden oluşan Minyatür Sergisi’nin açılışı bir Anadolu çoşkusuydu. Elekrikler kesildiğinde telefon lambasıyla sergiyi gezenlerden kadın derneklerine, okullara, kısacası toplumun her bir yanı bir sel örneği sergiye aktı. İşin öncüsü Müjdat Keçeci’ye ve Zeren Gerelioğlu’na ‘’koca’’ bir sağol.
’’Yaşar Kemal’le Selamlaşmak’’ insana sahip çıkmak. Çünkü, O bu toplumun vicdanı... Sergiye bir başına gelen 9 yaşındaki Tolunay bu vicdanın gelecek umudu.
Sarıgöl’de Sarıgöl Kadın Girişimi ve İşletme Kooperatifi üyelerine Latife Hn’dan İrem Karamete’ye Türk Kadını ‘nı anlatma sözüm vardı. Bu kooperatifle geçen yıl ‘’mor inek‘’ olmalarını öğütlemiştim. ‘’Mor’’ yapılmamış olanı yapmak. Öyle ya, ülkede 500 küsur kadın kooperatifi var, hepsinin ürettiği beş yukarı / beş aşağı aynı. Oturumu yöneten Aslı Hoca 1 yılın ‘’icmalini’’ çıkardı:
-Biz katkısız doğal ürün üreterek mor inek olduk. Şimdi bize ne diyeceksiniz?
Evet, kısa adıyla Sarkoop dersini çalışmış, ‘’Etki Girişimciliği ‘’ yapmıştı.
Onlara, kadın-erkek istihdamında 40 puan fark olduğunu anlattım.Türkiye bu rakamla Avrupa ülkeleri arasında son sıradaydı.
En vahimi, son 15 yılda 4.086 kadın öldürüldü. Öldürenlere ‘’ağır tahrik ‘’ ve ‘’iyi hal’’ ile ödüllendiriliyordu. 6284 sayılı yasa yetersizdi, ‘’tedbir koymakla’’ yetiniyordu.
Şiddetten ölen kadınlar için bir Anıt Sayaç var, bu yıl öldürülen kadın sayısını 425 olarak veriyor.
Sarkoop’un bu yılki ‘’ev ödevi‘’ ağır.Çünkü cinayetlerin durması ancak toplumsal ağların örülmesiyle mümkün.
Sarkoop’cular kestirmeden ne dediler bilir misiniz?
-Telefonla bağlanan genç şampiyon İrem Karamete nasıl ‘’yenile yenile yenmeyi öğrendim’’ dediyse, biz kadınlar da yediğimiz darbelerden öğrenip, hem cinayetlere dur diyeceğiz, hem de üreterek toplumda yerimizi alacağız, sen hiç merak etme...
Bizi ağırlayan Emine-Adnan Aygan çiftine ‘’sağolun’’ derken, Sarkoop üyelerinin alayı Orta Direk’teki Meryemce kadın, bizim haberimiz olmamış...
Ben ‘’umut var’’ diyorum,çünkü onlar 1 Kadındık, 1000 Kadın oluyorlar.
BBC’nin Dünyada İlham Veren 100 Kadın arasına seçtiği Muğla-İkizköy Muhtarı Nejla Işık son sözü söylüyor:
-Bizi yok etmeye inat, mücadelemize sarıldık...
Yaşar Kemal usta diyor ki: Keramet toprakta, ağaçta, suda, insanlarda, böceklerde, kuşlarda...