11.07.2025

Fındıkta sadece Ferrero değil, yapısal sorunlar masaya yatırılmalı

Rekabet Kurumu’nun Ferrero’ya yönelik yürüttüğü soruşturma sonucunda şirketin verdiği taahhütlerle dosya kapanmıştı.

Ancak bu karara yapılan itiraz sonrası Ankara 10. İdare Mahkemesi önemli bir karara imza attı: Ferrero’nun taahhütlerinin yetersiz olduğu ve kamu yararının yeterince gözetilmediği gerekçesiyle karar iptal edildi.

Bu gelişme, Türkiye'nin fındık politikasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha gündeme taşıdı. Ancak bu tartışmayı sadece bir şirkete odaklanarak yürütmek yerine, fındık sektörünün yapısal sorunlarını masaya yatırmak gereklidir.

Çok Satıcılı, Az Alıcılı Bir Piyasa Gerçeği

Türkiye fındık sektörünün yapısal zayıflıklarından biri, çok sayıda üreticiye karşı az sayıda alıcının bulunmasıdır. Bu dengesiz yapı, özellikle küçük üreticilerin pazarlık gücünü zayıflatmakta ve fiyatların birkaç büyük alıcının belirlediği seviyelerde oluşmasına neden olmaktadır.

Böyle bir piyasada üreticiler değeri hak ettiği şekilde oluşmayan fiyatlarla ürününü satmak zorunda kalırken, piyasa istikrarı da ciddi biçimde zedelenmektedir.

Yapısal Reformlar Olmadan Adil Piyasa Mümkün Değil

Sadece Ferrero’yu ya da birkaç ihracatçıyı suçlamak, sektörün gerçek sorunlarını çözmez. Çünkü bu piyasa dengesizliği, yıllardır hayata geçirilmeyen yapısal reformların sonucudur.

Fındık üretiminin güçlü olduğu Karadeniz Bölgesi’nde ne yazık ki hala:

Lisanslı depoculuk sistemi tam anlamıyla kurulamamış,

Ürün ihtisas borsaları faaliyete geçememiş,

Üretici birlikleri ve kooperatifler etkisiz durumda

Fındıkta Kendi Üzerimize Düşeni Yapma Zamanı

Bugün geldiğimiz noktada, sadece bir avuç kalmış Türk fındık ihracatçısını veya çok uluslu şirketleri suçlayarak bu sorunlar çözülemez.

Siz önce üzerine düşeni yapacak, kuralları koyacaksınız. Bu kurallar tüm piyasa aktörleri için şeffaf, adil ve denetlenebilir olmalı; herkes bu kurallara uymalıdır.

Altyapı eksiklikleri giderilmeli, lisanslı depoculuk ve ürün borsaları hızla hayata geçirilmelidir. Ayrıca, fındık sektörü artık sadece geleneksel pazarlara güvenemez. Türkiye, markalaşma ve katma değerli üretim yoluyla yeni pazarlara açılmalı, güçlü bir ihracat hikayesi yazmalıdır.

Bu noktada yeni bir “Fındık Yasası” çıkarılması kaçınılmazdır. Bu yasa; üreticiden ihracatçıya, tüccardan sanayiciye kadar tüm tarafların hak ve sorumluluklarını yeniden tanımlamalı, fındık piyasasını çağdaş bir yapıya kavuşturmalıdır.

Yeni Bir Fındık Hikayesine İhtiyacımız Var

Türkiye, dünya fındık üretiminin yaklaşık %70’ini gerçekleştirmesine rağmen bu gücünü fiyatlara yansıtamamakta, stratejik avantajını kullanamamaktadır. Bunun temel nedeni; reaktif, günü kurtaran politikalar yerine proaktif ve vizyoner bir yol haritasının olmamasıdır.

Bugün fındıkta yeni bir hikâye yazmanın zamanı gelmiştir. Bu hikâyenin başrolünde sadece üretici değil, altyapısını kurmuş bir devlet, planlamaya dâhil edilmiş sanayici, desteklenmiş kooperatifler ve sürdürülebilir ihracat stratejileri olmalıdır.

Sonuç Yerine: Ortak Akıl, Ortak Sorumluluk

Ferrero kararının iptali önemli bir sinyaldir. Ancak bu sinyali doğru okuyup geçici değil kalıcı çözümlere yönelmeliyiz. Fındık sektöründe adil, dengeli ve sürdürülebilir bir piyasa yapısı kurmak için:

Kamu-özel sektör iş birliği güçlenmeli,

Yeni yasal düzenlemelerle oyun alanı eşitlenmeli,

Üretici desteklenmeli ve güçlendirilmelidir.

Çok satıcılı ama az alıcılı bu piyasada, denge ancak ortak akılla, cesur kararlarla ve güçlü bir reform iradesiyle sağlanabilir.

 

HAFTANIN SÖZÜ:

“Başarı, hazırlıkla fırsatın buluştuğu yerdir.”

Yazarın Diğer Yazıları

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar