4.11.2023

‘’Osman Saffet Arolat’’ için…

Yaşam durmuyor… Dostum Osman Saffet Arolat’ın hastalık akışını izlerken, Kirli Hanım Peyniri’nin dünya 3.sü olduğunu öğreniyorum.

Dostum Osman Saffet Arolat’ın hastalık akışını izlerken, Kirli Hanım Peyniri’nin  dünya 3.sü olduğunu  öğreniyorum.   Dostlarım  Neşe Aksoy Biber ve  Berrin Bal Onur‘un  Balıkesir: 50 Peynirli Şehir  eserinde öne çıkardıkları Kirli Hanım Peyniri’nin  4.502 peynir arasında  ‘’bronz’’ madalya almasını çok önemsiyorum. Bu geleneksel  peyniri gün yüzüne çıkaran dostlarım ve bu çabalarının kolaylaştırıcısı olan  Balıkesir  Büyükşehir Belediye Yönetimi,  tanıtım  denilen olayın  ‘’somut’’  ve ‘’odaklı ‘’ olmasını bize anlatıyorlar. 

Dostum ve ‘’Emirgân’ın yazarı’’ Cafer Hergünsel  ‘’Emirgân’ın Muhteşem Kadınları’’nı (artshop yay) sağolsun, yollamış. Erguvanlara ve mor salkımlara  sahip çıkan bir insanın  öyküleri bunlar. Cafer hocanın varlığı bana hep umudu ve onu besleyen neşeyi anımsatır. 

Osman Saffet Arolat 82 yaşının 60’ında yazdı. Öncü gazetesinde 1962 yılına ait belgesini Beyazıt Devlet Kitaplığı’nda bulup çıkarmıştım.               

Son yazısını tape eden oğlu Ali (Arolat) yazı başlığının  ‘’82 yılına tanıklık ettiğim Cumhuriyet’’ olduğunu söyledi.                                                                             

Tam 50 yıl oldu beraberliğimiz….

Öğrenci lideri olarak onu  tanıyordum.  Doğru dürüst  yüzyüze gelişimiz 1973’de  Sağmalcılar  Hapishanesi’nin  koridorunda oldu.   

İşte bu 50 yıl boyunca, o önce öğretmenim, bir süre amirim, zaman zaman işverenim , uzunca  bir  süre   gazetede sütun  komşum, sonu   gelmez  Anadolu Turları’mızda  oturum başkanım  ve  kolaylaştırıcım, TV  programlarında   akli   soruları soran  eşdaşım, bir  çok kitap  ve  raporda  eş  yazarım, kurduğumuz  Ada eğitim kooperatifinde ortak , bunlar  yetmezmiş   gibi  Dardanelspor  futbol  kulübünde  başkanım  oldu.       

Arolat, sağ ya da sol düşüncede, istisnasız  herkesin sağduyusundan yararlanmak  istediği  bir  akil  adam  ve   ‘’Osman ağabey‘’ iydi. 

Hele hele, felç geçirmesi sonrası, daha saydam düşünen, daha iyi hatırlayan  aklıyla  benim için ‘’iki  ayaklı  bilgisayar ‘’ işlevi  görmeye   başladı.

Bu döneminden  sonra   insanlar ona ‘’Osman hocam‘’ diye  hitap  etmeye  başladı!  Bu ‘’hocam‘’ ünvanını, sınavla değil, erdemiyle hak  ettiğini kabul  ederim.  Bilge anlamına gelen söz, toplumda çok ender olarak bir insana yakıştırılır. Az gelişmiş, herkesin her şeyi bildiği ama tanımlayamadığı toplumlarda üstünde oydaşılan akil adam sayısı zaten kaçtır ki? 

Onu  ihmal  ettiğim , arayıp  soramadığım   zamanlar oldu. Herhalde  bundandır, bir  yerde  ‘’Onu  tanıyorum  ama    bilmiyorum!’’ ‘’dediğini duydum. Bunun acısını çıkarmaya  aht etmişcesine,  son  25-27 yılı onunla    birlikte, nerdeyse  içiçe   geçirdim. Umarım, artık  beni  bir  nebze   biliyordur…  

Arolat, Bâb-ı âli’nin bu soylu şövalyesini, Perşembe günü Behramkale’de(Assos)Türkiye’nin en batı noktasında, Ege denizine bakan bir yerde toprağa vererek, huzura kavuşturduk.

Huzur içinde ve ışıklar altında uyusun…    

Edebiyatımızın bilge çınarı Yaşar Kemal ona son kitabını şu sözlerle imzalamıştı: Adam gibi adama! Osman’a…

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar