. Artan maliyetler, birçok çiftçinin üretimden vazgeçmesine neden oluyor. Ülkemizin temel tarım ürünleri olan fındık, çay, buğday gibi ürünlerin üreticileri, girdi maliyetleri karşısında zarar ettiklerini belirtiyor ve bu koşullarda üretmeye devam edemeyeceklerini ifade ediyorlar. Kimse zarar ettiği bir ürünü üretmek istemez; bu da tarım sektöründe büyük bir tehlikenin habercisi.

Fındık, Çay, Buğday Üreticilerinin Zor Durumu

Fındık, Türkiye'nin en önemli tarım ihracat ürünlerinden biri olarak ülkemize döviz kazandıran stratejik bir ürün. Ancak fındık üreticileri, hasat ettikleri ürünle işçi ücretlerini bile karşılayamadıklarını dile getiriyorlar. Aynı sıkıntılar çay ve buğday üreticileri için de geçerli. Üreticiler, her geçen yıl artan maliyetler altında eziliyor ve bu durum, tarım alanlarımızın ekilmez hale gelmesine neden olabilecek kadar büyük bir tehdit oluşturuyor. Eğer ülkemiz kendi üreticilerini güçlendirmezse, sadece tarımda değil, her alanda dışa bağımlı hale gelme riskiyle karşı karşıya kalacağız.

Tarım Politikalarında Acil Değişiklik Gerekliliği

Tarım Bakanlığı ve ilgili yetkililerin, bu mutsuzluğu görerek harekete geçmesi gerekiyor. Tarımda üreticilerin maliyetlerin altında ezilmediği, desteklendiği ve üretimin teşvik edildiği politikalar benimsenmezse, Türkiye tarım alanında büyük bir çöküş yaşayabilir. Tarım, ülke ekonomisinin bel kemiğidir ve sadece tarımda değil, tüm sektörlerde üretime dayalı bir ekonomi modeli benimsenmelidir.

"Çiftçinin Nabzı" Araştırması: Çarpıcı Bulgular

Tarım teknolojileri şirketleri tarafından yapılan "Çiftçinin Nabzı Araştırması", tarım sektöründeki üreticilerin yaşadığı zorlukları gözler önüne seriyor. 81 il ve 464 ilçeden katılan 3 bin çiftçi ile yapılan bu araştırma, girdi maliyetlerinin yüksekliğinin, çiftçilerin en büyük sorunu olduğunu ortaya koyuyor. Üretimde kullanılan para, gereç ve iş gücü maliyetlerinin yüksekliği, tarım sektöründe meyve, sebze, tahıl ve endüstriyel ürün gruplarında büyük bir kriz yaratıyor. Çiftçilerin %81'i bu maliyetlerin üretimlerini olumsuz etkilediğini belirtiyor.

Ekim Alanları Azalıyor

En büyük tehlikelerden biri ise ekim alanlarının sürekli azalması. Güney Marmara’da ekim alanlarının %37, Çukurova’da %31, Akdeniz ve Doğu Karadeniz’de %28 oranında daraldığı belirtiliyor. Çiftçilerin %24'ü ekim alanlarının azaldığını, sadece %16'sı ise bu alanların arttığını söylüyor. Küçük çiftçilerde bu oranlar daha da yüksek. Maliyet artışları, tarım sektöründe ciddi bir küçülmeye neden oluyor ve bu durumun önlenmesi için acil önlemler alınması gerekiyor.

Gelir ve Yatırım Oranları Düşüyor

Araştırmaya göre, çiftçilerin %52’si gelirlerinin azaldığını, sadece %21’i gelirinin arttığını belirtiyor. Gelirlerinin arttığını söyleyen çiftçiler genellikle İç Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerinde bulunuyor. Ancak genel olarak, Türkiye’deki çiftçilerin %64’ü gelirlerini nasıl artıracaklarını bilmediklerini ifade ediyor. 2020 yılında, tarlasına yatırım yapamayan çiftçilerin oranı %70’e ulaşmış durumda.

Tüccara Bağımlılık ve Düşük Gelir

Türkiye’de çiftçilerin %62’si ürettikleri ürünleri tüccarlara satıyor. Ancak tüccarların ürünleri düşük fiyattan alıp yüksek fiyata satmaları, çiftçilerin gelirlerini olumsuz etkiliyor. Bu durum, çiftçilerin elindeki ürünü ucuza satmak zorunda kalmasına neden oluyor. Gelirlerini artırmanın yollarını arayan çiftçiler ise hayvancılığa yönelmeyi planlıyorlar.

İklim Değişikliği ve Çevre Sorunları

İklim değişikliği, tarım sektöründe büyük bir tehdit oluşturuyor. "Çiftçinin Nabzı Araştırması"na katılan çiftçilerin %51'i iklim değişikliğini kuraklık olarak tanımlarken, %31’i ise yağışların azalmasını en büyük sorun olarak görüyor. Küçük çiftçilerin %90’ı ve büyük çiftçilerin %86’sı geri dönüşüme katkı sağlamadığını belirtiyor. Bu durum, çevre kirliliği ve iklim değişikliğinin tarım sektörüne olumsuz etkilerinin artmasına neden oluyor.

Haftanın Sözü:
Risksiz kazanç, şan ve şerefi olmayan zafer gibidir.