Ancak bu başarıların arka planında, sanayicilerin finansmana erişimde karşılaştıkları zorluklar ve yüksek maliyetler gibi ciddi sorunlar yer alıyor. Sanayiciler, kendi öz varlıklarını sermaye olarak kullanmak zorunda kalıyor ve bu da üretim ve istihdamı olumsuz etkiliyor.

Sanayi temsilcileri, sıkı para politikasının krediye erişim maliyetini artırdığını ve reel kesimin ekonomik aktivitesinde yavaşlamaya yol açtığını belirtiyor. "Kârdan vazgeçtik, artık öz varlıklarımızda bile ciddi tahribatlar yaşıyoruz" diyen iş dünyası temsilcileri, yüksek enflasyona bağlı maliyet artışlarının pazar kaybına yol açtığını ifade ediyor. Sanayiciler, TL’ye kalıcı güven oluşturacak politikaların hızla devreye alınması gerektiğini vurguluyor ve düşük faizin sanayici açısından elzem olduğunu, ancak faiz indirimi için henüz erken olduğunu düşünüyor.

İSO'nun Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2023 Araştırması, KOBİ’lerin finansmana erişim ve düşük taleple mücadele ederken kârsızlık ve borç sorununu gözler önüne serdi. İSO İkinci 500’ün üretimden satışları reel olarak yüzde 13,7 azalırken, vergi öncesi dönem kârı da yüzde 23,1 geriledi. Toplam borçlardaki reel büyüme ise yüzde 7,2 olarak kaydedildi.

Sanayiciler, Merkez Bankası beklenti anketlerine göre, piyasa, hane halkı ve şirketlerin beklentilerinin çok farklı olduğuna dikkat çekiyor. Bu durum, reel sektör ve hane halkının enflasyonun düşeceği noktasında henüz ikna olmadığını gösteriyor. "Enflasyon kalıcı olarak düşüş trendine girmediği sürece faiz indiriminin konuşulmaması daha sağlıklı olacaktır" diyen sanayiciler, erken indirim sinyalinin yeni başlayan dezenflasyon sürecini sekteye uğratmaması gerektiğini belirtiyor.

Sıkı para politikasıyla krediye ulaşma maliyetindeki artışın reel kesimin ekonomik aktivitesinde yavaşlamaya yol açtığını ifade eden sanayiciler, üretim maliyetlerinin hammadde ve enerji fiyatlarına gelen zamlarla birlikte oldukça yükseldiğini vurguluyor. Buna yüzde 50-60 oranında finansman maliyeti de eklendiğinde, bu maliyetleri tüketiciye yansıtamayan üreticiler varlıklarını devam ettiremeyecek duruma geliyor.

ASO Başkanı Seyit Ardıçta , "Anadolu’da bir tabir vardır: Bazı yıl kâr yılı, bazı yıl da ar yılıdır derler. Bizler ise kârdan vazgeçtik, artık öz varlıklarımızda bile ciddi tahribatlar yaşıyoruz" diyor. Bu süreçten faiz artırıp vergileri çoğaltarak çıkılamayacağını belirten Ardıç, yeni bir dönüşüme ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Sanayi, ticaret, eğitim, hukuk, teknoloji politika ve uygulamalarında esnekliğe, değişikliklere ihtiyaç bulunuyor. Etkin program ve projelere her zamankinden daha fazla gereksinim duyduğumuz bir dönemdeyiz.