17.12.2022
Prof. Yascha Mounk (doğ.1982)bir Harvard hocası. Derdi/gücü demokrasinin savunulması.2018-2020’de yazdığı 3 kitap da demokrasi hakkında. 2018 yazdığı kitap ‘’ dünyada yılın kitabı‘’ oldu..
Dr. Mounk, demokrasi krizinden kurtulmanın mümkün olduğu inancında. Son kitabı ‘’ Saçılan Demokrasi Krizinin Üstesinden Nasıl Gelinir ? ‘’. Kitap kurdu dostum Celâl Beysel aracılığıyla bu kitaptan haberdar oldum.
Prof.Mounk yeni bir kavram geliştiriyor: Yapılandırılmış Anarşi…
‘’Sen yap, istim arkadan gelir !’’diyen bir yaklaşım.Demokrasi düşmanlarının kurumsal değerleri erezyona uğratmak için neler yapabileceğini anlatıyor.
Dünya devletlerinin kurduğu koskoca bir düzenleyici kurumu ‘’yok sayıyor, bunu da idare edecek bir şeyler bulurum‘’ diyor.
Birinci perde:
Mart 2018’de ABD Trump yönetimi içlerinde Türkiye’nin olduğu 6 ülkenin sattığı çelik ve alimunyumun ithali için ‘’ulusal güvenlik‘’ gerekçesiyle ek vergi salıyor.
İkinci perde:
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ek vergi salınan ülkelerin başvurusuyla ABD‘nin ‘’ulusal güvenlik ‘’ gerekçesiyle çelik ve aliminyumda getirdiği ek vergiyi ‘’savaş ve olağanüstü bir durum yok ‘’ gerekçesiyle iptal ediyor. DTÖ, bununla kalmıyor, ABD’nin bu ek vergiyle küresel ticaret kurallarını ‘’ihlal ettiği ‘’ yolunda karar veriyor.
Oyun bitti sanıyorsunuz…
Öyle değil, perde tekrar kaldırılıyor.
Üçüncü perde:
ABD’nin DTÖ nezdindeki ticaret temsilcisi DTÖ kararını ‘’kınıyor‘’ ve DTÖ’nün ulusal güvenlik kararlarını sorgulama ve fikir yürütme yetkisine sahip olmadığını ileri sürüyor.
Noktayı şöyle koyuyor:
-ABD, Başkan Trump’ın koyduğu bu ek gümrük vergisini yürürlükte bırakacak….
Peki bu karşı çıkışın temeli ne?
ABD, dünyada ticaretin saha serbest işlemesi için kurallar koymak için 1995’de kurulan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)’nün kurucu 164 üyesinden biri. Ondan öte, dünyada serbest ticaret konusunun şampiyonu.
İmza koyduğu hükümlerden biri ‘’DTÖ Anlaşmasının Çözümü Mekanizması’’. Ek vergiyi iptal eden erk bu.
ABD bu mekanizma için ‘’Bu da kim?’’ diyor.
ABD, DTÖ kurumunu ve aldığı kararları ‘’yok hükmünde‘’ olduğunu savlıyor.
Akla gelen, ABD‘nin bir iç hukuk hükmünü dayanak aldığı.
Böyle bir yasa var(dı):
ABD,26 Ekim 2001’de, 11 Eylül Olayları’ndan hemen sonra Patriot Yasası olarak bilinen ‘’Terörü Önleme Yasası’’nı çıkarıyor. Yasa, ABD‘ye terörün önünü kesmek ve engellemek için her türden önlem ve aracı kullanmasına olanak tanıyor. Sadece ABD değil, dünya genelinde terörizmin cezalandırılmasını öngörüyor. Terörü finanse edecek ve ulusal güvenliği tehdit edecek her türden aracın ortadan kaldırılmasını hedefliyor.
Anlaşılan çelik ve aliminyum ticareti, terörü finanse eden yeni araçlar….
Gelin görün ki, bu Patriot Yasası 2020‘de iptal ediliyor, böyle bir yasa yok…
Patriot yasasını işletmek için kurulan Anavatan Güvenliği Bakanlığı ülkenin en işsiz bakanlığı, çünkü sahil güvenlik dışında kendisine bağlı bir kuruluş yok.
‘’Süper Devlet ‘’ olmak, anlaşılan olmayan yasaları var saymak ve imza koyduğu anlaşmaları da yok saymak.
Bütün bunlar Ezop’taki ‘’Sen suyumu bulandırıyorsun, seni parçalayıp yiyeceğim‘’ kurgulu kurt-kuzu öyküsünü andırmıyor mu?
Yaşar Kemal usta ise şöyle diyor: Bilinçli olarak ben de aydınlığın türküsünü, iyiliğin, güzelliğin türküsünü, minnetarlığın türküsünü söylemek istedim.Çünkü kötülüklerden, acılardan, yoksulluktan, acılardan, yoksuluktan, salgın hastalıklardan, sıtmadan geldim….