Türkiye tarihinin en önemli savaşlarından birini veriyor. Bu savaş ekonomik savaştır. Suriye sınırında yaşananlar ise Türkiye'nin kendini müdafaası için sınırlarını korumaya alması ve terörle mücadelesinin bir parçasıdır. Öncelikle Suriye operasyonu bir savaş değildir. Çünkü savaş iki devlet ve iki ordu arasında olur. Her ülke sınırlarına yapılan saldırıya ve terör faaliyetlerine cevap verir. Bu da o ülkenin uluslararası hukuktan doğan hakkıdır.
Şimdi gelelim ekonomik savaşa; Türkiye'nin üretim ve sanayi altyapısı ne kadar sağlam temellere oturursa ve finansal anlamda ülke güçlü ise dış dünyada etkiniz ve yaptırmanız fazla olur. Ekonomik gücü kötü olan ülkelerin dış politikada başarılı olma şansı maalesef yoktur. Türkiye'nin en büyük avantajı üretim gücünün ve altyapısının iyi oluşudur. Ayrıca unutmamak gerekir ki Türkiye'deki yabancı yatırımlar bir günde ülkeyi terk edemez. Bu aşamada ülkedeki yabancı sermaye Türkiye'nin dış dünyadaki sigortasıdır. Bu gerçekler ortadayken pekçok krizden çıkan Türk milleti dış tehditlere boyun eğmez.
Özellikle Amerika'nın ve batının ambargo tehdidi Türkiye'ye sıkıntıya sokar ama kararlılığından döndüremez.
Bugün Güney sınırımız da yaşanan operasyonun piyasalardaki etkisinin hemen görülmemesinin nedeni de budur. Türkiye'nin ekonomisi bundan 20 yıl öncesi gibi değildir. Kriz olabilir ama bu kriz temelleri sağlam olan ekonomimizi kısa dönemde etkilemez.
Ancak bu bizi rehaveti sürüklemelidir. Mali disiplini sağlayıp katma değerli üretim yaratıp geleceğe yatırım yapmazsanız, sahip olduğunuz bu Yapı sizi uzun dönemde kaldırmaz.
Sonuç olarak Türk milleti baskıya boyun eğmez. Dış tehditlere karşı sanılanın aksine tek vücut ve tek yürek olarak karşı koyar. Hiç kavgalarını unutur ve tek yumruk olur.
Maalesef Dünya bu gerçeği her zaman unutuyor. Düşmanların başaramadığı tek şey budur. Allah askerimizin bu mücadelesini muvaffak eylesin.