İşsizlik oranı 0,9 puan azalışla yüze 13.2 seviyesinde gerçekleşti.Bir vatandaş olarak yukarıdaki başlığı ve açıklamayı okuyunca işin matematiğine bakmak için iki ay sonra açıklanan Mart ayı işsizlik rakamları ile ilgili olarak bir fikrim olsun, sizlerle de detayları paylaşmak adına; mümkün oldukça tarafsız bir gözle birçok kaynaktan araştırma yaptım. Sonuç olarak ortaya çıkan tablo ve tespitlerimi bugünkü yazıma aktarıp sizlerin değerlendirmesine sunmak istedim. Gelin birlikte bakalım:

Tablodan da görüleceği üzere; gerek gelişmiş gerek gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda işsizlik oranları yüksek durumdadır. Bu tabloda işsizlik rakamlarından çok daha önemli bir istatistik dikkat çekmektedir. İşgücüne katılma ve İstihdam oranı; Gelişmiş ülkelerde işgücüne katılma oranı yüzde 60 – 70 bandında iken gelişmekte olan ülkelerde de bu yüzdeler korunmakta veya bize göre göreceli olarak yüksektir. Türkiye’de ise işgücüne katılma oranı yüzde 48.4 ile çok düşük bir seviyede kalmaktadır. Yine işgücüne katılım oranı içinde istihdam oranı da her geçen gün azalmaktadır. Mart ayında istihdamda önceki yılın mart ayına göre azalış 1.662 milyon kişi. Bu rakamların 535 bini tarım, 248 bini İnşaat ve 903 bini hizmetler sektöründendir. Kayıtdışı işçi sayısı azalırken; kayıtlı işçi sayısı artmıştır. Dolayısı ile işsizlik oranı azalmaktadır.

Salgının ülkemizde yoğun olarak görüldüğü Nisan ve Mayıs aylarında her ne kadar işten çıkarma yasağı ve ücretsiz izin olsa da kayıt dışı çalışmanın yoğun olduğu ülkemizde bu rakamlar ile işten çıkarma yasağı ve ücretsiz izin sürelerinin resmi olarak bitiminden itibaren kayıtlı işçi sayısının da artacağı öngörülmektedir. Türkiye’de çalışabilir 62 milyon nüfusun sadece 26 milyonu çalışmakta olup; iş arayan her 4 gencimizden sadece 1 tanesi iş bulabilmektedir. Nasıl müreffeh uluslar seviyesine çıkarız? Sorusunun yanıtı basittir: “Çalışarak” ancak ülkemizde 26 milyon kişi çalışmakta/ çalışabilmekte ve nüfusun geri kalanı olan 57 milyonuna bakarak ağır bir yükü omuzlarında taşımaktadır.

Buraya kadar dar anlamda işsizlik verilerini, iş gücüne katılım oranını ve istihdamı özetlemeye çalıştık.

Türkiye için gerçek işsiz sayısı “geniş işsizlik” olarak tanımlanan başlık altında toplananların sayısıdır. Bunu hesaplamak için resmi işsiz sayısına çalışmaya hazır olduğu halde iş aramayanlar ile mevsimlik çalışanların eklenmesi gerekir (Çalışmaya hazır olup da iş aramayanlar aslında işsiz olduğu halde son 4 hafta içinde iş aramak için başvuruda bulunmamış olanlardır. Bunları işsiz olarak saymamak doğru değildir.) Bu şekilde bulunan işsizler toplamına “geniş işsizler” diyoruz. Aynı miktarı işgücüne de ekleyerek geniş işgücünü bulabiliriz. Geniş işsiz sayısını geniş işgücüne böler 100 ile çarparsak geniş işsizlik oranının yüzde 23,1 olduğunu görüyoruz. Bu oran açıklanan resmi işsizlik oranından (yüzde 13,2) 10 puan daha yukarıdadır.

Aklınıza şu gelebilir peki geçen yıllarda istihdamda durum nasıldı! Şuan nasıl bir duruma geldik! 2018 Temmuz döneminde Türkiye’de istihdam edilen kişi sayısı 29 Milyon 265 bin kişi iken; devreye alınan istihdam seferberliklerine rağmen 2020 Mart döneminde 26 milyon 133 bine düşmüştür. Özetle istihdamımız 3 Milyon 132 bin kişi azalmıştır. Ezcümle; değerli bir hocamın da dediği gibi “İşsizlik oranı azalırken iş bulamayanların sayısının hızla artmasını anlamak da zorlanıyoruz.”

Sosyal mesafeye uyalım, maske kullanalım, hijyene dikkat edelim. Sağlıkla kalın, çalışmıyorsanız ve iş aramıyorsanız mümkün oldukça evde kalın…