3.02.2023
Son yıllarda dijital ekonominin hızla büyümesiyle dünya çapında pek çok ülke; vergi sistemlerini yeniden düzenlemeye, dijital vergilendirme yöntemleri geliştirmeye ve mevzuatını bu doğrultuda dönüştürmeye başladı.
Özellikle internet üzerinden yapılan ticaretin vergilendirilmesi, uluslararası vergi hukukunun ana gündem maddesi haline geldi. Ülkemizin de son yıllarda vergi sisteminin modernizasyonu ve dijitalleştirilmesi konusunda önemli adımlar atarak bu gelişmeleri takip ettiğini söylemek yanlış olmaz.
Bu noktada ilk olarak “dijital vergi” kavramını doğru anlamak gerekli. Dijital vergi; internet üzerinden yapılan ticaret ve finansal işlemleri vergilendirmeyi amaçlayan vergi türüne verilen addır. Bu vergi kapsamında; online satışlar, hizmetler, reklam ve e-ticaret gibi faaliyetler yer alırken, dijital platformlardan yapılan işlemler de aynı kapsama dahildir. Tüm bu nedenlerle iş dünyasının dijital vergi uygulamalarına adapte olması, yeni vergi yükümlülüklerine ve değişen mevzuata yerel ve uluslararası düzeyde ayak uydurması kaçınılmaz hale geldi. Mevzuat takibi noktasında; OECD tarafından geliştirilen "Dijital Ekonomi Paketi" ile ülkemizde yürürlükte olan Vergi Usul Kanunu'nun ilgili maddelerinde yer alan düzenlemelerin takibi kritik önem ediyor. Diğer yandan; dijital vergi uygulaması, ülkeler arasında farklılıklar gösterdiği için çeşitli tartışmaları da beraberinde getiriyor. Bu sebeple, ülkeler arasındaki vergi uyumunun sağlanması amacıyla yürürlüğe giren çok sayıda yerel mevzuat da bulunuyor. Örneğin, ülkemizde; e-Ticaret Vergi Uygulama Tebliği ve e-Fatura Uygulama Tebliği bu amaçla çıkartılan yerel mevzuata örnek olarak gösterilebilir.
İş dünyası açısından bakıldığında; dijital vergilendirme ile birlikte internet üzerinden gerçekleşen satışlar ve reklam gelirleri gibi faaliyetlerin vergilendirilmesi öne çıkıyor. Bu nedenle, işletmelerin dijital faaliyetlerinin vergilendirilmesi konusunda daha dikkatli olmaları gerektiği aşikardır. Ayrıca uluslararası düzeyde de -özellikle dijital platformların merkezi olmayan yapısı nedeniyle- vergi mükellefiyetinin belirlenmesi konusunda çeşitli zorluklar yaşanmaya devam ediyor. Bu nedenle dijital vergi konusunda uluslararası düzeyde ortak bir yol bulunması gerekiyor. Birçok ülke, dijital vergi konusunda Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi kuruluşlarla çalışmalar yapmaya devam etse de çalışmaların henüz yeterli olgunluğa ulaştığını söylemek mümkün gözükmüyor. Ulusal düzeye gelindiğinde ise dijital vergilendirmenin uygulanması, işletmelerin internet üzerinden gerçekleştirdikleri ticaret ve hizmetler için vergi ödemelerini arttırmasının yanı sıra uluslararası düzeyde dijital vergilendirme uygulamaları; devletlerarası vergi kaybının da önüne geçiyor.
Sonuç olarak, dijital vergilendirme uygulaması ilk etapta iş dünyasına birtakım zorluklar getirecek olsa da işletmelerin daha adil bir vergi yükü altında olmasını temin ederken, devletin vergi gelirlerini de arttıracak gibi gözüküyor. Ayrıca, uluslararası düzeyde dijital vergilendirmenin uygulanması vergi kaybını azaltırken, devletler arasında daha adil bir vergi sistemi oluşmasını sağlayacak. Bu nedenle, dijital vergilendirme konusunda yapılacak çalışmalar devletin vergi sistemi için önemli bir adım olarak ele alınmaya devam etmesinin yanı sıra iş adamlarının gündeminde olmaya da devam edecek gibi gözüküyor. Bu nedenle, iş dünyasında dijital vergilendirme konusunda çalışmalarını erken projelendiren, bu kapsamda danışmanlık alan firmaların avantajlı pozisyon alacaklarını söylemek yanlış olmayacaktır.