21.09.2019
Yıllardır söylüyorum. Üretim maliyetlerini düşürmeliyiz. Üretimi teşvik etmek ancak bu şekilde olabilir. Sanayici daha para kasasına girmeden, vergilerini peşin peşin ödüyor. Şirketler, Kredi Garanti Fonu (KGF) tarafından verilen nefes kredisi ile sadece borç ödedi. Maalesef bu destek ile yeni yatırımlar gerçekleştirilemedi. Bekleyen borçlarını ödeyen iş insanları belli bir süre nefes aldı. Ama sorunun çözümü kesinlikle bu değildir. Asıl olan sanayicinin üstündeki ağır yükleri azaltacaksınız ki sanayici koşsun ve yeni pazarlar arasın. Borçlardan başını kaldıramayan iş insanlarından yeni üretim beklemek sadece hayal olur.
Sanayicinin üstündeki en büyük yüklerden biri faiz yüküdür. Merkez Bankası’nın politika faizlerini düşürmesi olumlu bir gelişmedir. Bu faiz oranları biraz daha düşecektir. Burada tek suçlu bankacılık sistemi gibi göstermek de doğru değildir. Bankalar da vatandaşın parasını doğru kanallarda işletmek zorundadır. Sorun; bankaların zamanından önce geri çağırdıkları krediler yüzünden köşeye sıkışan sanayilerin durumudur. Bankalara hatırlatmakta fayda var. 2000’li yıllarda yaşanan ekonomik krizin ardından kredileri geri çağıran bankalar oldu. Sanayiciler neredeyse anahtarlarını bankalara bırakma noktasına geldi. Ama bunu yapan bankalar bugün hala Anadolu sanayicisinin hafızasından silinmedi. Üstelik silinmesi için de bir kuşak değişmesi gerekiyor.
Bankalar kredileri zamanından önce çağırırsa şirketlerde ihlaslar, iflas ertelemeler karşımıza çıkar. O zaman da piyasada iş yapılamaz. Firmaların borçlarını ödemesinde bankaların da elini taşın altına koyması şarttır. Milyonlarca kişi bankalarda çalıştığı gibi, fabrikalarda ve şirketlerde de çalışmaktadır. Bunlardan ikisini birbirinden ayıramazsınız. Batarsak hep birlikte batarız.
Yoksa “Eller Havaya” demekten başka çare kalmaz. Herkesin elini değil gövdesini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’yi yönetenlerinde bu bilinç ve anlayışla hareket etmesi gerekir. Vatandaşına örnek olmalı ve tasarrufu özendirmelidir. Tasarruf sadece parayı kenara koymakla yapılmaz. Harcamalarınızı kontrol edip, gereksiz israftan kaçınırsanız da tasarruf yapmış olursunuz. Giderlerinizi doğru yönetirseniz de aynı şekilde tasarruf yaparsınız. Yoksa önce şirketler sonra da aileler iflas bayrağını çeker.
Onun içindir ki faizlerin düşmesini, üretim maliyetlerinin düşmesi ile devam ettirilmelidir. Vergilerin tahsili için paranın şirket kasasına girmesi beklenmelidir. Kazanmadığı paranın vergisini önceden almak büyük haksızlıktır. Ne devlet ne de bankalar sanayici olamaz. Herkes bildiği işi yapmalıdır.