7.02.2023
Kahramanmaraş, Samsun'daki evime kuş uçumu uzaklık yaklaşık 415 Km olarak veriliyor.
Buna rağmen sabaha karşı karımın ''Deprem oluyor'' uyarısıyla uyandığımda yatağımızın üzerindeki avizenin sallandığını fark ettim önce, sonra gardırobun gıcırtı sesini işittim.
Bir dakika kadar sürdü sanki sarsıntı.
Merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi olan 7.4 şiddetindeki depremi ben kuş uçumu 400-450 Km uzaktan biz böyle hissetmişken, 10 ilde yıkıma ve can kaybına neden olan bu felaketi o on ildeki vatandaşlar nasıl hissettiler tahayyül bile edemiyorum.
Ülkem bir kez daha büyük bir felaketi yaşadı.
Başsağlığı ve sabır dileklerimin yanı sıra, ülkeme son bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi de iletiyorum ama bir deprem ülkesi olduğumuz gerçeğini de bir kez daha hatırlatıyorum.
Bir TV kanalında konuşan Prof. Dr. Ahmet Ercan, depremin zemin derin büyüklüğünün 7.4 olduğunu ama yüzey dalgası büyüklüğünün 7.8 şiddetinde ölçüldüğünü ancak, yıkım gücü şiddetinin ise 11 olduğunu söylerken ''Düşünün 130 atom bombası gücünde bir enerji boşalmıştır'' derken felaketin büyüklüğüne işaret ediyordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dün sabaha karşı meydana gelen depremin son bir asırdaki 1939 tarihili Erzincan depreminden sonraki en büyük felaketle sarsıldığımıza işaret ediyordu.
1999'daki Gölcük merkezli Marmara depremi de büyük bir felaketti ki, 18 bine yakın canımızı yitirmiştik.
Marmara depreminin üzerinden 24 yıl geçti biliyorsunuz.
Bunun üzerinden de, Elazığ-Malatya ve İzmir depremleri gibi onlarca depremi daha yaşadık.
Pazarcık merkezli bu deprem de son felaketimiz olmayacak maalesef.
Haber kanallarında deprem kuşağına dair haritalar gösteriliyor.
Konya ve çevresi hariç, yurdumuzun neredeyse tamamı kırmızı.
Fay zonlarıyla sarılmış durumdayız yani.
Cumhurbaşkanı, 10 ili etkileyen Pazarcık depremindeki can kaybımızı 912 olarak açıklıyordu.
Bu kadar kayıp bile canımızı yakıyor ve bu kadarla kalmasını diliyorum ama kayıplarımızın yazının hazırlandığı sırada Cumhurbaşkanı'nın verdiği sayıyla kalmayacacak olmasından da endişeliyim açıkçası çünkü henüz ulaşılamayan yerler ve müdahale edilemeyen enkazlardan söz ediliyordu.
Nerdeyse her yıl ülkemizin bir noktasından deprem haberi alıyoruz.
Son üç yılda mesela İzmir kaç defa sallandı gelen haberleri ben sayamadım.
Pazarcık depremi son felaketimiz değil.
Son olmayacağını da biliyoruz.
Ve fakat.
Önlem alıyor muyuz?
Hayır.
Samsun özelinden söyleyeyim.
Hiç hazır değiliz.
Kuş uçumu yaklaşık 400 Km uzaklıktaki deprem bile Samsun'da bizi bu kadar korkuttuysa, 80 Km uzaklığımızdan geçen Kuzey Anadolu fayında bir deprem oluşması durumunda yaşanacak felaketi düşünemiyorum bile.
Artçı depremler bile korkutuyor.
Yazımı hazırlarken bile artçıların etkisiyle evimiz beşik gibi sallandı.
Ki;
Bu artçının 7.5 şiddetinde olduğu açıklandı.
Korktum mu?
Elbette korktum ama korkunun ecele faydası olmadığını da biliyorum.
Deprem kuşağında yaşadığımız için şu gerçeğin altını bir kere daha çizmek isterim ki.
Deprem öldürmüyor.
Depreme dayanıksız yapılar yıkılıyor ve yıkılan o yapılarda can kayıpları oluyor.
Bir kere daha ‘’Depreme hazırlıklı olmalıyız’’ diyeceğim ama biliyorum ki, ben söyleyip. ben işiteceğim.
Yaşanlardan ders almamaya devam ediyoruz hala.
Bu son felaketten de gereken dersleri çıkarmayacağız maalesef.