22.11.2024
Türkiye’nin tarımsal ürünleri arasında stratejik bir öneme sahip olan fındık, ekonomik ve sosyal etkileriyle bölgesel kalkınmanın temel taşlarından biridir.
740 bin hektarlık bir alanda üretilen ve yıllık 650-700 bin tonluk üretim hacmiyle dünya fındık üretiminin %70’ini karşılayan Türkiye, bu üründen önemli döviz gelirleri elde etmektedir. Üretilen fındığın %85’inin ihraç edilmesi, fındığı yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda dış ticaret açısından da kritik bir ürün haline getirmektedir. Yaklaşık 4 milyon insanın geçim kaynağı olan fındık, Karadeniz Bölgesi için ekonomik, coğrafi ve sosyal anlamda büyük bir değer ifade etmektedir.
Ancak, bu stratejik ürünün üretiminden ihracatına kadar birçok yapısal sorunu bulunmaktadır. Bahçelerin yaşlanması, düşük verimlilik, miras yoluyla arazilerin parçalanması, yanlış hasat ve kurutma yöntemleri gibi sorunlar, fındık sektörünün sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. İşte bu noktada, sektörün tüm paydaşlarını bir araya getiren Ulusal Fındık Konseyi (UFK), çözüm üretmek ve fındığın geleceğini şekillendirmek için büyük bir önem taşımaktadır.
Geçtiğimiz günlerde yapılan genel kurulda, Ulusal Fındık Konseyi’nin yeni başkanı olarak Şenocak Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Cem Şenocak seçildi. Şenocak, üreticiyi güçlendirme, kalite ve verimliliği artırma hedefleriyle konseyin çalışmalarına yön verecek. Onun liderliğinde, fındık sektörünün kronikleşen sorunlarına çözüm odaklı bir yaklaşım benimsenmesi ve sektörün tüm taraflarını kapsayan ortak bir çalışma dönemi başlaması bekleniyor.
Peki, fındık sektöründe çözüm bekleyen bu sorunlar neler ve nasıl ele alınmalıdır?
Fındık Sektöründeki Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri:
1. Yaşlanan Bahçeler ve Düşük Verim
Karadeniz Bölgesi’ndeki birçok fındık bahçesi, 100 yılı aşan yaşlarıyla artık ekonomik verimlilik sağlayamaz durumdadır. Bu bahçelerin yenilenmesi, modern tarım yöntemleriyle daha verimli çeşitlerin yetiştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle, erken bahar donlarına dayanıklı, sanayiye uygun ve yüksek verimli fındık çeşitleri geliştirilmelidir. Bu doğrultuda, devlet destekli bir teşvik sistemi oluşturulmalı ve yenileme çalışmalarına hız verilmelidir.
2. Küçük Ölçekli İşletmeler ve Arazi Toplulaştırması
Türkiye’deki fındık bahçelerinin büyük bir kısmı küçük ölçeklidir ve bu durum, hem verimlilik hem de modern tarım tekniklerinin uygulanmasını zorlaştırmaktadır. Arazi toplulaştırma projeleriyle parçalanmış araziler birleştirilmeli, ekonomik üretim için uygun büyüklükte bahçeler oluşturulmalıdır. Bu adım, aynı zamanda miras yoluyla arazilerin parçalanmasının önüne geçecektir.
3. Hasat ve Depolama Sürecindeki Kayıplar
Yanlış hasat ve kurutma yöntemleri nedeniyle her yıl milyonlarca dolarlık kayıp yaşanmaktadır. Özellikle, yanlış kurutma sonucunda ortaya çıkan aflatoksin sorunu, ihracat potansiyelini düşürmektedir. Bu sorunların çözümü için üreticilere eğitim verilmesi ve modern depolama sistemlerinin yaygınlaştırılması şarttır.
4. İklim Değişikliğinin Etkileri
Kuraklık, don, sel gibi iklim değişikliği kaynaklı riskler, fındık üretimini doğrudan etkilemektedir. Bu etkilerin minimize edilmesi için tarımsal araştırmalar yapılmalı ve bölgeye uygun önlemler alınmalıdır. Sulama imkanlarının artırılması, modern tarım teknolojilerinin kullanımı bu noktada kritik bir rol oynamaktadır.
5. Gençlerin Fındık Tarımına Kazandırılması
Kırsalda yaşlanan nüfus ve gençlerin farklı iş alanlarına yönelmesi, fındık tarımını sürdürülebilirlik açısından tehdit etmektedir. Tarım teknolojilerinin yaygınlaştırılması, gençlere cazip teşviklerin sunulması ve gelir artırıcı politikaların uygulanmasıyla, genç nesiller fındık üretimine yeniden kazandırılabilir.
6. Verimlilik ve Kaliteyi Artırıcı Politikalar
Türkiye’de fındık verimi, dünya ortalamalarının oldukça altındadır. Doğu Karadeniz’de dekara 65 kg olan verim, İtalya’da 150 kg, ABD’de ise 280 kg seviyesindedir. Verimliliği artırmak için modern gübreleme, sulama ve mekanik toplama yöntemleri teşvik edilmeli, iyi tarım uygulamaları yaygınlaştırılmalıdır.
7. Dijitalleşme ve Rekolte Tahminleri
Fındık üretiminde planlama ve piyasa istikrarı için doğru rekolte tahminleri yapılması kritik önemdedir. Dijital tarım uygulamaları ve insansız hava araçlarının kullanımıyla daha isabetli rekolte tahminleri yapılabilir, bu da hem üreticiler hem de ihracatçılar için güvenilir bir piyasa oluşturulmasını sağlar.
Ulusal Fındık Konseyi’ne Düşen Görevler
Yeni Başkan Cem Şenocak ve ekibinin önünde, fındık sektöründeki bu sorunlara yönelik kapsamlı bir çözüm süreci yürütmek gibi önemli bir görev bulunmaktadır. Fındık, Türkiye’nin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve stratejik geleceği için de vazgeçilmez bir üründür. Ulusal Fındık Konseyi’nin yeni yönetiminin, sektörün sorunlarını çözme konusundaki kararlılığı, fındığın ulusal ve uluslararası pazarlarda daha güçlü bir konuma gelmesine katkı sağlayacaktır. Bu doğrultuda, konseyin çalışmalarının yakından takip edilmesi ve desteklenmesi büyük önem taşımaktadır.